22 Mayıs 2013 11:28

Ortadoğu dersi

Ortadoğu dersi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Başbakan Erdoğan’ın Amerika gezisi, önceden tahmin edildiği gibi, şu bizim medyada iki türlü sunuldu. İktidar, daha doğrusu Erdoğan yanlısı “ana akım medya” büyük başarı olarak sundu. Karşıtları ise fiyasko diye niteledi. Neyin olup bittiğini, satır aralarını okuyan deneyimli diplomatların yorumlarından biraz anlayabilmek mümkün oldu.
Erdoğan, ABD Başkanı Obama’yı, Beşer Esat’ın insanlık suçu işlediğine ikna edecek bir dosya ile gitmişti. Sanki o olaylar ve her türlü istihbarat Beyaz Saray’ın elinde yokmuş gibi…
Sonuçta, Obama’nın söylediği, bir “akil adam” nasihatı oldu. Bir ev ödevi vererek Rusya’ya gidip Devlet Başkanı Putin ile görüşmesini öğütledi. (Öğüt ne demek patron! Emrin olur.)
Neyse, biz siyasi tarafa pek girmeyip, şu bizim medyanın durumuna gelelim. Anadolu basını üzerinden güzel gazetecilik örnekleri aktaralım.

AKİL ADAMLAR İDDİASI

Biz düzenli olarak Zonguldak’tan Pusula, Aydın’dan Mücadele ve Edirne’den Hudut gazetelerini (arkadaşlar gönderiyor) izleyebiliyoruz.
İşte, Aydın Gazeteciler Derneğinin yıllarca Başkanlığını yapan, halen de Onursal Başkanı olan Mustafa Çezik’in yayımladığı Mücadele’de (10 Mayıs 2013) Akil Adamlar Heyetine ilişkin, efendice yazılmış bir açıklamayı okuduk. “Akil İnsanlar Aydın’a geldi iddiası” başlıklı haberden olayı anlatan bir özet yapalım.
Cihan Haber Ajansı’nın yayımladığı haber, pek çok haber sitesinde yayımlanıyor. Haberde, “7 ayrı bölgeye giden heyetlerin ön rapor taslaklarının Başbakana sunulmak üzere hazırlandığı” belirtiliyor. Haberin son bölümünü aynen aktaralım:
“Haberde Ege Bölgesi raporunun ayrıntılarının yer aldığı paragraf ‘İzmir, Denizli, Kütahya, Aydın, Muğla ve İkinci kez İzmir’e gidildi’ cümlesiyle başlıyor. Her bölgenin rapor özetlerinin ayrıntılarının da yer aldığı haberde, Ege Bölgesi heyetinin raporunda ise heyetin Aydın’a da geldiği belirtiliyor. Oysa, bilindiği kadarıyla akil insanlar heyeti henüz Aydın’a gelmedi.”
Mücadele gazetesi, nezaketi icabı bu kadarla bırakmış haberi, şakasını da biz yapalım: Sınav günü okuldan kaçıp da akşam evde sınavın çok iyi geçtiğini anlatan öğrencileri anımsadık.


İKİ GÜZELLİĞE TEŞEKKÜR

Bir kısım emeklinin zaman zaman başına geldiğini düşünerek, bizim de yaşadığımız bir olayı, geçen hafta bu köşede “Emekli maaşı SGK’da kaldı” başlığıyla yazmış ve “Bu işlere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ne der acaba?​” diye sormuştuk. Sabahları gazetelerin okunma süreci henüz dolmamışken,                                                   
Ankara’dan, SGK’nın ilgili biriminden bir bayan telefon edip kimlik bilgilerini ve başvuru tarihini aldı.
Doğrusu bu güzelliğe iki bakımdan memnun olduk. Birincisi Evrensel’in hükümet bürokrasisi tarafından da ciddiye alınan etkinliğine sevindik; “Bravo” demiştik, her iki tarafa da… Lafı uzatmayalım; sonuçta, saat 11.00’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili biriminden telefon edilerek, Halk Bankası’nda alıkonulan maaşların üzerindeki blokajın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in talimatıyla kaldırıldığı bildirildi. Teşekkür ediyoruz; benzer durumda olanlar varsa, onlar adına da teşekkür ederiz.
Bu arada “yapıcı eleştiri” cümlesinden olarak, Bakan Faruk Çelik’in görev alanı dışındadır, ama ilgili bakanlığın ya da genel müdürlüğün ilgilenmesi umuduyla bir gözlememizi aktaralım.
Bankada 7-8 tane banko var, her birinin yaptığı işlem farklı. Ama vatandaş makineden sıra numarası alırken, yanlış bir giriş yapıyor. Dönüp yeni sıra numarası aldığında, bir o kadar daha bekliyor. Bu hem vatandaş için hem oradaki memurlar için zaman ve enerji kaybına yol açıyor. Çare: Girişte bir “Danışma” memuru olsa, vatandaşı doğru yönlendirir.


MEDYA-SİYASET-TİCARET

HAFTA içinde basın dünyasında iki önemli olay yaşandı. Birincisi, 200 metrelik sahili kapsayan Salıpazarı Limanının 30 yıllık işletmesiyle ilgili ihaleyi Doğuş Grubunun 702 milyon dolarla kazanmasıydı. Bu bir haberdir ve gazetelerle televizyonlar elbet bu haberi verdi. Ama, bu kadarla kaldı. Oysa, bağımsız gazetecilikte bir olayın perde arkası ve yan unsurlarının da verilmesi, basının halkı tam olarak aydınlatma görevinin gereğidir. Örneğin, Doğuş Gurubunun medyada NTV, NTV Spor, Star, e2 , Kral TV gibi, kuruluşlarının yanı sıra turizm, finans, inşaat gibi 7 sektörde yatırımları var.
Bu tablo medyanın çok önemli bir sorunudur ve yalnız Doğuş Gurubun olayı değildir; başka holdingler de iktidarın hoşuna gitmedikleri anda bunun sıkıntısını yaşar.
Ertesi günü ikinci “bomba” patladı: Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Mehmet Emin Karamehmet’in sahibi olduğu Show TV , SkyTurk360 yönetimine, borçlarını zamanında ödemediği gerekçesiyle el koydu.
Ayrıntıları bırakın, işin özüne bakın. Bizim “şeytan üçgeni” dediğimiz Medya-Siyaset-Ticaret üçgeninin tabiatı, şaşmaz kuralı böyledir. Bu üçgen içinde “siyaset” ayağına biat edilmezse, o güne kadar yaptığınız hizmetler bir kalemde silinir, yalnız medyadaki değil, ticaretteki hayatınıza da kastedilir.
Bunun çaresi siyaset, medya ticaret üçgeninin kırılması; bağımsız ve özgür basının soluk alacağı ortamın sağlanmasıdır. STK’lara ve meslek örgütlerine de önemli iş düşüyor.  


BİR ŞİİR

Türkçe’nin ve şiirin büyük ustalarından Necip Fazıl Kısakürek’i ölümünün 30. yılında, (1905/ 25 Mayıs 1983) “Affet”
şiiriyle anıyoruz:
“Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten, / affet senden habersiz aldığım her nefesten.”

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa