11 Haziran 2013 11:05

AKP'nin iç savaş haritası

AKP'nin iç savaş haritası

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Gelecek biz nasıl yaparsak öyle olacak.
Andre Malroux

İsyan günlerindeyken…
Neyin nasıl gelişeceğini kestirmek çok zorken…
Sorulabilir:
‘İç savaş haritası” gibi iddialı… ve de “tehlikeli” bu laf da nereden çıktı?
Anlatayım…
RT Erdoğan epeydir dikta otobanında seyrediyor…
Otobanda dönüş de belli bir hızın altına inmek de olmaz… Diye düşünüyor…
“Durmak yok, yola devam” derken, bunun her zaman “demokratik” icaplara uygun olmayacağını biliyor…
Ve galiba bu şıkkı olasılık olarak hep varsaydı… Buna göre hazırlandı… Kendince.
Zira O… Misal. Özal’dan farklı olarak mücahitlikten geliyor…
Ve üslubu da bu dava adamlığı/adanmışlığı ruhunun ifadesi… Bence.
Nitekim ‘Gezi’ patladığında o hep gerilime oynadı...
Bunalımı derinleştirmekten kaçınmadı…
Görünen o ki nispeten “mutedil” profil vermeye gayret eden kurmaylarını da bu çizgiye çekti…
Dahası bunu bizim de bilmemizi istiyor… (Niye?) Ki bunun için…
Bu aralar “sızdırma”ların adresi Abdülkadir Selvi yine göreve çağrılmış…
Neredeyse bir bir dikte edilmiş…
O da önceki gün gazetesine dökmüş:
“Yeni yol haritası” (Yeni Şafak, 10 Haziran 2013)
Selvi, hafta sonu yapılan “MYK toplantısının perde arkasına baktığımızda, Ak Parti’nin yeni sürece ilişkin ‘Yol Haritası’nın ipuçlarını bulmak mümkün” diyerek, başlıyor…
Harfi harfine:
·    “Kalkışma provası” ya da uluslararası bağlantılı olan sistemli saldırı Başbakan Erdoğan tarafından nasıl okunuyor ve Erdoğan bundan sonra ne yapacak?
·    Yeni yol haritasını kısaca özetleyecek olursak, “Erdoğan mücadeleyi” seçti. Kendisine karşı bu hareketi başlatanlarla uzlaşma ya da geri adım değil, mücadele edecek…
·    …şiddeti yöntem olarak kullananları ayıracak… Demokratik tepki koyanları… mümkünse kazanmaya çalışacak.
·    Diğerleri ile… “Çelik bir irade ile” mücadele edecek.
·    …mücadele şekli konusunda en ufak bir tereddüde yer vermiyor.
·    …geleceğe ilişkin sihirli cümlesi ise “Millete güven, Allah’a teslimiyet.”
·    O nedenle sözlerini “…beşşri’l-mümin” ayetiyle noktalıyor.
Herkesin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı var. Onun hesabı da parmak hesabına dayanmaz. (abç)

Yeni Şafak yazarından altını çizdiklerim bunlar...
Güya gerilim yumuşatacak kararlar çıkacak… (hatta çıktı…) yorumları yapılan…
Medyanın böyle beklenti yaratmaya çalıştığı geçen haftaki AKP MYK’sı meğer “cihat konseyi”ne dönüşmüş… de…
Sokaktaki halk muhalefetine muhtıra veriyor…
Öyleyse…
Konuşmanın ayetle bağlandığı…
Geleceğin “Allah’a teslimiyet”te görüldüğü… Hani,yaradana sığınıp…
“Çelik bir irade” ile mücadele andı içildiği…
Geri adım asla!..ruhuyla hazırlanan AKP’nin “Yeni yol haritası”na…
İç savaş haritası, demek, yanlış mı?
Haa… Bu planı devreye sokabilecek güç ve cesareti bulabilir mi?
Yoksa tehdit mi?
Cevap ‘Gezi’de… Büyük ölçüde…


İKTİDAR MEŞRUİYETİNİ KAYBETTİ KALLEŞLİK PEŞİNDE

Leoparın kuyruğunu tuttuysan, asla bırakma
Afrika Atasözü

Paris Komünü 70 gün dayanmıştı…
Nevi şahsına münhasır “Taksim Komünü” 13 gündür şenlikte…
O çok lafı edilen “başka türlü bir hayatı”… Praksisi örgütlemeye çalışıyor…
31M-1H* Hareketi toplumsal meşruiyetini derinleştiriyor…
Ki… Taksim’de TOMA’krasinin kontağını kapatan da bu...
Eğer vaziyet bu ise… harfiyat’tan göründüğü gibiyse…
‘Osmanlı’ isyanın taleplerine demokratik rıza göstermeyecek… ‘Gezi’yi ezmeye çalışacak…
Lakin…
AKP’nin sızdırdığı ‘cihat muhtırası’nın yol haritasına bakılırsa bu öyle bodoslama TOMO’lama gibi olamayacak…
Adım adım…
Ø 31M-1H hareketinin toplumsal meşruiyetini aşındırmak…
Ø Meşru eylemci-terörist… Alıcının meşrebine göre PKK’lı-darbeci… Dış mihrak uzantısı… filan şeklinde yaftalamalarla isyancılar arasında niza çıkarmak…
Ø İcabında hareketin yumuşak karnı gibi duran BDP-TGB çelişkisi de kaşınarak isyancı kimliği parçalamak…
Ø Bunun için sokaktan AKP reçetesine uygun yandaş çıkarmak için psikolojik harekata abanmak…
Ø Ve tabii ‘Gezi’nin iyi çocukları evlerine gönderilirse… “Saygı göstermeyenlerle anladıkları dilden konuşmak” için gerici güruh sokaklara doldurulacak… Polis vatandaş omuz omuza… İzmir, Rize ve Adana’daki gibi…
Bu arada… İslamcı medyanın sakaleti psikolojik savaşta sırıtınca… Yine.. Bir kısım “Gidişattan rahatsız, aklı selim endişeli liberaller”den de destek alınmış… Gibi…
İktidar medyasının… Hayır sadece Yeni Şafak, Star filan değil… Onlarla iletişim şansı daha yüksek olan Hürriyet Milliyet gillerden sarkan…
“Ay çok şeker çocuklar”ın mizah ve zekalarına düzülen övgüleri…
“Aman yıkıp döken solcu ve örgütlerden uzak durun” cııssları…
Biraz da bu işe tahvil etme hesapları varsa şaşırır mısınız?

*’Gezi’deki tarihsel dönüşüm günlerini, 31 Mayıs ve 1 Haziran’ı ifade ediyor. Oğuzhan Kayserilioğlu’nun (6 Haziran 2013) sendika.org’deki yazısından aldım.


Satır altından notlar...

…TARAF DA GÜL DERDİNDE

Erdoğan karizmayı çizdirdi ya…
Cemaat medyası Gül’ü “müşfik insan” olarak parlatmaya gayret ediyor…
Misal. Taraf.
Sekiz sütuna sürmanşet. Erdoğan Türkiye’yi yakıyor.
Hemen altında gülümseyen Abdullah Gül fotosu ve başlık:
Üç gün söndürmeye çalıştı. (7 Haziran 2013)
Bunlar ahaliyi Erdoğan gitti, yaşasın Gül diyecek kadar aptal mı sanıyorlar!


YALANDAN 17 KİŞİ ÖLDÜ

AKP Diktası’na isyanda kaç ölü olduğu “resmen” bilinmiyor. Çünkü Hükümet henüz açıklamadı…
Başbakan, Türkiye’de öldürülen devrimcileri sessizliğe gömüyor ama…
Occupy Wall Street eylemlerinde 17 kişinin öldüğünü söyledi. (Haber portalları, 7 Haz. 2013)
Böylece “biraz dikkat” uyarısı yapan ABD’ye kendine bak mesajı vermek istedi… de…
Patronları bakıp, anında yalanladı…
ABD Büyükelçiliği,  Wall Street’te hiç ölen olmadığını bildirdi…


DİLİPAK DA TOPYEKÜN MÜCADELEYE ÇAĞIRDI

Bazı “sol” liberaller Abdurrahman Dilipak’ı pek sever.
Misal. Şanar Yurdatapan adlı arkadaş adeta meftunudur.
Abartmıyorum…
O kadar yakındırlar ki, Dilipak’ın ödülünü almaya bile Yurdatapan gitti…
Neyse… İşte bu muhterem İslamo Faşist Yeni Akit’teki köşesinde “Gezi Parkı’nda fikir gezintileri”ne çıkmış. (10 Haziran 2013)
Dilipak, “Taksim’den bir Tahrir üretme çabası, Gezi eylemleri kadar zorlama” dediği, yazısını şöyle bitiriyor:
Taksim’deki işgal bir sonuç, asıl tehlike beyin ve yüreklerimizin işgalinde, tenimiz ve midemiz işgal edileli çok oldu, şimdi sıra beynimiz ve kalbimizde.. Bu topyekun saldırıya karşı topyekun savunmaya geçmeliyiz ve aslında en iyi savunmanın taarruz olduğunu bilerek. Çocuklarımız, gençlerimiz, kadınlar, nerede şu bizim STK’lar, hani nerede şu bizim mediamız, ses ver kardeşim!”
Topyekün saldırıda bulunanlar dikkat… Dilipak boş değil; asker topluyor…


İSLAMCI MEDYA ‘KANLI PAZAR’ KIVAMINDA

‘Gezi’ isyanında da ilk kurban ‘gerçek’ oldu.
İktidar medyası psikolojik savaşının en kaba ve çirkin örneklerini sergiledi.
Geçen Salı (4 Haz. 2013) bazı TV ve gazeteler iğrenç bir yalanı yaydılar:
Dolmabahçe Camisi’nin müezzinini tartaklayan eylemciler içeri girdi… Camide içki içti… Dediler.
Süleyman Gündüz, Yeni Şafak’taki köşesinde, “Bu haber nasıl bir aklın ürünüydü?​” diye sordu. (9 Haz. 2013)
Çünkü camiye gitmiş, müezzin ile görüşmüş ve haberin külliyen yalan olduğunu öğrenmiş…
Ve vicdanen irkilmiş:
“Bu haberler üzerine dindar insanlar sokağa çıksalardı, bugün nasıl bir durumda olacağımızı düşünen var mı?​”
Başbakan da aynı tezviratı yayını sokarsa….
Yeni Akit’in habervaktim.com çukurundan ne çıkar:   
Camide grup seks yapmış olabilirler…
Şimdi de küpürlerdeki 16 Şubat 1969’da 6. Filo karşıtı devrimci gençlere saldırının medya tezgahına göz atın…
Yeni Akit, Zaman, Star ve Yeni Şafak’ları düşünerek…
İslamcı medyada değişen ne?
Tencere tava hep aynı hava!

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa