26 Mayıs 2013 10:44

Abdulhamid'e onur ve 'eşşek' gibi yapmak...

Abdulhamid'e onur ve 'eşşek' gibi yapmak...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kendilerini “Suriye Muhalifleri ve Devrimcileri Koalisyonu” olarak adlandıranlar en son İstanbul’da toplandı. “Özgür Suriye Ordusu” isimli silahlı bir terör ve cinayet şebekesine de sahip olan bu Suriye “muhalifleri”nin gündeminde iki konu var. Birincisi Amerika’dan dört bir yana giden talimat uyarınca, tıpkı Türkiye gibi, onların da “görüşlerimiz değişti” açıklamasıyla yapacakları politika değişikliği. “Esed’i devirme” taktiğinden Amerikan-Rus uzlaşmasına uygun Suriye rejimiyle görüşmeler ve ortak bir “Geçici Hükümet”te yer alma taktiğine geçme. İkincisi de geçen ay bu taktiğin sözünü ilk eden, ama istifaya zorlanan eski Emevi Camii İmamı Muaz el Hatib’ten boşalan SMDK Başkanlığı koltuğunu –büyük ihtimalle yine kendisiyle– doldurmak.
Bu iki gündem bile “muhalifler”in göbekten dışa bağımlılığının, işbirlikçiliğinin göstergesi. Batı beslemesi, bütünüyle dışarıdan örgütlendirilip silahlandırılan “muhalifler” arasında “görüşmeler” taktiğini savunmak kolay değil. Ortada çok sayıda ölü ve kin birikimi varken ve “muhalifler” Batılılarca onca dolduruşa getirilip savaşa koşulmuşken “buraya kadar” görüşünün kabul görmesinin zorluğu, Hatib’in istifasından belli.
Şimdi Hatip, sözde şartlar ileri sürerek aynı önerisini “muhalifler” bakımından kabul edilebilir kılmaya çalışıyor. “Eline kan bulaşmayanlar”la görüşme ve geçici hükümet kurma.. Esad ve 500 yakınının yurt dışına çıkması.. Yargılanmayacaklarına dair güvence vermeme.. vb. Sanki “galip gelmişler”.. Üstelik Esad kuvvetleri Lübnan üzerinden Hums’a lojistik akışı bakımından stratejik Kuseyr’i ele geçirmiş.. ilerleme halindeyken!
“Muhalifler” görüşmeler taktiğine geçmekte zorlanıyorlar.. Ama Amerika ve sair Batılılar, örneğin Almanlar “siyasi çözüm” demişken.. “Eşşek gibi” kabul edeceklerdir! İplerini elinde tutan Amerika söyleyecek de.. Kabul etmeyecekler –bu düşünülemez! Dört bir cenahıyla Amerikancıların geri kalanı kabul etmişken..  Katar.. Suudiler.. Hatta “ikna etme”ye gitmişken ikna olup dönen Türkiye bile “tamam” demişken.. besleme “muhalifler” etmeyecek öyle mi –kargalar güler!
“Ulusal egemenlik” istiyorlarmış! Yani bağımsızlıkçıymışlar.. Yani yurtsever! Yahu, göbeklerideki kalın ip herkesçe görülebilmektedir.
Dışarıdan Suriye’nin içişlerine karışılmakta, bu “muhalifler” de aracılık etmektedirler. İşbirlikçidirler. Ama allem kullem.. Gerçekler ters-yüz edilerek yüceltilmektedir.
Tıpkı Abdülhamid’te olduğu gibi. Haber, dikkatleri çekmiş olmalıdır. Karabük Üniversitesi “ulu hakan” Abdülhamid Han’a onur doktorası verdi. Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal, hanedan üyelerinin katılımıyla düzenlenen törende, “Doğu ve Batı medeniyetlerini buluşturan Hicaz Demiryolunun banisi, 34’üncü Osmanlı Sultanı 113’üncü İslam halifesi 2’nci Abdülhamid Han Hazretlerini demiryollarına katkılardan dolayı adına hanedanın ülkemizde yaşayan en yaşlı üyesi Harun Osmanoğlu’na fahri doktora unvanı vererek...”
Tamam, Abdülhamid büyük devletler arasında bir “denge” tutturmaya çalışmış, onların sürtüşmeleri koşullarında, biraz ona biraz buna tavizlerle Osmanlı’yı ayakta tuttmaya çalışmıştır. Ama bu Osmanlıcılıkla, Fatih’ten.. Kanuni’den başlanarak, Abdülhamid’ten sonra sıra Vahidettin’e de gelecek görünmektedir ki, bir babadan kardeştirler.
Sansürcülüğüyle ünlü Abdülhamid zorbanın zorbasıdır ve “Zalim Esed” denirken doktorayla onurlandırılması ilgi çekicidir. Ama Vahidettin, bir de Suriye “muhalifleri” gibi, işgali desteklemiş, göbekten bağlı bir işbirlikçi haindir! Sıra onda mı? “Suriye muhalifleri” gibi, onun da mı onurlandırılma günlerine geliyoruz?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa