02 Haziran 2013 11:52

Kahrolsun diktatörlük!

Kahrolsun diktatörlük!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var!” derlerdi atalar. “Firavunlaşma” diye uyarılmıştı. Mübarekleşme! Ya da hani “halkına zulmeden Esed”...
Ya şimdi? Buyrun.. Zalimin zulmü varsa...
Geldiğimiz nokta nedir?
“Gezi parkı çatışması”.. Ya da “ayaklanma” mı diyelim.. “İsyan” mı? Kararlaştırırız, acelemiz yok. Ama bilelim ki, günler boyu süren ve anında tüm ülkeye yayılan Gezi Parkı başkaldırısının ardından artık Türkiye eski Türkiye değildir. Ne kadar “eski Türkiye değildir”, onu da yaşayarak kararlaştırırız. Şu kadar ya da bu kadar farklılaşıp yenilendi; ama kesin ki, artık “yeni bir Türkiye”de yaşıyoruz. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Tabii ki Osmanlı da oyun çoktur.. Tunus’tan, Mısır’dan biliyoruz ki, çok manevra olanaklıdır; ellerinden geleni deneyeceklerdir. Ama milyonlar kendi deneyleriyle kendi güçlerini yaşamış, iyice farkına varmışlardır. Elbette örgütsüzlük had safhadadır. Örgüt eksiği büyüktür. Ama örgüt bakımından da Mısır’dan çok iyi bir noktada olduğumuz kesindir. CHP’lisi, EMEP’lisi, Halkevlisi ve diğerleri hareketin içindedir. Çözülecek çok sorun vardır, ama gelecek Tunus’la Mısır’dan daha parlaktır. Üstelik oralarda dinci gericilik yasadışıydı, dışlanmıştı; ne kadar alternatifse, alternatifti. Bizde iktidarda. Halk ona karşı da ayağa kalktı. Devrilecekler arasındadır. Alevisi ve Sünnisi, inananı inanmayanı birlikte devirecektir.
Kolay mı olacaktır? Hayır, kimse ayağını yerden kesmemelidir. Görüp tadını aldığı gücünün sarhoşu olmamalıdır. Kolay değildir ve henüz her şey başlangıcındadır. Daha yeni başlamıştır ve alınacak çok yol olduğu bilinmelidir.. Böbürlenmeye yer yoktur.
Tabii ki halk, özellikle gençlerimiz kendileriyle ve güçleriyle gurur duymalıdırlar. Ama abartmadan. Daha yapacak çok iş olduğunu bilerek...
Taraftar grupları.. Fenerlisi.. Galatasaraylısı.. Beşiktaşlısı. Altaylısı.. Karşıyakalısı.. Göztepelisi. Ve Fethiyesporlusu. Tümü. Ve kardeşçe. Dayanışma içinde. Yoksulu.. Az çok orta hallisi. Genci yaşlısı. Kadını erkeği. Kürdü.. Türkü.. Lazı.. Çerkesi.. Göçmeni. Kardeşçe bir arada. Ne için? Slogan çoktan ve kendiliğinden tekleşmiş halde: “Tayyip istifa!”.. “Hükümet istifa!” Açın, iyi sınav veren Hayat TV’yi.. Baştan sona ve her yerde bu sloganlar.. Ve “diktatör” ve “diktatörlük” düşmanlığı. Dillerde ve yüreklerde olan.. harekete geçiren bunlar.
Haydi yolunuz açık olsun. Haydi selametle!..
Aman, bazıları dikkat etsin “Amerikan oyunu”na gelmesinler! Hani Mısır’da halk oyununa gelmişti ya Amerika’nın! Laf ola beri gele. Ve Kürt hareketi bütün gövdesiyle hükümeti hedefine koyan halk hareketine katılmalıdır. Demokrasi buradan kazanılacaktır. Barışın da tek olanaklı yolu artık “Hükümet istifa” sloganıyla alanları dolduranların içinde olmaktır. Yoksa bilinmelidir ki yollar ayrılacaktır!
Artık hiçbir şey olmamış gibi davranılamaz. Ne yönetenler.. Ne bizler, sömürülen, ezilen yönetilenler. Lafı dinlenmeyen, yüzüne baka baka küfür edilenler. İnsan yerine konmayanlar!
Ama bir yönüyle de “eski tas eski hamam”dır. Daha bir şey olmamış, çünkü değişmesi gerekenler değişmemiştir. Tabii ki fırsatları olursa ders alacaklardır. Ama fırsat tanınmamalıdır.
Polis, elinde gazı, su.. Bir ucundan tüfeği mermiyi de alarak.. hala işbaşındadır. Polis şeflerinin istifası yetmez! Polislik mesleğine son vermek gerektir. Halka gaz sıkmaya son vermek. Gaz sıkan ve sıktıranlar “tövbe” etmeli, ama yetmemelidir! İşi, işlevi halka karşı mevzi alıp silah doğrultmak olan polis teşkilatı lağvedilmeli, silah olacaksa yalnızca halkın elinde olmalıdır. Yani? Yani her açıdan söz ve egemenlik halka geçmelidir. Yani diktatörlük son bulmalıdır!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa