22 Mayıs 2013 10:46

Torba yasa

Torba yasa

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP 10 yılı aşkın bir süredir tek başına iktidarda. Meclisteki sayısal üstünlüğüne güvenerek neredeyse her yasayı tek başlarına çıkardılar. TBMM’nin Temmuz 2012 verilerine göre son 10 yılda, tamamına yakını sermayeye hizmet aşkıyla, 2 bin kanun tasarı ve teklifi yasalaşmış.
AKP hükümetinin yasa yapma yöntemine baktığımızda “torba yasa” olarak bilinen ve hukukçular tarafından “özel yasama yöntemi” olarak tanımlanan yönteme sıkça başvurduğunu görüyoruz. Torba yasa düzenlemeleri ile attığı her adımda sermayenin çıkarları doğrultusunda hareket eden AKP hükümeti, ilgili ilgisiz çok sayıda maddeyi, özellikle anlaşılması güç bir dille yazmaya ve kamuoyunda tartıştırmamaya özen gösteriyor.
Torba yasa düzenlemelerinde teknik açıdan ortaya çıkan en önemli sakınca, birbiriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan farklı konuları düzenleyen birçok hükmün tek bir torba içinde oylanmak zorunda bırakılması. Torba yasa yapım süreçlerine baktığımızda özelikle komisyon aşamasında, daha önce gündeme getirilmeyen bazı hükümler kolaylıkla eklenip, çıkarılabiliyor.
2007 yılına kadar mecliste toplam 1100 yasa maddesi “torba yasa” düzenlemesi şeklinde yasalaşmış. 2007’den 2013’e kadar son 6 yıl içinde 4 bin 800 yasa maddesinin “torba yasa” şeklinde yasalaşması dikkat çekici.
2011 yılında yasalaşan ve kamuda esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışmayı kolaylaştıran, performans değerlendirmesinin önünü açan 6111 sayılı Torba Yasa düzenlemesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılan değişikliklerden sonra yeni bir torba yasa hazırlandı.
Çalışma Bakanlığı 657 sayılı Yasa’da bazı değişiklikler içeren yeni bir torba yasayı geçtiğimiz hafta TBMM’ye gönderdi. AKP’nin yeni anayasa tartışmalarındaki en büyük dayatması olan başkanlık sistemine uygun bir “kamu yönetimi” oluşturmayı hedefleyen torba yasa ile “hükümet memurluğu” sistemi hayata geçirilmek isteniyor.   
657 sayılı Yasa’ya bir madde eklenerek üst unvanlı kadrolara yapılacak atamalarda aranan 8-10 ve 12 yıllık hizmet süresi 5 yıla indiriliyor. Kıdem, kariyer ve liyakat ilkeleri yok sayılarak, özel sektörden kamuya yönetici transferinin önü açılıyor. Kamu hizmetlerinin sürekliliği ve düzenliliği ile temelden çelişen ve kamu istihdamını önümüzdeki dönemde parçalı ve güvencesiz bir içerikte örgütlemeyi hedefleyen AKP hükümeti, görünen o ki adım adım hedeflerine ulaşmak istiyor.
TBMM’ye sevk edilen yeni torba yasada kamu emekçilerinin en çok tartıştığı “iş güvencesi”, “rotasyon”, “disiplin affı” gibi düzenlemelerin olmaması kimseyi rahatlatmasın. AKP’nin her konuda olduğu gibi, bu konuda da “iki ileri, bir geri” taktiği izlediği çok açık. Bahsi geçen konularda, en azından şimdilik, bir geri adım atılıyormuş gibi görünse de, hükümetin uygun ortam oluştuğunda iki adım birden atmaktan asla çekinmeyeceği çok açık.
Kamu personel rejiminin sermayenin güncel ihtiyaçları doğrultusunda değiştirilmesi girişimlerine karşı çıkarken, meseleyi sadece mevcut “torba yasa” değişiklikleri üzerinden tartışmak yapılacak en büyük hata olacaktır.
Kamu istihdamında yapılmak istenen değişiklikler ne yeni anayasa tartışmalarından ne de AKP’nin başkanlık sistemi dayatmasından bağımsız değil. Yeni anayasada kamu hizmetlerinin tamamen piyasa koşullarında sunulacağını ifadesi olan “asli ve sürekli görevler” ve “memur” ifadelerinin çıkarılması ile AKP’nin “hükümet memurluğu” sistemini getirmek istemesi arasındaki dolaysız ilişki tartışılmadan tek başına bir “torba yasa” tartışması yapmanın kimseye bir faydası olmayacaktır.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa