ABD, Türkiye, Suriye, Taksim, Adana: İşgal ve direniş
Fotoğraf: Envato
Tarih 3 Haziran. Henüz Taksim-Gezi direnişinin ilk günleri. Parkta ağacın birinin üzerinde “Gaz yok mu gaz” diye bir kâğıt asılı. Ağaçların bir kısmına da Reyhanlı ve Uludere’de yaşamını yitirenlerin isimlerinin verildiği kâğıtlar asılmış: “Azize Yumuşak-Reyhanlı”, “Çetin Encü-Roboski”…
Ankara Kızılay’da Çorum Sungurlu’dan Ethem Sarısülük polis tabancasıyla, Hatay’da Abdullah Cömert gaz mermisiyle öldürülüyor. Adana’da polis memuru Mustafa Sarı, göstericileri kovalarken yapım halindeki köprüden düşüp ölüyor. Başka ölümler yaralanmalar da var. Adana’da Nusayri-Arap Alevi mahallelerinden gelen halka taş atılıyor. Onlarca genç gaz mermileriyle gözlerini kaybediyor.
AKP kafilesi ABD’den dönüyor. İstanbul’da ÖSO toplanıyor, Cenevre konuşuluyor. 3. Boğaz Köprüsüne Yavuz Sultan Selim adı veriliyor. Gezi parkına buldozerler, polisler dayanıyor. Halk ayağa kalkıyor.
Buradaki ana sorulardan biri; tüm bu yaşananlar birbiriyle; İran, Suriye, ABD, BOP’la ilintili mi; iç dışa ilintili mi?
Başbakan, “Faiz lobisi var”, “Dış güçler var” diyor. Kimisi “Uluslararası 28 Şubat” diye ekliyor. Yeni Şafak bu senaryoların ABD’de bazı enstitülerde oynandığını iddia ediyor. Esad, “sen Şam’ı bırak, Taksim’e bak” diye kendine göre dalgasını geçiyor. İran, Rusya, ABD bizimle bir ilişkisi yok diye açıklamalarda bulunuyor.
Dezenformasyon, misenformasyon ve daha nicesi olabilir de CNN, BBC, France 5, RT-Russia Today, Norveç, Hollanda, Almanya, AP… niye bu kadar ilgili? Mossad’ın Başı, ABD Büyükelçisi Bakanlıklarda ne geziyor?
Gazların ithal edildiği söyleniyor. 125 bin gaz kullanılmış olabilir diye spekülasyonlar var. Gazların niteliği ile ilgili de pek çok spekülasyon var. TOMA’lardan sıkılan sularla ıslananların vücutları yanıyor, tüyleri dökülüyor. Başbakan gerçi “dik dur eğilme, bu millet seninle” sloganlarından pek mutlu gözüküyor, çünkü Türkiye’nin çok emin konuştuğu işin içinde “GAZ VAR” iddiası doğrulanmışa benziyor ancak kocaman bir terslikle: Gaz Suriye’de kullanıldı mı, bundan bazı ülkeler hâlâ şüpheli ancak Taksim’de, Türkiye’de çok fazla kullanılıyor.
Dahası Suriye’de kullanıldığı iddia edilen öldürücü SARİN GAZI’ndan ADANA’da yakalandığı söyleniyor. Hem de Türkiye diyemeyeceğim ama Başbakan ve Davutoğlu’nun destekçisi olduğu El Kaide ve bu örgütle irtibatlı El Nusra Cephesi’ne yönelik operasyonda 2 kilogram sarin gazı yakalanıyor. Gazın Libya’dan uçakla getirildiği iddia ediliyor (, Al. 31/05/2013).
Bu hafta yapılan G8 zirvesinde dönüp dolaşıp Rusya’nın Suriye’deki çıkarları ile ABD ve Batının Suriye öncelikleri buluşturulmaya çalışılıyor.
Taksim-Gezi Parkı etrafında gelişen olaylarla ilgili herkesin ortak kanısı bu olayların üç beş ağaca indirgenemeyeceğidir. Dünya fena halde pislik kokuyor. Kokusu sokaklardan; mücbir sebebi paradan, emperyalizmden geçiyor. Ağaç kıyımına, 3. Köprüye “Yavuz Sultan Selim” adının verilmesine karşı sembolleşen direniş de 1)Ayrımcılık-eşitlik, 2) Oligarşi-özgürlük, 3) Gericilik-ilericilik, 4) Çok daha temel bir sorun olan bağımlılık-bağımsızlık; daha doğrusu emperyal yayılmacılığa karşı, BOP’a, Türkiye’nin bölge politikalarına, Suriye politikalarına karşı bir tepki taşıyor.
Taksim insanlık patlaması olarak ortaya çıkıyor ancak dikkat edilmesi gereken pek çok nokta da bulunuyor. Hiçbir hareket salt çıkış koşullarıyla açıklanamaz, yolda birçok hal alır. Kirli iktidarlar ve onun peşine takılmış teknik akıl boş durmayacak, olaylardan kendine göre paylar çıkarıp, yeniden bu olayları kendi lehine evriltmek isteyecektir.
İşin özü Taksim salt Taksim değil. “Her yer Taksim, her yer Direniş”. Yayılmacılığa karşı doğa ve insan saflığı her yerde direnmeye çalışıyor. Teknik akla ve iktidarlara karşı saf akıl ve saf vicdan büyük bir mücadele veriyor. Birinci blok galip gelirse ikisi birden batacak, tek umut ikinci bloğun galip gelmesinde.
Hiçbir zafer mutlak değil ama umut var: “Her yer Taksim, her yer Direniş”.
- Okul yok, yemek yok, elektrik yok, internet yok ama "uzaktan, "kesintisiz" eğitim şahane 17 Ocak 2025 04:02
- MEB’in başarısı muhteşem tıklanma rekoru: İnsanın iyi ki pandemi ve deprem olmuş diyesi geliyor 10 Ocak 2025 04:58
- 22 yıllık, 72 yıllık gerileme: MEB’in, AKP’nin, milli görüşün ‘Milli Maarif’ ve ‘MESEM’ başarısı 03 Ocak 2025 04:26
- Türkiye ve Suriye yüzyılı mütaşerik maarif ve rejim modeli 27 Aralık 2024 04:43
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42