Futbol oligarşisi ve Trabzonspor
Fotoğraf: Envato
Geçen hafta taraftar grupları yine sahne aldılar. Ama bu sefer ligler tatilde olduğu için statda değil sokakta! Hükümeti istifaya çağıran eylem alanlarında…
Taraftarlar sokaklarda düşmanlığı, hiyerarşiyi sonlandırırken bir marka değerlendirme kuruluşu futbolun baronlarının listesini açıkladı.
Söz konusu kuruluşun ‘dünyanın en değerli 50 futbol kulübü’ araştırmasında Türkiye’den 3 takım kendine yer buldu.
116 milyon dolarlık marka değeri ile Galatasaray 17. sırada.
22.sıradaki Fenerbahçe’nin değeri ise 95 milyon dolar.
Beşiktaş 71 milyon dolarlık değerle 36. sırada…
Marka değeri şunlar dikkate alınarak hesaplanıyor: Maç hasılatı, ayın gelirleri, lisans hakkı ve sponsorluk gibi ticari kazançlar…
Bu yıl ilk 50 futbol kulübünün marka değerleri toplamı 8 milyar 601 milyon dolar olarak bildirildi.
Bu devasa rakamlar endüstriyel futbolun sonucu.
Türkiye süper ligi de bu endüstrinin en tepelerinde. Süper lig, futbolcu yatırımı açısından… Avrupa’da yedinci büyük futbol ekonomisine sahip!
OLİGARŞİK EGEMENLİK
Evet, futbol yazılı-görsel basın, reklamcılık, bahis oyunları vs… Giderek daha çok metalaşıp ticarileşen bir endüstri!
Seyri artık, hem TV ekranlarında hem de tribünlerde büyük para ediyor.
Stadyumlar, artık birer AVM gibi.
Futbol arsadan borsaya sıçrayan… Ve masum bir ayak oyunundan milyarlarca dolarlık dev bir endüstriye dönüşen bir alan…
Global ekonomiye etkilerinin… Hangi ülkenin hangi uluslararası kupayı almasının… Dünya ekonomisinin selametine olacağının tartışıldığı çok yönlü siyasi ve ekonomik yönü olan bir saha artık futbol…
Tüm bunlar güçlülerin daha da güçlendiği bir tabloyu doğuruyor. Bakınız şampiyonlar liginin zirvesindeki ülkelere ve takımlara… Oradaki kastın bozulmasına izin vermeyen (Kura çekilişinden kaynak aktarımına kadar) yapıya…
Bu tablonun bir prototipidir, üç büyüklerin süper ligdeki oligarşik egemenliği.
Ziraat Türkiye kupası finalinin Galatasaray Fenerbahçe olması için nasıl da kuralar ayarlanmıştı. Ama olmadı! Galatasaray erken veda etti.
Şimdi bunun da (erken vedaların) önüne geçilmesinin formülleri aranıyor. Yeni kura çekimi ve tur seçenekleri üzerinde kafa yoruluyor.
HAKSIZ REKABET
Tüm futbol organizasyonlarında zengin ve büyük takımların başat durumda olmaları… Endüstriyel futbolun ‘kendisini yeniden üretim aracı’ olan “reyting” için yaşamsaldır.
Futbolun mali yönden daha da güçlenmesi için endüstriyel futbol, tüm organizasyonların reytingini yüksek tutmak zorunda.
Bu amaçla zengin ve büyük kulüplerin hep bu yarışmalar içinde olmaları elzemdir. Reytingi yüksek takımların maçlarından büyük reklam ve medya gelirlerinin elde edilmesine bağımlıdır bu endüstri.
Kulüpler arasındaki haksız rekabet derinleştikçe derinleşiyor bu yapı da…
Ligimizde de durum böyle…
Metalaşmanın, ticarileşmenin, kapitalistleşmenin tıpkı dünyadaki gibi doludizgin ilerlediği ligimizde de 3 büyükler en pahalı kramponlarla sahadalar.
Birileri elde ettiği her puan için 100 bin dolarlık futbolcu yatırımı yapabilirken… Birilerinin toplam değeri sadece Fener ve Galatasaray’ın birer futbolcusu kadar olabildi.
KAFA TUTULABİLİR!
ENDÜSTRİYEL futbolun ve oligarşik egemenliğinin futboldan ve futbol zevkimizden götürdüklerini yazmaya bu köşenin sınırları yetmez.
Karşısında ne yapabileceğimiz üzerine de uzun uzun konuşabiliriz.
Ama hemen hatırlatalım ki Trabzonspor’un yapabilecekleri var.
Elbette ki Trabzonspor da endüstriyel futbolun dışında değil. Ama oligarşik yapının içinde de değil. Ekonomik büyüklüğü de izin vermez içinde olmasına.
Ulusal medyada hiçbir ağırlığı olmamasına… Sesini Kocaeli’nden öteye duyuramayan bir yerel medyasına... Futbol Federasyonu Kurulları’nda hiç bir gücü olmamasına… Kendi değerlerini unutan bir anlayışına...
Ve daha birçok olumsuzluğa rağmen Trabzonspor yapabilir. Başarabilir zirvedekileri devirmeyi.
Yeter ki doğru bir organizasyona, potansiyelini doğru kullanacak anlayışa yönelsin.
Yeter ki yönetim seçimleri döneminde birçok adayın altını çizdiği doğru tespitlere kulak verilsin.
Şimdi 1461 modelinin PTT 1. Ligi’nde elde ettiği başarının süper lige taşınmasının zamanıdır.
Bu sadece Trabzonspor’a değil tüm futbol severlere kazandırır.
BU TARAFTAR ALKIŞI HAK ETTİ!
TELEVİZYONLAR ve “reyting”ler futbolu yönetmesin istiyorsak.
Ülkelerin, kıtaların (İngiltere, Hollanda, Almanya, Brezilya ekolü vs.) estetik futbol ekollerini yeniden sahalarda görmek istiyorsak…
Pazar günü gündüz futbol izlemek istiyorsak…
Hep zirvedekilerin başarısı üzerine kurulu düzeni yıkıp adil bir rekabet ve spor ortamı görmek istiyorsak…
Taraf gruplarına büyük iş düşüyor!
Taksim Gezi Parkı’nda en kararlı halleriyle yer alan… Sloganları birer tezahürata dönüştürüp kitleleri coşturan taraftarların ülkenin başbakanına (padişahı mı desem) bildirdiği haddi futbolu elimizden çalmaya çalışan para babalarına da bildirmesinin vaktidir.
Küçük bir not: Türkiye ayağa kalktığında sokağa akan tüm taraftar gruplarına ve Kazım Koyuncu posteriyle Taksim’e çıkan Trabzonsporlulara binlerce selam!
- Ezdirmemek ne kelime suyunu sıktılar 26 Aralık 2024 06:55
- Et ithalatı da sürer gıda pahalılığı da 08 Kasım 2024 11:17
- Türkiye BRICS’te de kapıda bekletiliyor, kapının ardı cennet değil ki! 24 Ekim 2024 13:08
- Bütçenin özeti: Hem yakacak hem kıracak 19 Ekim 2024 07:06
- Şimşek’in haraç şovu 16 Ekim 2024 04:57
- İTO Başkanı ‘şeytan’ taşlatıyor! 09 Ekim 2024 04:39
- Patronlardan 21. yüzyılda 19. yüzyıl talepleri: Bir adım ötesi zincire vurmak 28 Eylül 2024 06:47
- Erdoğan’ın ABD temasları: Mesaj mı yoksa yalvarış ve temenni mi? 26 Eylül 2024 06:27
- Fiyatlar artarken enflasyon düşüşünün yorumu: Kağıt üstünde düşüş, kemikte hissediş 04 Eylül 2024 05:53
- Vergi listesindeki 3 çeşit yüzsüzlük 29 Ağustos 2024 05:34
- Çin istilasına yol! 27 Ağustos 2024 05:10
- 12 şirket neden Varlık Fonu’na devredildi? 22 Ağustos 2024 04:55