Barikat, neşe, dans
Fotoğraf: Envato
“Şehrin çapının uzunluğunda bıçağı olan dev bir giyotin tasavvur edin. Bıçağın indiğini ve orada olan her şeyden bir parçayı kopardığını tasavvur edin - duvarlar, demir yolları, vagonlar, dükkanlar, kiliseler, meyve sandıkları, ağaçlar, gökyüzü, kaldırım taşları. Böyle bir bıçak, savaşmak zorunda kalan herkesin suratının birkaç metre önüne düştü.
(...) Barikatlarda acı kalmadı. Dönüşüm tamamlandı. Çatılardan gelen ve askerlerin yaklaştığını haber veren bir haykırışla tamamlandı bu. Aniden pişman olacak hiçbir şey kalmadı. Barikatlar, bu barikatları savunanlarla onlara hayatlarının içinden uygulanan şiddet arasında. Pişman olacak bir şey yok, çünkü o şimdi onlara doğru yaklaşan geçmişlerinin özeti. Barikatların diğer tarafında ise gelecek çoktan hazır.”
Ve gelecek neşeli. Neşe getirmiş. Neşeyle gelmiş. Şimdi Taksim Meydanı’na çıkan yollardaki barikatların ardında bu neşeyi görüyoruz işte. İnenler, çıkanlar, ellerini kaldırmış bir kez daha ve bu kez her zamankinden kararlı refüze etmek için şiddete, devlet şiddetine bağrını açmış, umursamadan slogan atanlar, el ele anı, günü yaşayanlar, birbirlerini tanık bırakanlar, tanık olanlar, sarılanlar, öpüşenler, dans edenler.
Taksim’e çıkan yollardaki o barikatlar Meydan’da ve Gezi’de hazır ve nazır toplu, toplumsal neşeyi korumaya almış, o neşe ise şiddetli kalp atışları gibi barikatın ardında ve savunmada olan kendini öncü ilan etmiş çocukların sırtlarına çarpıyor ve her sloganda, her şarkıda onları biraz daha ileri savuruyor. Barikatlar da onlarla beraber. Özerk neşe genişlesin, yayılsın diye. Böyle genişliyor, böyle yayılıyor o neşe yani. Demokratik ve özerk.
Bu da halaydan bir barikat şimdi. Eşzamanlı olarak Roboski halkı dağlarda, sınır boyunda halaya durmuş. Neşeli, cesaretli, insani bir barikat yine. Arkalarında gerillalar güvenle yürüyor. Neşeli ve umutlu bir çözüm yürüyüşü. Biraz da hüzünlü. Halk ise askerle aralarında halayda. Dans ede ede, neşeyle devletin gücünü evlatlarından uzak tutuyor, köye, oradan da kışlaya sürüyor.
Gerillanın adımlarıyla dans edenlerin adımları ritim tutuyor birbirine. Her adımla devrimin ve özgürlüğün neşeli ve görkemli koreografisi. Askerin uygun adımına ters, askerin uygun adımını, savaşın monoton ve acımasız ritmini bozan, tıknefes eden bir dans bu. Özerk hayatı korumak, sağlama almak, genişletmek için namluların gözü önünde sahnelenen bir dans. Böyle genişliyor, inşa ediliyor demokratik özerklik. Böyle yayılıyor yani.
Barikatların ardında halklar, merkezi talimatlara, utanmaz rantlara, orantısız şiddete, kanlı savaşa, özgürlük gaspına inat dans ediyor. Bu karanlık, bu boğucu, bu sıkıcı geçmişin, yakın tarihin önünde, karşısında geleceğin dansı bu. Neşesi. Direnişin güzel ve görkemli koreografisi.
Neşe başladı.
- Konferansın ufkundaki yeni toplum 31 Mayıs 2013 10:35
- Süreç için bir öneri daha 20 Nisan 2013 09:37
- Heimatkrankheit ya da vatan hastalığı 07 Nisan 2013 05:27
- İktidar olarak köşe yazarı 23 Mart 2013 10:48
- Chávez’e bakmanın bir yolu 10 Mart 2013 05:56
- Süreç ve strateji: Bir öneri 23 Şubat 2013 07:43
- Felsefeden gelen cevap 09 Şubat 2013 09:36
- Sağcı ve entelektüel 05 Ocak 2013 12:29
- Böyle geçti bir yıl Türkiye ömürlerinden 29 Aralık 2012 06:12
- Adam ve kızları 22 Aralık 2012 09:00
- Mahremiyet ve gösteri 15 Aralık 2012 07:50
- Anatomipolitikadan biyoiktidara salınan sarkaç 08 Aralık 2012 08:35