23 Haziran 2013 11:26

'Halka açık'-halka kapalı...

'Halka açık'-halka kapalı...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yaratıcılık tek yanlı değil. Hemen herkes özellikle gençleriyle ayağa kalkan halkın yaratıcılığını övüyor. Küfürleri bile zeka pırıltıları saçıyor.
Ama “pırıltı” başkaldıranlara özgü değil. Başkaldıranları bastıran, başaramasa da ezip dağıtmaya çalışanlar da “pırıltı” saçıyorlar! Aman ne yaratıcılık o öyle.
Erasmus’lu öğrencileri gösterip “yabancı parmağı” keşfedenler.. İsrail’i, MOSSAD’ı “komplo”ya dahil edenler.. Kargaları gülmekten kırıp geçiren Amerika ile İsrail’in kurduğu “hükümet karşıtı komplo”! Hem de daha yeni barışmışken.. Hem de daha yeni özel misafirhanesinde Obama’yla hasret giderilmişken.. Üstelik gençlere ve yetişkinlere “üç tane ağaç için” dünyaları zindan etme reva görülürken, Obama’nın bir ricasını kırılmayıp Suriye politikası değiştirilmişken... Şimdi o Amerika “komplo” kuruyormuş.. İşte buna “pırıltı” denir! İçtiğin su ayrı gitmeyecek.. Ne denmişse yapacaksın.. Ama dönüp başkalarına “ajan” diyeceksin!
O kaç savaşta “müttefikimiz”, en büyük dış ticaret “ortağımız” Almanya ile “çekişeceksin”. Dini lastik gibi çekiştirerek, sömürü çarklarının, demokrasi ve halk düşmanı gericiliğin örtüsü olarak kullanmaya tavan yaptırmışken yetinmeyecek.. Yanına eklediğin yabancı düşmanlığı ile milliyetçiliği tabanı sağlamlaştırma harcı olarak kullanacaksın.. Sanki “Alman ajanı” ya da işbirlikçisi halkmış gibi.
Ve “faiz lobisi”! Belini kırmışlarmış da.. İntikam almaya çalışıyorlarmış da.. Türkiye’nin büyümesini çekememişler de.. Tatlı kârlarına yeniden kavuşmayı özlüyorlarmış da... Memlekette son on yılda o tatlı kârların aktığı kimlerdir? Kimlerin önü ardına kadar açılmıştır? “Lobi”ymiş.. “Faiz”miş! O faizleri herhalde son on günde ben arttırmadım! Tamam kapitalizmin yasalarıdır. Ama kimdir tetikleyici müsebbip?
Yaratıcılığın bini bir paradır!
Polise teşekkürler.. “Polisin demokrasi sınavından başarıyla geçtiğini” ilan etmeler.. Herhalde 130 bin fişek zehirli gaz sıktığından olmalı, polisin “demokratik tutumu”na övgüler.. “Tabii gaz sıkacak, görevi” demeler. Yeni gaz ısmarlamalar.. Binlerce gözaltı.. Beş ölü. Tümünü yok saymalar ya da vakayı adliyeden göstermeler. Tümü, büyük bir yaratıcılıkla Gül’ün “mesaj alındı”sını kanıtlamak için herhalde.
Ve “duran adamlar”a, ölülere saygı belirtisi olarak “karanfil bırakanlar”a yeniden zehirli gaz. Hem de tümen tümen. Gerekçe yaratıcı mı yaratıcı. “Halka açık alanların işgal edilmesi”! “Halka açık alan”da, örneğin Gezi Parkı’nda zaten durulamıyor, çünkü yasak! Ama bir başka “halka açık alan” olan Taksim’de durmuşsanız, işgalcisiniz ve gaz yemeyi hak ediyorsunuz demektir! Başka alanlarda da! Yeter ki “halka açık” olsun!
“Halka açık alan”ın “işgali”mi olur? Zaten “halka açık” demeyin.Yaratıcılıktır: Olmaz olmaz! Yasaktır deniyorsa yasaktır! 12 Eylülcü paşalar da, Sultan Yavuz ya da Süleyman da öyle yapmamış mıydı? İki dudağın ucundan çıkan yasaydı.. Şimdi de öylesi özleniyor. Ama zaman geçti, olmuyor, isyan patlıyor!
Yaratıcılık.. Ama kendini de ele veriyor. “Halka açık” demek, ancak hükümet yanlıları ya da polise açık demek olmalı! Ya da milyonlarca Gezi göstericisi “halk”tan sayılmıyor. “Kıyılar” gibi.. Hani deniz kıyıları hesapta “halka açık”tır, yapılaşma olamaz, ama kıyıları parselleyen büyük oteller, işletmeler dolayısıyla tek bir Allah’ın kulu bile denize giremez ya, öyle!
Başbakan kutuplaştırma mitinglerinde konuşuyor: “Biz” ve “onlar”. “Çapulcular” dışlanıp “onlar” oldu ve Erdoğan’ın dilinde muhalefet parti ve liderlerinin yerini aldılar: “Onlar”! Hani 76 milyonun Başbakanıydınız? Yarısının bile değilsiniz. Üçte birinin ya da yakında hiçbirinin!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa