21 Mayıs 2013 11:34

Veli onayıyla suçluluk duygusunun üstesinden gelmek

Veli onayıyla suçluluk duygusunun üstesinden gelmek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Pazartesi akşamı televizyon haberlerinde, Milli Eğitim Bakanlığının, Lisans Yerleştirme Sınavına(LYS) girecek lise son sınıflar için yeni bir karar aldığına ilişkin bir haber yayımlandı. Buna göre, son sınıf öğrencileri, veli izni ile 45 günü aşmamak kaydıyla okula gitmeyebilecek.
Neresinden tutsan sistemin iflasının izleri. Öyle bir iflas ki, sorumluluğu öğrenci velisine bırakarak sistemin yetersizliğini örtüyor yöneticiler. Dört senelik lise öğreniminin üç senesinde dershaneye giderek üniversite sınavlarına hazırlanıyor öğrenciler. Daha önce üç senelik lisenin iki senesinde dershaneye giderek sınava hazırlanırlardı. Lise dört seneye çıkınca dershanelerin gelirleri de yükselmiş oldu. Lise eğitimi yeniden mi yapılandırıldı? Görünüşe göre, hayır. Bu kararı seslendirirsek şöyle bir itiraf ortaya çıkar mı: “Liselerimde zaten iyi eğitim veremiyorum. Bu eğitim ne hayata hazırlıyor sizleri ne de üniversite giriş sınavına.. Bunca suçluluk duygusu içinde, bari bu sınava hazırlanırken size izin verelim. Ama karizmayı da çizdirmeyelim. Öyle pat diye havadan izin olmaz. Velileriniz izin verirse bu izni kullanın. Bir sorun yaşanırsa velileriniz sorumlu olsun.”
Nasıl yapalım da, imam hatip lisesi çıkışlıları engelleyelim? Bu arada, diğer meslek lisesi çıkışlılar da güme gider ama yeter ki imam hatip liselerini engelleyelim. İmam hatip lisesi çıkışlıları engelleyenlerden nasıl intikam alabiliriz? Hangi okulları imam hatip ortaokuluna dönüştürsek de, daha çok öğrenci imam hatip ortaokuluna gitsin? Dershaneleri kapatalım mı? Yoksa kapatırmış gibi mi yapalım? Dershaneleri kapatınca, üniversiteye giriş sistemindeki rantı nasıl başka bir ranta çevirelim? Nasıl yapsak da, öğrencileri daha fazla korkutup rekabete soksak birbirleriyle? Bu sorularla ilgilenmekten eğitimin kalitesiyle ilgilenmeyi bir yana bıraktı siyasetçiler ve bürokratlar. Ya da eğitimin nasıl bir insan yetiştirmeye hizmet ettiği sorusuyla da ilgilenmiyormuş gibi yaparak örttü üzerini tornadan çıkmış gibi tek tip insan yetiştirme amacının.
Bakanlığın bu yeni kararının amacı şöyle: “Son sınıf öğrencilerinin zaman baskısı yaşamadan hazırlık sürecinde derslerine daha iyi motive olmaları, sınav streslerinin olabildiğince azaltılarak sınavlara psikolojik olarak daha rahat girmeleri ile gerçeğe uygun olmayan beyan ve diğer suretle rapor alınmasını önlemek…”Böyle bir konuda tüm ülkenin seferber olması, ülke çapında bir sorun olarak ele alınması psikolojik baskıyı daha da fazla arttırabilir. Malum, seferberlik denilen şey herkesin harekete geçmesi demek… Gerçeğe uygun olmayan beyan ve diğer suretle rapor alınmasını önlemek gibi bir amacı da taşıdığına göre, herkes farkında alınan raporların sahte olduğunun. Yani öyle bir seferberlik ki, doktorlar da harekete geçmişler ve yeminlerine aykırı davranarak rapor yazmışlar bugüne kadar. Diğer suretle rapor alınması işini ben anlamadım gerçi ama… Merak etmiyorum da diyemem.
Bir merkezi sınava hazırlanmak gerçekten zor bir iştir. Diğer her şey teferruat gibi gelir insana. Varsa yoksa o sınav. O teferruatlardan bir kısmı tabii ki lise son sınıf ikinci dönemde okutulması beklenen ders konuları. Hani böyle bir sınav olmasa ve dört senelik lise eğitimi son haftasına kadar sürse. Bunu istemek için de geçerli bir sebep yok ki? Özgürleştirici, bağımsız düşünceyi besleyen, olan bitenlere sorgulayıcı şekilde bakmayı sağlayan, ayrımcı olmayan, herkese eşit düzeyde verilen bir eğitim de yok ki okullarda. Dolayısıyla kapitalist üretim biçiminin kıskacında, rekabeti öğrenmek için sınavlara girip çıkmaktan başka bir işi olmayan öğrencilere figüran rolü oynatan bir sistemden söz ediyoruz.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa