20 Mayıs 2013

Başbakan nice zamandır ABD’nin Türkiye’yi Suriye konusunda yalnız bıraktığına ilişkin sitemkâr. Uzun bir süredir Orta Doğunun yeniden biçimlendirilmesi sürecinde “taşeron” olmanın ötesinde rol talep eden Hükümetin beklentisi bir kez daha kursağında kaldı.
Son bir yıl içinde ülkemizde araç içerisinde hazırlanmış bomba sisteminin üçüncüsü, MİT ve emniyet teşkilatlarının haberdar olmalarına karşın, 11 Mayıs günü Reyhanlı’da patlatıldı. Hükümet üyeleri olaydan çok kısa bir süre sonra failleri tespit ettiklerini açıkladılar. Bir hafta tamamlandı önceki ikisinde olduğu gibi halâ ne uygulayıcılar ne de sorumlularla ilgili hiçbir gerçek bilgi yok.
Başbakan, Reyhanlı’da Lübnan görüntülerini yaşatan patlamadan sonra ilçeye uğramadan planlı ziyaret için Washington’a uçtu.
Merkez medyada çok başarılı olarak değerlendirilen ziyaretin aksine beklentileri karşılamadığı kısa sürede anlaşıldı. ABD ve Rusya’nın son haftalarda oluşturdukları program dışında, Türkiye’nin isteği doğrultusunda yeni bir düzenleme yapılmayacağı Başbakanın yüzüne söylendi. Tabii ki küstürmeden. O güne kadar yaptıklarının yanı sıra, ne de olsa bir başbakan ülkesinin tarihindeki en büyük terör olayını bırakıp gelmişti. Ancak ne Reyhanlı ne de hemen ardındaki tutum ABD’yi ikna etmeye yetmedi. Hatta geri adım bile atıldı. Davutoğlu ve Erdoğan, önceden reddettikleri Cenevre görüşmelerini kabul ettiler.
Görünen, bu zamana kadar tarihsel materyalizmin süzgecinden geçirerek bildiklerimizi doğruluyor. ABD, Orta Doğu işlerinde İsrail’in yanında benzer düzeyde yeni bir ilişki istemiyor. Fakat uzaklaştırmıyor da. “Zamanı gelince yeniden düşünürüz” demeyi ve iknayı da ihmal etmiyor. Ancak, şimdilik yeni bir statü yok. Taşeronluğa devam.
Bilemiyorum siz de fark ettiniz mi? Uzun yıllardır haber-ajans saatlerini kaçırmayan birisi olarak ilk defa tanık olduğum bir görüntüyü sizlere sormak istiyorum. Gerek oval ofiste, gerek yemek masasında, gerekse bahçede basın açıklaması sırasında Obama hangi hareketi yaparsa birkaç saniye içerisinde Erdoğan da aynısını yaptı. Karşısında değilken de göz ucuyla izliyordu. Bacak bacak üstüne attılar, kollarını birbirine bağladılar, kafalarını eğdiler, ellerini kaldırdılar vb.. Sizlerden yanıt alamazsam Davutoğlu’na soracağım. Ne de olsa Orta Doğudaki varlığı Hükümetin de Başbakanın da üzerinde. Eğer akla uygun yanıt veremezse, toplantının başarısızlığı nedeniyle olmasa da sırf bu nedenle istifasını isteyebiliriz. Çünkü T.C. Başbakanı’nın ekranlardaki görüntüsü oldukça manidardı.
Eğer Davutoğlu’na bu gerekçe de yetmezse yine kendisini doğrudan ilgilendiren bir tane daha var. Yolculukta Başbakanın beraberinde kabine üyeleri, MİT Müsteşarı ve partililer, bazı gazeteciler ile iş adamları da vardı. Bununla birlikte, Türkiye dış ilişkilerinde tarihçilerin ‘yeni’ bir uygulama olarak tanımlayacaklarını düşündüğüm eşinin dışında çocukları ve torunları ile onların anne ve babalarından oluşan aile üyeleri de. Esad ailesiyle kucaklaşmalardan sonra bu uygulama da AKP döneminde sosyal ilişkilerin, dış ilişkiler ve  diplomasimizdeki yeri konusunda oldukça bilgi sunuyor. Türkiye’nin dış politikasında aile üyeleri üzerinden kurulan ilişkilerin katkılarını henüz bilemiyoruz. Ancak bayan Erdoğan’ın kendisine hediye edilen “Diktatörlüğün Psikolojisi” başlıklı kitabı alışı sırasındaki fotoğraflara yansıyan gurur pozuna ne demeli. Kitabın başlığı oldukça manidar. Başbakanın Kılıçdaroğlu’nu mahkemeye vereceğini açıkladığı bir adlandırmayı doğrudan çağrıştıran başlıktaki kitabın Başbakan eşine hediye edileceğinden Davutoğlu’nun haberi mi yoktu? Değilse o da uygun mu buldu?

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Metal tokat

Metal tokat

Renault işçileri, yaşadıkları sorunlar karşısında patronların yanında duran şube yönetimine karşı harekete geçti: Delege sayısının 3 katı aday çıktı, seçimlere katılım rekoru kırıldı, şubenin belirlediği adaylar geride kaldı. 200 bin metal işçisini ilgilendiren MESS grup sözleşmesi öncesi Metal Fırtına’nın amiral gemisi Renault’da yapılan seçimler sendikal bürokrasiye tokat oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
12 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et