Taraftar kardeşliği: 'Biber gazı oley'

Okuduğunuz satırlar çok zor yazıldı. Siz bu satırları Perşembe günü okuyacaksınız, bense bu satırları Salı gününü Çarşamba gününe bağlayan gecenin sabahı müjdeleyen ışıkları henüz yeni yeni gözükmekteyken yazmaya çalışıyorum. Zor bir yazı, çünkü gözler biber gazından şişmiş, sürekli sulanıyor, geniz içinde ağır bir yanma ara sıra öksürükle atılmaya çalışılıyor.
Gençler bize benzemiyor artık alışmışlar. Salı akşamı saat 20:15’e kadar büyük bir coşkuyla süren Gezi Parkı protestosuna, emniyetin yeniden orantısız müdahalesine başlaması, çoluk-çocuk demeden atılan yoğun gaz bombalarına karşı, gençlerde en ufak bir panik yok.  Uygun noktaya geri çekiliyorlar, biber gazına karşı solüsyonları ihtiyaç duyanlarla paylaşıyorlar ve kaldıkları yerden devam ediyorlar.
Aslında anlatılacak inanılmaz gözlemler var ama ben yine futbol alanında kalayım. Taksim meydanının yakınında gençlerle sohbet ederken, yoğun bir gaz bombardımanın ardından kendimi İstiklal caddesinde buldum.  Caddenin başında ilk gördüğüm Sakaryaspor taraftar grubu Tatanga’nın atkılarını taşıyan gençlerdi. Yüzlerinde gaz maskeleri, sanki gayet olağan bir müdahaleyle karşılaşmış gibi soğukkanlı yürüyorlardı. Bakmayın siz Ultraslan’ın tüzel olarak yaptığı çekilme açıklamasına, Galatasaray taraftarları, İstiklal caddesinde ev sahibi olarak herkese yardımcı oluyordu.  Fenerbahçe taraftarları ve Beşiktaş Çarşı zaten 15 gündür, Gezi kardeşliğini birlikte yaşıyorlar.
Yoğun gaz bombaları altında sohbet ediyoruz. İstiklal caddesi “biber gazı oley” bestesiyle inliyor. Sokaktaki her futbolsever artık hemfikir; Süper Kupa finali Olimpiyat Stadyumu’nda polisin olmadığı bir ortamda şölen havasında oynanmalı. Taraftarların kardeşleşmesine karşı tek açıklama bu hafta Trabzonspor yönetiminden gelmişti. Keşke Trabzonspor yönetimi bu gece İstiklal Caddesi ve çevresindeki Trabzonspor formalı taraftarları görseydi. Bence boyun eğmeyen ama farklı renklere sevdalı kardeşlerine ellerini uzatan o gençlerle gurur duyarlardı.
Derin analizleri gelecek haftalarda yaparız ama net olarak görülmesi gereken şey, Gezi Parkı, sadece farklı düşünceleri olan demokrasi arzusu içindeki gençleri değil, aynı duygulara sahip bütün taraftarları da kardeşleştirdi.  Cumartesi günü Taksim meydanına yürüyen Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarlarının resimleri İnternette boy boy var. Akaretler’den yola çıkan Çarşı grubu içindeki Fenerbahçe ve Galatasaraylılar; Kabataş’tan yola çıkan Fenerbahçe taraftar gruplarının içindeki Beşiktaş ve Galatasaraylılar ve illa ki Karşıyakalılar, Göztepeliler, Adana Demirspor’un güzel çocukları Mavi Şimşekler…
Aslında, Gezi yollarında birbirleriyle inanılmaz bir dayanışmaya giren tüm taraftarların hemfikir olduğu noktalar belli; taraftarlar arasındaki gerginliklerden prim yapan, siyasetçiler, yöneticiler ve medya profesyonellerine rağmen kardeşiz: Sevdamız aynı, sevdalandığımız renkler farklı.
Bu noktada bir kez daha, Fenerbahçe taraftar sitesi 12 Numara’nın, çağrısına bütün taraftarlar olarak destek vermemiz gerekir: Fenerbahçe-Galatasaray arasındaki süper kupa finali polisin olmadığı bir ortamda Olimpiyat stadında oynansın. TFF bu çağrıyı ciddiye alsın.
Buna karşı çıkan taraftar grupları şiddet peşinde olduklarını ve polis tarafından kontrol edilmedikleri takdirde kendilerine hakim olamadıklarını ilan etsinler…