09 Haziran 2013 10:39

Gezi'de örgüt ve örgütsüzlük tartışması...

Gezi'de örgüt ve örgütsüzlük tartışması...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ankara’da, Adana ve İstanbul-Gazi Mahallesi’nde müdahaleler sürüyor. Ama Gezi merkezli gösteriler devam ediyor. Gezi ayakta. Kuğulu Park, Gündoğdu ve irili-ufaklı kentlerin meydanlarında yüz binler toplanıyor.
Türkiye’yi peşinden sürükleyerek coşkuya boğan Gezi Direnişi, harekete geçirdiği milyonlarıyla küçümsenemez. Kim küçümserse baltayı ayağına vuruyor demektir. Başta Hükümet.
Tahrir Türkiye’ye gelmiştir. Yazın ortasında “bahar” yüzünü göstermiştir. Tersinde ısrar götürücüdür. Hala “Topçu Kışlası”.. Hala bildiğini okuma. Rize’de, Adana’da yüzünü gösteren “karşıt”lığın kışkırtılması.. “Durursak düşeriz”, “ne dersi, aynıyla devam” politikası sonu yakınlaştırıcıdır.
Hala “provokatörler”.. “Yabancı ajanlar”.. “Vandallar”. CHP’yi sorumlu tutmalar. Geçiniz.
Göstericiler arasında yapılan anket ortada. Gezi’de ileri sürülen görüşler.. TV’lere yansıyan tartışmalar biliniyor.
Tabii ki sorun “birkaç ağaç”tan ibaret değil. İki ana neden var. Biri, Erdoğan ve AKP’si ne denli “büyüdük, büyüyoruz” propagandası yapsa da, büyümeyen, ama tersine neoliberal saldırganlıktan küçülerek payını alanların fazlalığı.. İşsizliğin, yoksullaşmanın artışı. Hem de sadece işçiler içinde değil.. Okumuş-yazmış.. “Orta sınıf” denen kaybedecek bir şeyleri olan katmanlar içinde de harekete geçirici ölçüde birikmesi. Ve ikincisi, otokratizmin dışlayıcılığının, yine özellikle bu kesimlerden başlayarak tepkilere neden olacak ölçüde yığılması. Halkın ne düşündüğü hiçe sayılan HES’leriyle, nükleer santrallarıyla yeterince tepki biriktiren çevre sorunundan patladı. Başka bir yerden de olabilirdi.
Sonuç, Türkiye tarihinin tanık olmadığı genişlik ve güçte gösteriler.. Direniş.
Kim ki CHP yaptı der, yanılır. Tersine. CHP tabanı da katılmaktadır, ama göstericiler yüzde 70-80’lere varıncaya kadar CHP’ye oy vermeyenlerdir. Kendilerini “apolitik” olarak tanımlayanlar olduğu kadar, düzen partileri başta olmak üzere varolan partilerin kendilerini temsil etmediklerini düşünenler ezici çoğunluk durumundadır. “Yeni kuşak” denmektedir.. Yeni eğilimlere sahiptirler. Naiflik.. Sloganlara yansıyan alaycılık.. Teknoloji bilirlik.. Yaratıcılık.. Tabii ki çoğu “yeni” eğilimleri burjuva ideolojik hegemonya koşullarında oluşmuş, oluşmasında düzenin katkısı hatta belirleyici olmuştur.
CHP’li falan değillerdir, CHP onları kesmemiştir; ama onları kucaklayabilecek örgütlere rastlamamış oluşları, düzenin propagandasının da katkısıyla, örgütsüzlüğün yüceltilişine götürmüştür. Örgütsüzlük hatta övünç vesilesi edilmektedir.
Örgüt fikrinin ve örgütlülük ihtiyacının asıl dayanağı işçi sınıfının Bahar Eylemleri’nden bu yana ana gövdesiyle kendisini göstermemiş oluşu.. Sendikaların işçiyi bile kendisine düşmanlığa sürükleyen itici bürokratik güvenilmez hali ahvali.. Devrimci işçi hareketinin gelişme sancı ve sıkıntıları.. Tümü, örgütsüzlük eğilimini geliştirici etkide bulunmaktadır.
Ancak tek tek çoğu Gezi göstericisince yüksek sesle dile getirilen “örgütsüzlük” yüceltisi, şuradan bellidir ki, asıl olarak düzen örgütlerine duyulan öfke kaynaklıdır: Bakın Gezi’ye. Kütüphaneler.. “Market” ve sair dayanışma örgütlenmeleri.. Çay ocakları.. Yemek ihtiyacının giderilmesinin örgütlenmesi.. Her yan örgüt doludur. Belediye hizmetlerini görecek türden örgütler. Örgütsüz olmayacağı kesindir, kurulmaktadır.
Asıl ihtiyaçsa, siyasal örgütedir. Temel maddeleriyle bir programa sahip, asıl sorun olan demokrasi mücadelesini toparlayıp yürütecek, Gezi’nin çeşitliliğini kucaklayacak mücadele örgütüne. Bu örgüt, cephe türü olmalı ve bütün “muhalefeti” ya da hoşnutsuzluğu çatısı altında birleştirmelidir. Yoksa ilerlenemez.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa