O kadar da başka dilde değil aşk
Fotoğraf: Envato
Avare, bütün Asya’yı kasıp kavurduğu gibi bizde de yıllarca vizyondan düşmeyen, herkesin defalarca izlediği bir klasik. İnsan ondan sonra, Hindistan filmleriyle daha sık haşır neşir olunur, gösterime girme imkanı bulurlar sanıyor. Ne de olsa, dünyanın en büyük sinema endüstrilerinden, Amerikan sinemasını bile zaman zaman film sayısında geride bırakan bir sinemaya sahipler. Öyle olmadı ama. Avare, seyirci için kuşaklar boyu akıldan çıkmayan, sinemacılar için taklit edilen, örnek alınan, ilham veren bir film olmayı sürdürmüş olabilir. Hindistan sineması bize hâlâ uzak. Avare Raj Kapoor’un torunu Ranbir Kapoor’un başrolünde oynadığı Barfi de, ancak batının gösterdiği ilginin sonunda bizde vizyona giriyor. Yine de yıllar sonra bir Hint filmi, dansları, kovalamacaları, saf aşklarıyla sinemalarda.
Adı Raj Kapoor ve en bilinen filmi Avare ile anılsa da, Barfi dramdan çok komedi olarak sınıflandırılabilir. Müzikal yanı baki elbette. Sağır ve dilsiz bir genç adamın hayatla barışık günlerinin özeti olarak başlıyor. Acıma ya da suistimal hissettirmeden, engelli bir çiftin neşeli öyküsü, bir yanıyla. Başta, Barfi çapkınlıktan geri duran bir karakter değil. Bu, Hint usulü tanışır tanışmaz kalbini birine verme jestleriyle birleşince, hikayesinin kalanını hayatına giren kadınlar belirliyor. Başlarda gezip pek mutlu olduğu Shruti’nin başkasıyla evlenmesi, bir hayal kırıklığı olarak kenara yazılıyor.
Filmin çoğu ‘70’lerde geçiyor. Altı yıl arayla gidip gelinen iki zaman, Shruti ile tanışmaları ve kadının yeniden ortaya çıkışı arasında kalmak, başta biraz kafa karıştırıcı. Filmin başındaki kovalamacayı ancak Shruti dönemi kapandıktan sonra çözmek mümkün. Anlaşılıyor ki, Barfi artık şarkılar eşliğinde Jhilmil adında bir genç kadınla gezer olmuş ve kızımız, otistikmiş. Filmin aşkın sınır tanımadığı mesajı, sıkça tekrarlanacaktır artık çünkü dilsiz bir kahramanı konu alması, az konuşan bir film olduğu anlamına gelmiyor. Anlatıcı Shruti’nin annesinin verdiği “Duymak istediğin lafları sana söyleyemez, seni rahat ettiremez” gibi öğütler çürütüldükçe seyirciye gözyaşları içinde bir rahatlama vadediliyor ne de olsa. Jhilmil’in kaçırılması, Barfi’nin bu nedenle aranması gibi polisiye unsurlar, hasta baba için yapılan fedakarlıklar, kaybedilen aşklar gibi dram ögeleri, yine de aşkın neye ihtiyacı olduğu sorusunun gölgesinde. Çok renkli, hareketli ve tahmin edileceği gibi çok müzikli bir film Barfi. Hint sinemasında ona göre daha üstün filmler olup olmadığını bilecek veri ne yazık ki buralara ulaşmıyor. Şu kadarı bilinebilir, Avrupa ve Amerikan sinemasındaki romantik filmlerin birçoğundan daha iyi olduğu çok yan var. Görüntüler, oyunculuklar, karmaşık öyküsünü kolay izleten kurgusu, epey kayda değer. Onlara eklenen kültürel birçok dikkat çekici unsurla da birleşerek, basit bir aşk üçgeni ve tutku öyküsünü zenginleştiriyor. Film ister istemez, İlksen Başarır’ın Mert Fırat’ın yetkin oyunculuğuyla akılda kalan Başka Dilde Aşk’ını çağrıştırıyor, aşkın dile ihtiyacı olmadığını söylüyorken.
Geleneklerine oldukça bağlı bir sinemanın ürünü bir film, tekrarlanan kavuşma ve ayrılıklar, hele de müzikal kısımlar, elbette kimi seyirciler için tahammülü zor yanları. Uzayıp karmaşıklaşması klişelerin etkisinin azalması anlamına gelmiyor. Tüm bunlara rağmen, naifliği nedeniyle benzer bir batılı film kadar itibar görmemesi sadece haksızlık olur. Ranbir Kapoor’un öz güvenli ve ayrıntılara hakim oyunculuğunun da etkisiyle, ortaya çıkan tutkulu karakter, Barfi’nin en çok akılda kalmayı hak eden yanı. Vurgu aşka yapılıyor ama onun hayatla kurduğu ilişkinin bir cazibesi var. Sevdiği kadını aramak için yüzlerce kilometre yol gitmek bir yana, ona görünmek için ayakkabısını çıkarıp havalara atacak kadar rahat olmak gibi. Bu, Barfi’nin seyircisine de yaptığı bir çağrı, onu kendinden ayrı görmek değil, tersine ona yakın hissetmek üstüne. Barfi, hayatla tutkulu bir ilişki kurmanın o kadar da başka bir dili olmadığını hatırlatır gibi.
Barfi: Aşkın Dile İhtiyacı Yoktur
Orijinal adı: Barfi!
Yönetmen: Anurag Basu
Oyuncular: Ranbir Kapoor, Priyanka Chopra, Ileana D’Cruz ile Roopali Ganguly
- Androidler üç boyutta ne düşler? 06 Ekim 2017 01:00
- Yedi kişilik oyun 01 Eylül 2017 01:00
- Erkeklere gününü gösteren pehlivan 18 Ağustos 2017 01:02
- Etkili ama bilinmeyen bilim kurgu 28 Temmuz 2017 00:15
- Zombilere karşı iki tutum 21 Temmuz 2017 01:00
- Maymun nasıl maymun oldu? 14 Temmuz 2017 00:15
- Sürüden ayrılanı kamera kapar 07 Temmuz 2017 01:33
- Ey ruh, sen kimsin? 30 Haziran 2017 00:52
- Karanlık Çağ’da vampirlere karşı 08 Haziran 2017 23:52
- Genç Karl Marx: Bir başlangıç 19 Mayıs 2017 01:00
- Kaygı'yla gerçeği hatırlamak 12 Mayıs 2017 00:30
- Beyazlar Afrika'da neler çekmiş 05 Mayıs 2017 00:59