11 Mayıs 2013 12:40

Nefret suçları meselesi

Nefret suçları meselesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,

Geçtiğimiz hafta Van Barosu İnsan Hakları Komisyonunun düzenlediği “nefret suçları”nı kapsayan bir konferansa katılmak üzere aldığım davet üzerine konuşmacılardan biri olarak Van’a gittim. Nefret söylemi, ifade özgürlüğü kavramı, medyada yaygın bir şekilde yazılıp çizilen nefret içerikli konuların yanı sıra, keza ülkemizde yaşayan azınlıklar ve Kürtlerle ilgili nefret suçları hakkında görüşlerini açıklayan akademisyenler, yazar-şair ve insan hakları savunucularının üç oturum sonucunda ele alıp müştereken dillendirdikleri söyleşinin aşağıda aktaracağım “sonuç bildirgesi”ne geçmeden önce, özetle söylemek gerekirse; gerek nefret söylemi, gerekse ifade özgürlüğü bağlamında, ehh bittabii ki aynı zamanda da insan hakları konusunda ülkemizin “karne”si ne yazık ki hiç de iç açıcı bir düzeyde değil!

Nitekim Van Ticaret ve Sanayi Odası (Vatso)nun hayli büyük konferans salonunu tıklım-tıkış dolduran her kesimden dinleyicilerin, her oturum sonucunda konuşmacılara yönelttikleri sorulara bakılırsa, “vatandaş” olarak hepimizin bu “nefret meselesi” konusunda halimiz ahvalimiz maalesef “Bir dokun bin ah işit” kıvamında!

Dinleyicilerin yazılı olarak yönelttikleri sorulara tüm konuşmacılar tarafından zamanın elverdiği ölçüde verilen cevapları burada uzun uzadıya anlatmak mümkün olmamakla birlikte, yine de  “nefret” denen bu beladan, insanlık adına bu “ayıp”tan kurtulmak için atılması gereken adımları, bir nebze de olsa içeren bu “sonuç bildirgesi”ni paylaşmak galiba farz oldu Kirvem!

*
Van Barosu İnsan Hakları Komisyonunun önerisi ile Van Barosunca 04.05.2013 tarihinde düzenlenen nefret suçları konferansı’nın sonuç bildirgesidir.
1. Oturum’da: Nefret Söylemi/İfade Özgürlüğü Kavramları ve Medyada Nefret Söylemi,
2. Oturum’da: Azınlıklara Yönelik Nefret Söylemi ve Nefret Suçları,
3. Oturum’da: Kürtlere Yönelik Nefret Söylemi ve Nefret Suçları, tartışılmıştır.
Konferansın zamanlaması ve içeriği çerçevesinde 24 Nisan 1915 Ermeni Soykırımı ve 4 Mayıs 1937 Dersim Katliamı, 28 Aralık Roboskî Katliamı, 2012 Nefret Suçları Raporu ve Nefret Suçları Yasası da değerlendirilmiştir.
 “Bir kişi ya da grubu ırkı, cinsiyeti, yaşı, etnisitesi, milliyeti, dini, cinsel yönelimi, cinsel kimliği, engelliliği, ahlaki ya da politik görüşleri, sosyoekonomik sınıfı, mesleği ya da görünüşü (boy, kilo veya saç rengi gibi), zihinsel kapasitesi ve benzeri herhangi bir özelliği nedeniyle küçük düşürmeye, yıldırmaya ve onlara karşı şiddet veya önyargıyı  kışkırtmaya niyet eden söylemleri” ifade etmek için kullanılan “Nefret Söylemi”nin toplumda en aza indirilmesini sağlamaya, ön yargıların ortadan kaldırılarak farklılıkların eşit ve özgür yaşayacağı bir demokrasiye ulaşmaya katkı sunmak amacıyla bu konferans düzenlenmiştir.
Bu amaçla aşağıdaki önerilerin hayata geçirilmesi konferans katılımcılarının ortak arzusudur:
1.  Eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik bir anayasanın nefret söylemini de kapsayacak şekilde düzenlenmesi.
2. Başta barolar olmak üzere tüm STK’lerin bu kapsamda çalışmalar yürütmesi, gerçekleşen suçların da takip ve teşhiri noktasında duyarlılık göstermesi.
3.  Nefret söylemi ve suçlarının son bulması için başta yazılı ve görsel medya olmak üzere, tüm kurum ve kuruluşların sorumluluklarını yerine getirmesi yönünde teşvik edilmesi.
4.  Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde bir nefret söylemini/suçlarını araştırma komisyonunun kurulması.
5. Başta hakim ve savcılar olmak üzere tüm yargı personelinin bu konuda eğitilmesi.
6. İlkokuldan üniversiteye kadar tüm eğitim kurumlarında nefret söylemi/nefret suçlarına ilişkin derslerin konulması, demokrasi ve insan hakları derslerinin seçmeli dersler kapsamından çıkarılıp zorunlu dersler kapsamına alınması, nefret suçları/söyleminin de bu dersin müfredatına dahil edilmesi, ayrıca felsefe, tarih vb. derslerin müfredatlarına da dahil edilmesi suretiyle, öğrencilerin bu konuda bilinçlendirilmesi.
7.   Nefret söylemi/suçlarını önleyici nitelikte olmak üzere, tarihsel bir yüzleşme yapılması.
8.  Nefret söylemini/suçlarını çağrıştırıcı resim heykel gibi sembollerle, adların, kamusal ve özel alanlardan kaldırılması.

Yukarıda sıralanan önerilerin ve bu konuda yapılacak çalışmaların ülkede yaşanan “Barış Süreci”ne olumlu katkıda bulunacağı şüphesizdir.

Akın Birdal (İnsan Hakları Aktivisti), Gülten Kaya (İnsan Hakları Aktivisti), Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu (Akademisyen), Mıgırdiç Margosyan (Gazeteci-Yazar), Roni Marguiles (Gazeteci-Yazar), Cengiz Alğan (Sosyal Değişim Derneği Başkanı),  Van Barosu İnsan Hakları Komisyonu.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa