Futbol iklimini 'normalleştirmek' mümkün mü?
Fotoğraf: Envato
Futbol ikliminin “normalleşmesinin” ne kadar zor olduğunu bu hafta bir kez daha gördük. Fenerbahçe-Galatasaray maçının ardından evine dönerken öldürülen Burak Yıldırım’ın ardından, en azından futbolun bütün aktörlerinin, bu gerginliğin ortaya çıkmasında kendi paylarını sorgulayacakları bekleniyordu. Oysa aklıselim birkaç ses dışında, tartışmalar “sallandıracaksın birkaç tanesini Taksim meydanında” tadındaydı.
Gerilimin artmasında başrol oynayan kimi medya aktörleri, çözüm önerisi olarak, cezaların arttırılması, statlarda adeta “sıkıyönetim” koşullarını andıran önlemlerin alınmasını akla gelen ilk tedbirler olarak sundular. Nitekim gelecek sezon, özel güvenlik yerine, aslında gerçek anlamda statlardan hiç çekilmemiş olan emniyetin yeniden görev alacağını açıklayan hükümetin bakışının da bu yönde olduğu anlaşılıyor. Tıpkı 6222 sayılı sporda şiddet ve düzensizliğin önlemesi hakkında yasa kaleme alınırken yapıldığı gibi, “kriminal” bir vaka olarak görülen taraftarlar, neredeyse yaşanılan gerginliğin tek sorumlusu olarak hedef tahtasına yerleştiriliyor.
Oysa o taraftarlar bu coğrafyada yaşayan insanlar. Futbol da tek başına “şiddet” üreten bir alan değil. Aksine futbolun en önemli özelliklerinden biri gündelik hayatta biriken öfkenin çok kolaylıkla kanalize edilebileceği bir mecra sunması. Memleketin her alanında süren şiddet, “linç kültürü” engellenmeden “sporda şiddet”i engellemek çok da kolay değil. Ancak, bu saptama genel bir doğruya işaret etse de futbol alanında hiçbir şey yapılmaması gerektiği anlamını da taşımıyor. Aksine, taraftar düşmanı Margaret Thatcher’ı hatırlatacak polisiye önlemlerden önce atılacak o kadar çok adım var ki…
Bugün hangi rengin sevdalısı olursa olsun bütün taraftarlar haksızlığa uğradıklarını düşünüyorlar. Küme düşen, şampiyonluğu kaybeden, hatta şampiyonluğu kazananlar bile. Bunda da “haksız olduklarını” söylemek mümkün değil. Alınan kararlar, verilen cezalarda bir standardın sağlanmaması “haksızlık” duygunun yaşanmasının en önemli nedeni. Başta TFF ve kurulları olmak üzere bütün kulüp yönetimlerinin “şeffaflığa” kavuşturulması bu alanda atılacak en önemli adımlardan biri olabilir. Alınan kararların, oluşturulan fikstürün, verilen cezaların kulüp yöneticileriyle pazarlık yaparak “lobisi güçlü” olana göre değil, kamuoyuna açık biçimde kurallar çerçevesinde ve bütün aktörlere eşit “mesafede” yapıldığının gösterilmesinin bile gerilimin azalmasında katkısı büyük olacaktır.
Kuşkusuz bu “gerilimin” azaltılmasında herkese bir rol düşüyor. Aykut Kocaman’ın sözleriyle “bu gidişe dur demek için herkes kendi evinin önünü temizlemek zorunda.” Bağış Erten ve Banu K. Yelkovan’ın kaleme aldığı ve birçok spor yorumcusunun köşesine aldığı “Biz Kazanacağız” metni medya cephesinden bir haykırışı gündeme getirdi. Gerilimin yükselmesinde önemli bir rol oynayan medyanın içinden bu sesin yükselmesi önemliydi. Ankara’da Trabzonspor ve Fenerbahçe ile oynanacak Türkiye kupası finali öncesinde Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe kulübünün resmi sitesinden yaptığı açıklama da bir başka haykırıştı. Bu yazı yazıldığı sırada Ankara’da basın toplantısında konuşan Tolunay Kafkas, Aykut Kocaman, Emre Belözoğlu, Tolga Zengin’de, sosyal medyada birbirine tehdit dolu mesajlarla tartışanlara inat, altına imza atılacak önemli mesajlar verdiler. Yani aklıselim olanların sesi yükseliyor. Zorunlu “alkış” polemiği yerine bu seslere kulak vermek gerekiyor.
Bu yazı kaleme alındığı sırada Ankara’daki maç henüz oynanmamıştı. Sizler okurken maçın sonucu ve Türkiye kupasının sahibi belli olacak. Benim tek dileğim ne bordo-mavi, ne sarı-laciverte gönül vermiş tek bir taraftarın bile tırnağı incinmeden maç tamamlansın. Trabzonspor kaptanı Tolga Zengin’in sözlerine katılmamak mümkün değil : “Hiçbir kupa, hiçbir başarı insan hayatından daha değerli değil.”
- Rasim Ozan gitti futbol medyası temize mi çıktı? 30 Kasım 2017 00:15
- Fenerbahçeli medyayı deşifre edelim 16 Kasım 2017 00:26
- Cüneyt Çakır, Mete Kalkavan gerisi yalan… 25 Ekim 2017 23:01
- 'Yıldırım Demirören yeter' 05 Ekim 2017 01:21
- Ne etti la bu Aykut Kocaman size? 21 Eylül 2017 01:00
- Aykut Kocaman'a niye saldırıyorlar? 14 Eylül 2017 00:15
- Federasyon, Tribün Mühendisliği: Beleştepe, Göztepe, Konya... 24 Ağustos 2017 00:15
- Terim kovuldu sıra Demirören’de mi? 04 Ağustos 2017 01:01
- Terim ve Demirören'e sonsuz teşekkürler! 20 Temmuz 2017 01:00
- Futbola da adalet lazım 13 Temmuz 2017 00:15
- Arda Turan'a neden kızıyorsunuz ki? 15 Haziran 2017 00:30
- Şampiyonluklara seviniyor musunuz? 01 Haziran 2017 01:00