Selaam, çapulcuya selam!
Devlete adam olmuşların, devleti adına yurtdışına gitmesi “Geçiyordum uğradım. Bir ayranınızı içeyim dedim” türünden açık kapı arsızı yırtıklığıyla olmaz kuşkusuz. Günler, haftalar, aylar öncesinde yapılan düzenlemelerle olması doğaldır bu gidiş gelişlerin. Yine de, ülkede 52 kişinin ölümüyle, daha çoğunun yaralanmasıyla sonuçlanan bir olay olmuşsa, böyle bir düzenlenmenin bozulması, öteye itelenmesi her zaman olasıdır. Olduğu da olmuştur bilindiği gibi.
Eğer bir ülkenin bir kentinin bir gezi alanı tam da bozulacakken her gün daha bir büyümüşse; hele de bunun için canlar ortaya konulmuşsa, önceden düzenlenmiş (!) bile olsa bir gezinin ötelenmesi olasılık olmaktan çıkar kaçınılmaz olur. Yani, ülke yangın yerine dönmüşken büyüklerimizin deyişiyle “Ağlama kıçım seni gezdireyim” düşüncesiyle dolaşmağa çıkmak boşçabadır. Bu, gençliğe yönelik söylevde aymazlık, sapkınlık ve de aldatmacılık olarak nitelendirilmiştir; ama salt gençler yaparsa diye değil. Herkes için geçerlidir.
783.5 bin metre kareye ulaşmış gezi parkı sek gaz ve yanında suyla bulandırılmışken; tomalar koma yaratırken; copa, eski bir başbakanın deyişiyle devlet güçlerine yardımcı olan sivil güçlerin elindeki tahtalar eşlik ederken eşeğini sağlam kazığa bağlamış olmanın güveniyle yurtdışına gitmek halkın oylarıyla devlet adamlığına seçilmiş birinin halkı önemsememesi anlamına gelir ki devlet büyüklüğüyle bağdaşmaz.
Komşu ülkenin iç işlerine karışıp, bir savaş çıkartmak için çırpınırken İstanbul’ un olayına ülkenin ilgisiz kalmasını beklemek ayran bağımlılığından olmasa gerek. Esed’in halkına zulüm yapması eleştirilirken aynı eziyeti kendi halkına yapılmasının nedeni de kökeni belli olmayan o geçmişten gelme büyük öfke ve kin yüzündendir belki.
Devlet adamı geçip giderken arada bir dönüp arkasına bakmalı, oradaki ölenleri, kalanları, yıkımları, kanı, gözyaşını görmelidir. “Allah’ın verdiği canı Allah alır” düşüncesindekiler, kendilerini Allah yerine koyup can almaya soyunmuşlar sanki. Seçim sonrası balkonlardan herkesin hükümeti olduklarını söyleyenler evlerinde besledikleri %50 ile alanlara sürmek isterken kimin nesi oldukları konusunu da açıkladılar böylece.
İşte bütün bunlardı halkı gezi parkına döken, üç beş ağaç değil. Ve bunlardı birliğe yol açan, umut yeşerten, direnişi başlatan. Her yeri gezi parkı yapan. Ne mutlu bunu başlatanlara, sürdürenlere, destekleyenlere, tüm yüreklere. Topluca çapulculara. Selam olsun onlara.
Bu arada, yandaş basının Taksim direnişini görmezden gelmesi anlaşılabilir de bir kısım basının direnişe ve direnişcilere övgüler yağdırırken kimi spor kulübü yandaşlarının birlikte direnmelerini neredeyse şaşkınlıkla duyurması yadırgatıcı geldi bana. Bunlar öteden beri; hem de azılı düşmanlarmış gibi gösterildi sanki. Oysa bu kulüplerden birini tutanlar arasında solcusu da, sağcısı da ülkücüsü de, dincisi de vardır. Herhangi bir siyaseti güdenler, örneğin solcular arasında başka başka kulüpleri tutanlar da vardır. Dava ortak olunca bir araya gelmeleri çok doğaldır. Duruşun, direnişin doğallığı da burdadır. O nedenle şaşkınlık yaşamak şaşkınlığın kendisi gibi geldi bana.
Yandaşlar görüşlerini, duruşlarını açık seçik gösterirken yandaşı oldukları kulüplerin sporcuları, ayaktopcuları ne yapmıştır ona bakmak gerekir asıl. %50’nin içine dalıp evlerinde bekleyiş içine girdiler sanki. Bir de o kulüpleri yönetenlerin nerede oldukları sorgulanmalıydı. Çıkmışlar mıdır Taksim’ e, almışlar mıdır yandaşlardan ders, etmişler midir ezber? Bunların olmaması şaşırtıcıydı işte. Akil adam olamamış olsalar da akillerdir sonuçta. İyi de asıl akillerden de çıkmadı bir ses. Oysa çıksalardı Taksim’ e. Ya da gitselerdi ağababalarına. İkna çalışmalarını sürdürselerdi öyle ya da böyle!
Her neyse! Bugün bu direniş denli olmasa da başka bir güzel şeyden, rakıdan söz edecektim. Ama ortama uydum ve umut yenileyerek ve de gururla gündeme uzandım. Dayanamadım ve hiç değilse direnişin güzel söylemlerinden biriyle rakıya bağlanayım istedim:
Tencerem var tavam var,
Çapulcuyum havam var,
Atamızdan yadigar
İki duble rakım var
demiş ya bir direnişçi, selam olsun ona. Tüm uyanmışlara. Çapulculara. Yürekleri iki tek rakıyla dolsun. Utkunuz kutlu olsun.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et