Üç hilalli milli irade ve çözüm konferansı!
AKP’nin, Gezi Parkı’nda başlayıp bütün ülkeye yayılan eylemlere karşı düzenlediği “milli iradeye saygı” mitinglerinden ilki Ankara Sincan’da yapıldı. Ancak AKP’nin ilan ettiği seferberliğe rağmen miting alanında “evde zor duran” değil, mitinge zorla getirilen bir kitle vardı! Mitingin tartışmasız en dikkat çekici yanı, Erdoğan’ın Sincan girişinde üç hilalli bayraklarla ülkücüler tarafından karşılanması oldu. Önceden hazırlandığı belli olan bu karşılamada üç hilalli bayraklar ve “Dik dur eğilme, ülkücüler seninle” yazılı pankartla Erdoğan’a destek mesajı verildi. Başbakan Erdoğan da mitingde arkasına aldığı “üç hilalli milli irade” ile, AKP’nin baskıcı uygulamalarına ve talana karşı ayakta olan milyonlara saldırmayı sürdürdü. Devlet terörüne karşı özgürlük isteyenler “terörist”; talan ve sömürüye karşı duranlar ise “faiz lobisi” oldu. Erdoğan’ın Gezi Parkı’ndakileri tehdit ettiği konuşmasından saatler sonra devletin terör timleri yine sahneye çıktı. Önce Taksim Gezi Parkı’nda, sonra ülkenin dört bir tarafında sokaktaki halk kitlelerine karşı dizginsiz bir saldırı dalgası başlatıldı…
Ülkücülerin desteğini arkasına alma girişimi ve halka karşı uygulanan dizginsiz terör, AKP’nin barış ve demokrasi beklentilerini boşa çıkaran bir siyasi yönelim içinde olduğunu bütün açıklığı ile gözler önüne seriyor. Sadece bu da değil. Roboski katliamının bütün görüntüleri ortadayken olayla ilgili soruşturmada görevsizlik kararı verildi. KCK davasından hapishanelerde rehin tutulan Kürt siyasetçilerin bırakılması bir tarafa, onlarca hasta tutuklu ölüme terk edilmiş durumda. Başbakan Erdoğan, Reyhanlı’daki katliamda hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi “53 Sünni şehit oldu” diyerek mezhep ayrımını kışkırtmaya, dahası ülkeyi Suriye’deki savaşın içine çekmeye devam ediyor. Türk ordusu, geçtiğimiz günlerde Rojava’da (Afrin’in Mele Xelil köyünde) ÖSO çeteleri ile birlikte Kürtlerin askeri gücü YPG’ye saldırdı. İmralı’da Kürt sorununun çözümü için devletle görüşen Öcalan, Kürt hareketinin attığı adımlarla (ateşkes ve sınır dışına çekilme) birinci aşamayı tamamlamasına rağmen, devletin atması gereken adımları atmadığını söylüyor. Ne seçim barajı kaldırıldı, ne TCK ve TMK’da ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik adımlar atıldı, ne de koruculuk lağvedildi. Aksine Kürt coğrafyasında “güvenlik barajları”nın ve “kalekol”ların yapımı tam hız devam ediyor. Bütün bu gelişmeler nedeniyle görüşmelere başladığı dönemde” çok umutlu” olduğunu söyleyen Öcalan, son görüşmede “çözüm umudunun yüzde elli” olduğunu söylüyor.
Böylesi bir siyasi atmosferde 15-16 Haziran’da Diyarbakır’da “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı” yapıldı. Konferansa katılan bütün siyasi oluşumların birliğin önemine vurgu yapması ve bu birliğin devamının sağlanması için ortak bir meclis oluşturulması kararı oldukça önemlidir. Çünkü ta en baştan söyledik: Ortaya çıkan Bölgesel kamplaşma, Kürtleri daha önce olmadığı kadar önemli bir siyasi güç haline getirmiştir. Ve Kürtler ortak politikalarda birleşebildikleri oranda kendilerine yüz yıldır dayatılan statüsüz yaşama son verebilecektir. Ancak konferansta konuşan Kürt siyasetçi çevrenin bir bölümü Gezi Parkı’yla başlayıp Türkiye’nin çeşitli kentlerine yayılan ve çok farklı siyasi oluşumları demokrasi talebinde buluşturan hareketi görmezden gelme tutumunu sürdürdü. Bu çevrelerin üç hilalli milli irade oluşturma yönelimi içine giren AKP’yi, kendilerine Türkiye’deki sol-sosyalist, demokrat çevrelerden daha yakın gördüğü de bilinmez değildir. Evet, konferansta Kürtlerin birliği için ortaya konan “iyi niyet” önemlidir, ancak Kürtlerin statülerini özgürce belirleyecekleri ve diğer halklarla barış içinde yaşayabilecekleri bir geleceğin kurulması için “iyi niyet”ten daha fazlasının gerektiği açıktır. Çünkü ne Kuzey Kürtleri, AKP’ye karşı Türkiye’deki demokrasi güçleriyle ittifakı gözetmeden temelleri sağlam bir demokratik birlik siyaseti izleyebilir; ne de bu siyasetten kalıcı barış ve demokrasiye dayanan bir çözüm çıkabilir!
EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ölümünden 142 yıl sonra Marksizm hâlâ güncel

Limon zarar edince mandalina ekildi; onda da kriz kapıda

Rüyanız hayrolsun veya bir Yeniköylünün hatıra defteri

Evrensel'i Takip Et