31 Mayıs 2013 10:04

Her şeyle kardeşliğim var

Her şeyle kardeşliğim var

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bu hafta içerisinde Büyük Üstat Yaşar Kemal ile ilgili iki önemli haber okudum. İlki Osmaniye Valiliğinin onun adına yaptırdığı park ve Hemite Yaşar Kemal Kültür Evi ile ilgili. İkincisi ise Arnavutluk’un Şair Kültür Bakanı Visar Zhiti’nin düzenlediği ve yazar, tarihçi, akademisyen, etimolog, Türkolog, Yaşar Kemal çevirmenleri ve edebiyatseverlerin bir araya geldiği etkinlik. Kuşkusuz her iki haber de en az Yaşar Kemal kadar beni ve okurları ile sevenlerini onurlandırmıştır. Elbette o daha görkemli ve o kadar da anlamlı olacak yüzlerce etkinliğe layıktır. Okuma ve yazmanın önemi ve onun insan yaşamında -benim ruhumda- bıraktığı o tarif edilemez tadına Yaşar Kemal’in eserlerini okumakla başladım. Hâlâ da okuyor ve yazılarımda sözlerine atıfta bulunuyorum. Üstad Yaşar Kemal’in Osmaniye’deki açılışta söyledikleri “Biz cennette büyüdük”, “Ben Kürt çocuğuydum, arkadaşlarım kavga ederlerdi, ama beni dövmezlerdi” sözleri üzerine çeşitli spekülasyonlar yapıldı, yazıldı, çizildi. Ben de doğrusu Usta Yazar Yaşar Kemal’in “Cennette büyümesine” sevindim. Bu coğrafyanın Hemite olması düşümü hep diri tuttum ve hâlâ o düşün gerçekleşmesi için dua ediyorum. Ancak bir paradoks olarak görüyorum söylediklerini. Zira usta yazar Hemite de Kürtçe dilini kullanabildi mi? Kullanıyor olsaydı o şaheser eserlerini yine Türkçe mi yazardı? Her yer Hemite olsun evet, ama o Hemite de herkes kendi dilini de kullanabilsin. Bu sahiden daha realist bir cennet olmaz mı?
****
Şair, çevirmen, grafik tasarımcı, ressam ve yayıncı Büyük Usta Sait Maden geçirdiği kalp krizi nedeniyle hepimizi çok üzmüştü. Günlerdir bu büyük ustayı medyadan takip ediyorum. Açık kalp ameliyatı başarılı geçmiş. Neyse ki sağlığı her gün iyiye gidiyor. Edebiyata özellikle de şiire ilgi duymam da -eminim daha bir çok şairin- bu koca çınarın çok katkısı olmuştur. Biz Eluard’ı, Neruda’yı, Baudelaire’i, Aragon’u, Mayakovski’yi… enfes çevirisiyle okuduk ve onunla büyüdük. Nerede bir çeviri görsek hemen o gelir aklımıza; duru, yalın, yazıldığı dilin ritmine sadık kalarak ve içten anlatımıyla. Ben kendi adıma derim ki şiirlerindeki derinlik ve felsefe hep etkilemiştir beni. Türkçe şiirdeki gelişimi ve kuşaklar arasındaki birliği sağlamadaki yetisi, folklorik formlara olan yetkinliği hep şaşırtmıştır. Kimlik şiiri insanlığın ortak yazgısı ve özlemi duyulan bir dünyanın ete kemiğe büründüğü bir canlı organizmaya dönüştüğü ki okuyanı “barışın” tek egemeni olacağı dünyaya sizi yolcular;
Ben de var oldum bütün bu nesneler arasında
su gibi, ağaç gibi, ot gibi gerçek.

Bütün değişimlerin durdum eşiğinde uykusuz
bir yüzüm gecelerden içeri, bir yüzüm tanlara açık.

Her şeyle, her şeyle, her şeyle kardeşliğim var:
Denizle kum, yaprakla çiğ, balıkla kılçık.
****
Fawaz Hussen modern Kürt edebiyatının önemli simalarından. Fransa’da yaşayan Fawaz, her romanıyla hem okuru şaşırtıyor ve hem de Kürtçe romanın gelişmesi için yeni anlatım teknikleri yanında farklı biçemlere de yer veriyor. Postmodern tarza daha yakın olan Fawaz, dile olan hakimiyeti ile de dikkat çekenlerin başında geliyor. Son romanı “Evdo, çend bêhnikên şadiyê” de Helebçe katliamında yaralı olarak kurtulan bir Kürt’ün Paris’teki tedavisinin ve yerleşim hakkını almasından sonra Yunanistan’a İthaka’ya yaptığı yolculuğu o yolculukta yaşadıkları ve yaşamın gizemini çözmek için yaşadıklarını anlatır. Romanı okuduktan sonra Sait Maden’in şu dizeleri geldi aklıma;
“Kimi kanatlar öptü, kimi ayaklar alnımdan,
ya sevinçten içerim pır pır; ya korkudan benzim uçuk.”
Hayat böyle işte... çelişkiler yumağı… Korku da umut da yan yana, ama biz umuttan yana olalım…

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa