25 Mayıs 2013

Çocukları fark ediyor muyuz?

İnsan Hakları için örgütlenmelerin yeterli olmayışı bu hak ihlallerine karşı örgütlenmeleri Kadın Hakları, Çocuk Hakları, Hasta Hakları olarak çeşitlendirmiş. İnsan Hakları çerçevesi içindeki hakların, güç, egemenlik, varlık, güç gibi ögelere karşı korunamaz oluşunun sonucu bu. Sanırım bir süre sonra “yaya hakları” için de savaşım vermeye başlayacağız.
Çocuk Hakları, ülkemizde ve dünyada hak ihlallerinin en yoğun olduğu konudur. Türkiye’de hükümlü olan anneleri ile kadın cezaevlerinde kalan 0–6 yaşlarındaki çocuklar için bir foto-röportaj çalışması yapılmıştı. Çekilen fotoğraflardan oluşan Umutları Ertelen Çocuklar sergisi 8-13 Mart arasında İstanbul Şişli Belediyesi Kent Kültür Merkezinde izlendi. Füsun Tırman, Serap Borucu ve Harika Kora’nın 5 cezaevinde (İstanbul Bakırköy, Ankara Sincan, Adana Karataş, Eskişehir Çifteler ve Denizli Bozkurt Cezaevleri) çektiği fotoğrafların amacı “kamuoyunda farkındalık yaratıp mahpus çocukların daha iyi koşullarda büyümelerini ve gelişmelerini sağlayacak çözüm yollarını tartışmaya açmaktı. Sergide yer alan Adalet Bakanlığı verilerine göre “Türkiye’de cezaevlerinde 479 çocuk yaşamını sürdürüyor. 3–6 yaş arası çocuklar kreşe gidebiliyor. 0–3 yaş arası ise oyuncaksız ve arkadaşsız kadın mahkumlar arasında hayatını geçiriyor.”
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesinin hazırladığı 2012 Yılı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini kapsayan Çocukların Yaşam Haklarına Yönelik İhlal Raporu’na göre geçen yıl 661 hak ihlali yaşandı, toplam 41 çocuk hayatını kaybetti, 71’i yaralandı, dokuz tecavüz, beş taciz olayı kaydedildi. Terörle Mücadele Kanunu’nda (TMK) yapılan değişikliklere rağmen çocukların gözaltına alınıp tutuklanması ve çocukların uluslararası anlaşmalarla düzenlenen birçok haklarının çiğnenmesi de sürüyor. 2012’de yüzlerce çocuk gözaltına alındı ve bunlardan yüze yakını tutuklanıp cezaevlerine atıldı. 2012’de de savaşın yol açtığı ölümler yanında çocuklar özellikle toplumsal gösterilerde, gözaltında ve gözaltı yerleri dışında şiddete uğruyorlar.
Üstelik bu çocuklar 6008 sayılı Yasa’nın kabulünden önceki uygulamalardan daha ağır uygulamalarla karşı karşıyalar, kamu davalarıyla yargılanıyorlar. Oysa bu davalarda ‘çocuğun yüksek yararı’ ilkesi gözetilmelidir.
Çocuklarla ilgili başka sayılar da var: Okula devam etmeyen çocukların sayısı azalırken okula gitmeyen çocuklardan çalışanların oranı arttı. 2006 yılı Güvenlik Kurumu istatistiklerinde zorunlu sigorta kapsamında ücretli olarak çalışan çocukların (14-17 yaş) sayısı 14 bindi, 2012 yılında yaklaşık 63 bine yükseldi. Çocuk işçiliği, yoksulluk ve güvencesizlik ortamındaki istihdam politikalarıyla artar.
Geçen gün Adana’da başlayan bir davayı hatırlıyor musunuz? Ahmet Yıldız, 14 Mart 2013 günü ruhsatsız bir işyerinde, kaçak olarak haftalığı 100 TL’ye çalıştırılırken, daha hızlı çalışsın diye güvenlik sensörü kapatılmış pres makinesine sıkışarak öldü. Ahmet 13 yaşındaydı.   
Artık barışı, güveni çocuklar için de istememiz gerekiyor. Sesimizi yükseltelim.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et