Gençlik üstüne
Fotoğraf: Envato
Yakın döneme dek genç nüfusa sahip bir ülke olmakla övünürdük. İstatistiki veriler günümüzde bu unvanın da Türkiye’nin elinden kayıp gitmeye başladığını gösteriyor. Pek üzücü bir durum değil aslına bakarsanız. Bizim devlet çarkımız oldum olası gençlere pek sıcak bakmaz. Olağan şüphelilerdir onlar. Darbeler dönemlerinde kuşku, şiddet ve öfke vardı gençlere karşı. Sivil iktidarlarsa askeri ve polisiye önlemlerle terbiye etmeye çalıştı gençleri. Yetmedi rektörlerini dekanlarını kullandı. Üniversite disiplin kurulları işletildi. Kampüsler kolluk güçlerinin uğrak yeri oldu. Artık gelinen noktada kendini ifade etmeye çalışan, düşünen, düşüncelerini açıklamaya çaba gösteren, ülkede olan biteni sorgulamaya kalkışan öğrenciler ya biber gazı ya da cop yiyor ya da cezaevlerinde tutuklu bulunmalarının nedenlerini öğrenmeye çalışıyorlar. Düzenin siyasi partilerinin gençlik kollarının adı var sadece. Biat kültürüne uyumlu partilere militan yetiştirmekten öteye gitmiyor. Üniversitelerde gençlik konseyleri de büyüklerine saygılı, uslu gençlerin göreve seçilebildikleri kuruluşlar.
Başbakan Erdoğan geçenlerde bir konuşmasında içki yasaklarını savunurken “Kafası kıyak nesiller” istemediğinden söz etmişti. Bu tümceden yola çıkarak gelecekte kafası çalışan, özgürlüğüne düşkün, konuşan, tartışan bir nesil istemediği çıkarımını yapabiliriz Başbakanın. Doğrusu çalışma hayatımda stüdyoya içkili gelen spikerlere rastlamıştım, öğle yemeğinde alkol aldıktan sonra haber merkezindeki görevine dönerek işini dört dörtlük yapan şefler, müdürler, yazdığı yazılar, kotardığı haberlerle meslektaşlarını kıskandıran yazarlar da görmüştüm. Ama ne yalan söyleyeyim bugüne dek ‘kafası kıyak’ bir gence rastlamadım hiç. Belli ki Başbakanın muradı başka…
Gençlerin bir adı da delikanlıdır. Onun temel hak ve özgürlüklerine, siyasi tercihlerine saygı duymak devletin de kolluk güçlerinin de görevi olmalı. Gençleri potansiyel suçlu görmek alışkanlığından vazgeçilmeli artık. Giyimiyle, dinlediği müzikle, okuduğu kitaplarla oluşturur kişiliğini gençler. İnançlı ya da inançsız olmayı seçmesi de diğer tercihleri gibi kendi seçimidir ve saygı duyulmalıdır. Dünya da Türkiye de değişiyor artık. Gençler bilim yapılan üniversite istiyor. İş güvencesi istiyor. Eğitimde fırsat eşitliği, toplumda kendisini ifade edeceği tartışma ortamı istiyor. Barış içinde yaşamak istiyor. Yasaklardan, dayatmacılıktan uzak kimliği, kökeni, dini sorgulanmaksızın bir toplum içinde özgürce yaşamanın özlemiyle yanıp tutuşuyor.
Gençler üzerine yazılıp çizilecek çok şey var. Bir yazı çerçevesine sığmaz. Yine bir şiirle sonlayalım yazıyı. Turgut Uyar’dan “Sonsuz ve Öbürü”
en değerli vakitlerinizi bana ayırdınız
sağolunuz efendim
gökyüzünün sonsuz olduğunu bana öğrettiniz
öğrendim
yeryüzünün sonsuz olduğunu öğrettiniz
öğrendim
hayatın sonsuz olduğunu öğrettiniz
öğrendim
zamanın boyutlarının sonsuzluğunu
ve havanın bazen kışa döndüğünü öğrettiniz
öğrendim efendim
ama sonsuz olmayan şeyleri öğretmediniz
efendim
baskının zulmün kıyımın açlığın
bir yerlere kıstırılıp kalmanın susturulmanın
aşk mutluluğunun eski hesapların
aritmetiğin bile
onları bulmayı bana bıraktınız
size teşekkür ederim
- Sabah esintileri 20 Kasım 2024 04:25
- Kayıp ülkem 13 Kasım 2024 04:05
- Samimiyetinizi sevsinler! 06 Kasım 2024 04:40
- Umut yaprakları 23 Ekim 2024 03:07
- Anılarda bir gezinti 16 Ekim 2024 04:47
- Çığlık 09 Ekim 2024 04:10
- İçe bakış 25 Eylül 2024 01:47
- Çivisi çıkmış toplumda çocuk olmak 18 Eylül 2024 04:28
- Çıkmaz sokak 11 Eylül 2024 04:44
- Çocuğun gördüğü düştür barış 04 Eylül 2024 04:10
- Orman Siyaseti 21 Ağustos 2024 04:24
- Akıncı ruhlar 14 Ağustos 2024 04:53