Seçim Ekonomisi - 3
Baraj partilerinin (AKP, CHP ve MHP) ekonomi alanındaki seçim vaatlerini incelemeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz iki hafta AKP’nin istihdam alanındaki vaatleri üzerinde durduk. Bugünkü yazıda CHP’nin istihdam politikalarını inceleyelim.
***
CHP’nin seçime yönelik hazırladığı ve -AKP gibi gelecek on yılı pas geçip- 2023 perspektifiyle politika önermelerinde bulunduğu “Yeni Ekonomi Stratejisi” isimli belgesinde istihdam konusundaki vaatlerinden başlıcalarına değineceğiz. Aslında her hedef üzerine sayfalarca yazabileceğimiz cinsten. Ancak, böyle bir zaman ve ayıracak yerimiz olmadığından, dahası “bir deli kuyuya taş atmış” deyip çıkarmaya çalışma gibi anlamsız uğraşlarımız da olmadığından gelin aşağıda başlıklar halinde listelediğimiz CHP’nin istihdam konusundaki hedeflerini yazıp altlarına birer cümle mealini ekleyelim.
***
Not: Okuyucu “bunların istihdam ile ne alakası var” diyecekse de hem vallahi hem billahi CHP’nin 2023 projeksiyonundaki istihdam başlığında bunlar var!
***
- Sosyal diyalog mekanizmalarından etkin bir şekilde yararlanacağız,
Yani: Belirleyici olan işçi sınıfı, emekçiler ve yoksul halk kesimlerinin mücadele ile kazandığı ve kazanacağı haklar değil “sosyal diyalog” ile sermaye sınıfının “uygun göreceği” kırıntılar olacaktır!
- KOBİ’lerin finansal kaynaklara erişimini kolaylaştıracağız,
- Yeni iş kuran ve yeni iş sahaları açan girişimleri özel kredi ve finansman
imkânlarıyla destekleyeceğiz,
Yani: AKP gibi istihdam yetersizliği bahane gösterilip kapitalistlerin teşviki için kamusal kaynakların talanı kolaylaştırılacaktır!
- Tarımdaki iş-gücünün diğer alanlara geçişini ve hizmet sektöründeki dönüşümü doğru yöneterek istihdam kayıplarını azaltacağız,
Yani: Son 35 yıldır sistematik olarak uygulanan tarım alanlarını ve üretici köylüyü yok etme politikaları sürdürülecek, tarımda işsiz kalanlar kentlerin enformel alanlarına ucuz iş-gücü olarak sürülecek!
- İş-gücü kullanımını caydıran ve kayıt dışılığı özendiren aşırı yükleri azaltarak, kayıt içine girmeyi teşvik ederek ve denetime ağırlık vererek çözeceğiz,
- Üretim üzerindeki vergi ve benzeri kamusal yükleri aşağı çekeceğiz. Ekonominin üretken kapasitesini artırmak öncelikli amacımız olacaktır,
Yani: Mevcut iktidarın uyguladığı istihdam için işvereni sıvazlama politikaları sürdürülecek, gereği olan düşük asgari ücret ve sosyal kesintiler hayata geçirilecek!
- Kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık uygulayacağız,
Yani: İnsanca ve onurluca bir ücret ve çalışma koşullarını sağlayacak yeni iş sahaları yaratmak yerine, işsiz ve yoksul bırakılmış kadın emeğini piyasalaştırmak için uygulanan politikalar sürdürülecek!
- Eğitimin niteliğini artırmaya odaklanacağız. “Yaşam Boyu Eğitim” yaklaşımını titizlikle uygulayacağız,
- İş-gücünün üretim sürecinde eğitimine ve yeni beceriler edinmesine yönelik politikalara özel önem vereceğiz,
Yani: İşsizliğin sorumlusu olarak mevcut çalışanların “yetersizliği(!)” bahanesine sığınıp, eğitimi ticarileştirecek politikalar hayata geçirilecek.
- Eğitim ve mesleki eğitim sistemini hem orta öğrenim hem de yüksek öğrenimde “Okuldan İşe” ve “Okul-Sanayi İşbirliği” şeklinde yapılandıracağız,
Yani: Eğitim ve Bilimsel Bilgi Üretimi alanları koşulsuz ve şartsız sermayenin hizmetine açılacak, özgür ve özerk araştırmaya son verilecek, üretilen bilginin ticari olma niteliği destek için ön koşul haline getirilecek!
- İş arayanı ve işvereni en kısa sürede, en düşük maliyetle bir araya getirecek İstihdam kurumlarını daha aktif hale getireceğiz,
Yani: “Özel İstihdam Büroları” ve “Kiralık İşçi” uygulamaları hayata geçirilecek, böylelikle güvenceli iş ortadan kaldırılıp iş-gücü piyasası sermayenin sınırsız sömürüsüne olanak sağlayacak biçimde “esnekleştirilecek!
***
CHP’nin “sözde istihdam” politikaları, tarihsel olarak sosyal demokrasinin de içine düştüğü durumun göstergesidir. Umudunu sermayeye bağlayan ve “sosyal piyasa”dan medet umar hale gelen sosyal demokrasinin ve onun temsilcilerinin -en azından emekçilere- bir hayrı olmayacağı kesindir!
Devam edecek…
EVRENSEL'İNMANŞETİ
Padişah yetkisi
Devlet Denetleme Kuruluna verilen sınırsız kayyım yetkisiyle Cumhurbaşkanı, bir talimat vererek kamu kuruluşlarından belediyelere, sendikalardan meslek odalarına ve barolara kadar tüm kurumların yönetimlerini, yargı kararına gerek olmadan görevden alabilecek. Prof. Dr. Metin Günday “Bu bir kayyım yetkisi. Anayasa’ya aykırı” dedi.
Evrensel'i Takip Et