13 Mayıs 2013 10:26

Fanatizm cinayeti

Fanatizm cinayeti

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Saat 20.00 olduğunda yurt sathında Reyhanlı’daki katliamı hatırlayan kalmamıştı.
Hem de ne uğruna?
Herhalde Pazar akşamı aynı saatlerde oynanan maçlar içerisinde en sıkıcısı Kadıköy’deydi. İzleyenleri tatmin edecek bir futbolu sahaya yansıtma becerisinden yoksun olmanın ötesinde sahaya futbol oynamak için çıkmamış olan futbolcular da vardı.
Volkan Demirel, Felipe Melo, Emre Belözoğlu, Sabri Sarıoğlu...
Alkış polemiği ve yöneticilerin açıklamalarıyla başlayan, medyayla pekişen gerginliği saha içerisine taşıyan baş aktörler bunlardı. Bu oyuncuların merkezinde saha içerisinde dönen, hiç yoktan patlak veren tartışma ve kavgalar en basitinden çocukçaydı. Sorumsuzluğu da buradan geliyordu.
Maç bittiğinde Twitter’a göz attığımda yine futbol harici mevzularda gayet aklı başında görünen insanların halleri artık “şaşırtmaz” vaziyetteydi.
“Mahallenin aklıselimi” edasıyla çıkıp bir şeyler söylemeyi gereksiz buldum. Daha önce defalarca tekrarladığımız şeyler. Fanatizmin insanları büründürdüğü milliyetçilik benzeri dışlayıcı hal üzerine yapılan tespitler, evet gerekli ancak bir noktadan sonra fazlasıyla sıkıcı bir didaktikliğe bürünebiliyor.
Derken gece saatlerinde bir cinayet haberi geldi.
Hürriyet’in haberine göre; “Genç Fenerbahçeliler üyesi Burak Yıldırım (20) dünkü derbi sonrası metrobüs durağında öldürüldü. Kaçan 2 kişinin üzerinde G.Saray forması vardı.”
Her an, her yerde, üzerinde ne forması olursa olsun, fanatizmin etkisi altındaki herhangi birinin böylesi bir cinayet işleyebileceğini biliyorduk.
Fanatizm ve onun neticesinde ortaya çıkanlar, elbette farklı toplumsal baskı ve dürtülerin sonucudur. Ancak örneğin milliyetçilik ya da cinsiyetçilik de böyledir.
Ne fanatizmin kaynağı ne de yaygınlığı onu mücadele edilmesi gereken bir virüs olmaktan alıkoymaz.
Pazar gecesi yaşanan cinayetin bize bir kez daha gösterdiği budur.
Rakibi alkışlamanın dünyanın sonuna dönüştüğü;
“Bizi alkışlasınlar” diyenlerin de yalnızca rekabette, kahve, forum, facebook geyiğinde rakibine bir gol daha atma peşinde olduğu;
Bir ülkede bu ruh halini kitleler içerisinde besleyen anlamsız, sporsevmez taraftarlıkla mücadele ertelenemez, didaktik olma kaygısıyla geçiştirilemez.
İtici, üstenci didaktikliği törpülemek de mücadeleyi ertelememek de elbette başta bizim görevimiz.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa