23 Haziran 2013 11:25

İktidarsız kalın...

İktidarsız kalın...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçen haftayı olup biteni uzaktan izleyerek geçirdim. Hem üniversitedeki işim, hem de gönüllü çalışmaların yorgunluğunu gidermek üzere Gezi Öncesi (G.Ö.) tatil planlarımızı yapınca, değiştirebilme olanağı da bulamadık ve iki arkadaş yola çıktık. İtiraf etmeliyim ki, zor bir tatil oldu bizim için. Aklımız buralarda, kendimiz başka bir ülkede kalakaldık. Tüm dostlarım dinlenmem gerektiği düşüncesinde olduklarından olsa gerek, acil bir iki telefon dışında herkes sessizdi. Bu kez arayan bizdik. Hükümetin ve maalesef kamu kaynakları ile yaşamını sürdüren kamu görevlilerinin, özellikle kolluğun gene kamu kaynakları ile sağlanan silahlarının şiddetindeki pervasızlığı buralardayken yaşamış olmanın kaygısı uzakta daha da fazla hissediliyordu.
Sonra değişik sivil itaatsizlik eylemlerini izlemeye başladık. Duran insanlar, şehirlerin parklarında her akşam toplanıp söyleyecek sözünü bir diğerininkine katanlar ile Gezi Sonrası (G.S.) bu topraklarda hayatın başka bir mecrada akmaya başladığını gözledik. Dönüş yolumuzda Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla ellerinde karanfillerle Taksim’e yürüyen insanlardan, o karanfilleri TOMA’lara takan naiflikten, ama en önemlisi bunca yıldır politik eylemliliklerin hep içinde olmuş bir insan olarak ilk kez gözlediğim bir durumdan, Taksim Dayanışma ve gökkuşağı flamaları dışında hiçbir bayrağın olmadığı bir ortamdan haberdar olduk.
Forumlardaki renkleri, bayrakları da izliyorduk. Göztepe parkındaki ortamın hiyerarşik yapısı, bayrak sarılmış kürsü, saygı duruşu ile konuşmacıların çoğunluğunu erkeklerin oluşturmasından,  Yeniköy Parkı’nda toplananlara saldıran hükümet yanlılarına dek, iktidarın tüm renkleri de olanca griliği ile üzerimize akmaya devam ededursun, gökkuşağının altından her gün daha çok insan geçmeye devam ediyor gibi görünüyordu.
Kaygılanıp haber peşinde koştuğumuz zamanlar dışında okumayı başardığım kitaplardan birisi de, “Anarşinin Kısa Yazı- Buenaventura Durruti’nin Yaşamı ve Ölümü” oldu bu arada. Hans Magnus Enzensberger’in İspanya’da yaşanan enternasyonalist dayanışma sürecine anarşistlerin deneyimleri üzerinden bakan bu belgesel tadındaki kitabı, G.Ö. ve G.S. sürecinde yaşadıklarımıza da denk düştü benim için. Anarşizmin iktidarları tümden reddeden politik konumlanışı, gönüllü bir etkileşim içinde özerklik algısı ilk gençlik yıllarımdan başlayarak büyüttüğüm bir ütopya oldu hep. Kitabı okurken İspanyol anarşizminin Bakunin, Malatesta, veya benzerlerinin savunduğu gibi şiddet içeren yüzünün nasıl sözcüğü köklerinden koparıp dönüştürdüğünü, şiddet aracılığıyla iktidarı kurumsallaştırdığını daha iyi fark ettim. Zaman içinde anarşist akımların daha çok şiddetsizlik çağrıları üzerinden yürümesinde, İspanyol anarşistlerinin deneyimlerinin önemli bir etkisi olduğu yadsınamaz.
G.S. durum için etkin duruşun şiddetsizlik, sivil itaatsizlik üzerinden gelişmesi, beni kişisel olarak çok heyecanlandırıyor. Olumlu ve olumsuz bulduğum pek çok özellik de üzerinde söz söylemeye değer elbette. Gönüllü etkileşimin bazen uç noktalara vardığını, birden herkesin kandil kutlar hale geldiğini veya birilerinin askeri olma halinin dayatılmaya çalışıldığını görmek, bireyler gözaltına alındığında çıkan seslerin örgütlü yapılara yönelik cadı avında susuverdiği etkileşememe hallerine tanık olmak, sorsak hala Sebahat Tuncel’in polise attığı tokada karşı polisi savunacak direnişçiler olduğunu bilmek az rahatsız edici değil.
Ben kandil kutlamam, zira dinsizim. Kandil kutlamaya kalkarsam da, bu ikiyüzlülük olur benim adıma. Kendisini inançlı olarak tanımlayanlar ister kandil kutlar, isterse de ayin yapar. Bana kandil kutlaması gönderirlerse, ayine zorlarlarsa itiraz ederim, ama gönüllü etkileşim içinde inançlarının gereğini yapmaları için de sonuna kadar mücadele ederim. Başka bir pencereden dünyaya bakabilmelerini de umut ederim, yalan değil. Aynı durum birilerinin askeri olmak için yanıp tutuşan, bana bayrak dayatanlar için de geçerli. Kısacası, ütopyam hâlâ devam ediyor. Şiddetsiz bir dünyada, barış içinde gönüllü etkileşimle örgütlenmenin bir araya getirdiği özgür ve vicdanlı insanlarla dolu bir dünya diliyorum. İktidarsız kalın…

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa