14 Mayıs 2013 10:11

THY'de grev zamanı

THY'de grev zamanı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugün THY’de çalışan 14 bin dolayında emekçi greve çıkıyor!
Çünkü aylardır süren görüşmelerde patronların, bir yıl kadar önce işten atılan 305 çalışanın işe geri alınması başta olmak üzere, Hava-İş Sendikasının sunduğu hemen hiç bir talebi görüşmeye yanaşmaması sonucu THY çalışanları greve çıkmak zorunda kaldılar.
Ama THY’de grevin gündeme gelmesinden beri Maliye Bakanı, Çalışma Bakanı ve Ulaştırma Bakanı başta olmak üzere yetkililer ha bire THY’nin Türkiye için ne kadar önemli, son yıllarda ne büyük başarılara imza atan, nasıl dünyanın en hızlı büyüyen hava yolu olduğuna dair açıklamalar yaparken, çalışanları ve onların sendikasını bu güzide firmaya zarar vermek için greve hazırlanmakla suçladılar. Basındaki pek çok tanınmış kalem de; “Bu güzide, dünya çapındaki firma”da greve çıkmanın “anlamsızlığı” hatta nasıl büyük bir “vatan hainliği” olduğunu yazıp çizdiler. Ama bu “her şeyi bilen ulema takımı” ve yetkili zevat; ne haksız-hukuksuz, sadece grev hakları yasaklanmak istendiği için iş bırakan 305 THY çalışanının (Çoğunun işe geri dönmesi için mahkeme kararı var) yeniden işe alınması ne de çalışanların çalışma koşulları ve yaşama kollarının iyileştirilmesinin gerektiğinden söz ettiler! Tersine onlar ha bire övüp göklere çıkardılar.
Bunlar, THY’yi övüp göklere çıkardılar ama THY’yi her gün her saat alın teriyle, hayatlarını ortaya koyarak gerçek anlamda göklere çıkaranları yok saymayı, onları yemez, içmez, ailesiz, geleceğini düşünmeyen, birbirleriyle dayanışma ve yardımlaşma ilişkisi olmayan robotlar olarak gördüler.
İşçi sınıfının büyük ozanı Bertold Brecht bu emeği yok sayan, bütün değerlerin yaratıcısını emek, emekçiler olduğunu inkar eden bu güruhu görüyor gibi “Okumuş bir işçi”ye sorduruyor:  
Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim?
Kitaplar yalnız kralların adını yazar.
Yoksa kayaları taşıyan krallar mı?
Bir de Babil varmış boyuna yıkılan,
kim yapmış Babil’i her seferinde?
Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar
altınlar içinde yüzen Lima’nın?
Ne oldular dersin duvarcılar
Çin Seddi bitince?
Yüce Roma’da zafer anıtı ne kadar çok!
Kimlerdir acaba bu anıtları dikenler?
Sezar kimleri yendi de kazandı bu zaferleri?
Yok muydu saraylardan başka oturacak yer
dillere destan olmuş koca Bizans’ta?
Atlantik’te, o masallar ülkesinde bile,
boğulurken insanlar
uluyan denizde bir gece yarısı,
bağırıp imdat istedilerdi kölelerinden.
Hindistan’ı nasıl aldıydı tüysüz İskender?
Tek başına mı aldıydı orayı?
Nasıl yendiydi Galyalılar’ı Sezar?
E bir aşçı olsun yok muydu yanında?
İspanyalı Filip ağladı derler
batınca tekmil filosu.
Ondan başkası ağlamadı mı?
Yediyıl Savaşı’nı 2. Frederik kazanmış?
Yok muydu ondan başka kazanan?
Kitapların her sayfasında bir zafer yazılı.
Ama pişiren kim zafer aşını?
Her adımda fırt demiş fırlamış bir büyük adam.
ama ödeyen kimler harcanan paraları?
İşte bir sürü olay sana
Ve bir sürü soru.
Şimdi de öyle görünmektedir ki, artık bu cephe; (Cephe diyoruz; çünkü bakanlardan THY yöneticilerine, onların siyasetteki, sözcülerine kadar geniş bir cephenin oluştuğu biliniyor artık.) grevi kırmak için harekete geçeceğini dünya alem biliyor. Ki tüm sendikal camia ve emek mücadelesi cephesinde yer alan toplumsal kesimler de görüyor olmalı bu şer cephesinin amacını.
Çünkü bu grev, Hava-İş Sendikasını değil tüm sendikaların, THY emekçilerinin değil tüm işçi sınıfının ve emekçilerin grevidir! En başta da haziran başında greve çıkmaya hazırlanan metal iş kolundaki sendikalar olmak üzere tüm sendikal camianın Hava-İş ve THY çalışanlarının arkasında saf tutması gereken bir grevdir bu grev!
Ama lafla değil eylemle, geçiştirmek, günü kurtarmak için değil; kazanmak, emeğe yönelik saldırıyı püskürtmek için!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa