18 Mayıs 2013

Hafıza kaybı çağımızın hastalığı. Yüzyıl içinde insanın zeka düzeyinin düştüğünü söyleyen bilim adamları, bu arazın bilgisayar tanıklığına güvenen kuşakların 10-50 yıllık geçmişi bilmemelerine bağlı olduğunu da saptamıştır. Ben en iyi tanık’ın edebiyat olduğuna inanırım. Sansürün egemen olduğu ülkelerde en rahat yazanlar kuşkusuz hapiste olanlar. Üstelik hayat boyu hapis cezası almış bir yazarın korkusu olmaz cezadan. Önemli olan edebiyata katkılarıdır.

Elimde Aram Yayınlarından yayımlanmış iki roman var; ikisi de ikinci baskıya ulaşmış: Mahmut Baran’ın Meleğin Mısraları ile Mahmut Yamalak’ın Mermer Kanatlı Kuşlar’ı. Her ikisi de “Gerilla” diye adlandırılan gençlerin dünyalarını anlatıyor.

Meleğin Mısraları (Mahmut Baran) gerçekçi bir aşk romanı. Evler, yiyecekler, duygular hatta çatışmalar çok canlı. Okur kendini kolayca o evlerin içinde duyumsuyor. Tehlikeyi hissediyor. Ancak, yer yer yazım hataları ve sonradan öğrenilen Türkçenin yanlışları göze çarpıyor. Aram’ın bir Türkçe dili redaktörü olsa başa çıkılmayacak yanlışlar değil. Yine de anlatımın akıcı olduğunu söylemeliyim. Roman yeni bir Mem u Zin’in yazarını müjdeliyor.

Mahmut Baran, 1972 Diyarbakır doğumlu. 1993 yılında gözaltına alındı. Müebbet hüküm giydi. Şu anda Aliağa/İzmir 3 Nolu T Tipi Cezaevinde. 2005 yılında Hüseyin Çelebi Şiir ve Öykü yarışmasında Êdî Navêmin Bêrîvane adlı Kürtçe öyküsü ve 2012 yılında Leylika Min adlı öyküsüyle Şerzan Kurt Edebiyat Ödülü’nde birinciliğe laik görüldü.

Mermer Kanatlı Kuşlar (Mahmut Yamalak) gerçek üstü görünen ögeler taşıyan bir anlatı. Ateşkes döneminde geçen roman savrulmalar, yozlaşmalar ve silahlı mücadeleyi tartışan düşünce katmanlarını sergiliyor. Kahramanının adından başlayarak (Acaba) bir masala sokuyor bizi. Bu anlatım türü Kürtçe anlatı geleneği için de yadırgı/yabancı değil. Bu tür bir deneme 12 Eylül dönemi işkencelerinin biraz masalsı anlatıldığı Nejat Elibol’un Yıkık Evde Düş romanı gibi düşle gerçek arasında bir takip. Soluk soluğa bodrumdaki genç ölünün serüvenini izliyorsunuz. Gerillalıktan bar fedailiğine savrulan bir başka delikanlıyı merak etmekten de caymıyorsunuz.

Mahmut Yamalak, 1969 Tutak doğumlu. 1994 yılında tutuklandı. Şu anda Bolu F Tipi Cezaevi’nde müebbet olarak yatıyor. Amatör olarak müzikle uğraştı. Agirê Jiyan’ın seslendirdiği “Adare” şarkısının söz ve bestesi Yamalak’ın. Müzik çalışmalarını sürdüremiyor. Ancak düşlerini paylaşmak için tüm zamanını Türkçe ve Kürtçe yazarak sürdürecek.

Aram Yayınlarının tanık kitaplarından en ilginci Musa Anter seti. Kımıl’ın Karayara’nın yeni baskıları Türkçede Kürt edebiyatının ilk ipuçlarını hatırlatacak. (Kitapların Türkçe-Kürtçe olması  başka bir olanak) Karayara (Brina Reş) Ayak Bacak Fabrikası’nın da bir başka görünüşü. Tohumluk ilaçlı buğday yemek zorunda kalanların öyküsü.

Bu arada başka tanıkları dinlemeyi/okumayı unutmayın. Hafızanız canlı kalsın.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et