25 Haziran 2013

Sağlık hakkı ve Gezi Parkı forumları

Hükümetin büyük iddialarla uygulamaya soktuğu, Sağlıkta Dönüşüm Programı işlevsizleştikçe halka çıkarılan fatura da büyüyor.
Bir yandan yüksek harcamaları ile SGK’yi zorlayan bu program, öte yandan ilaç tekelleri ve özel sağlık kuruluşlarının SGK kaynaklarını yağmaladığı bir emme basma tulumba olarak işlemektedir. Ve dönüp dolaşıp fatura; “Yeni istisnalar”, “Katılım payı artırmaları”, “Hastane kategorilendirmeleri” ve “Özel hastanelerde fiyat serbestisinin artırılması”, “Sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının kötüleştirilmesi” … gibi yollarla vatandaşa kesilmektedir.
Nitekim Sağlık Bakanlığının sisteme yeni ve ciddi bir müdahaleye hazırlandığı anlaşılmaktadır.
20 Haziran 2013 günü, TBMM’ye getirilen bir Torba Kanun Tasarısı ile Hükümet, çöken sisteme yeni bir payanda, ama hekimlere, sağlık çalışanlarına ve halka ise bir tokat daha vurmayı amaçlamaktadır.
TTB’nin bu yasa tasarısına yönelik eleştirilerine bakıldığında tasarının iki boyutu olduğu anlaşılmaktadır:
1- Hekimleri zapturapt altına almayı amaçlayan “Sözleşmeli çalışma”yı devreye sokarak ve “hoca parasını” yeniden hortlatarak hekimi tamamıyla güvencesiz ve hekimlikle bağdaşmayan koşullarda çalışmaya boyun eğecekleri düzenlemeler!
2- Sağlık hizmetlerinin paralı hale getirilmesinde yeni ve ciddi adımlar atma amaçlı düzenlemelerle “hoca parası” ve Aile Hekimliğindeki hizmetlerin paralı hale getirilmesi için önlemler!
Sistemin son halkası ise bilindiği gibi “Hastane Birlikleri”dir. Ve Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın mantığı her hizmetin, mutlaka parasal karşılığının olması, dolayısıyla tüm hizmetlerin yeniden fiyatlandırılarak, sosyal güvenlik kapsamı dışına çıkarılanların ek paketler haline getirilerek özel sigortalar, “ek sigorta”lar ya da “katkı payları” gibi yollarla satılmasıdır.
Amaç budur ve Hükümet, kendi kurduğu sistemin zaaflarından yararlanarak, halkın sağlığına yönelik saldırısını sürekli yenilemektedir. Ancak artık Türkiye, Sağlıkta Dönüşüm’ün cilalanıp halka “müjde” gibi yutturulduğu dönemde değildir. Çünkü sistemin amacı ve kime hizmet için kurulduğu, Hükümetin bunca yasal düzenlemeyi yeniden yeniden niye yaptığı artık önemli ölçüde görülmüştür. Dahası artık Gezi Parkı eylemleriyle sokağa çıkan halk kendi taleplerini nasıl elde edebileceğini görmüştür. Bu yüzden de Hükümet bu “Torba Yasa”yı Meclisten geçirecek sayıyı bulmakta zorluk çekemeyebilir ama bu “Torba Yasa”ya karşı bir halk tepkisini aşabilir mi bunu da göreceğiz. Çünkü el uzatılan halkın sağlığıdır. Ve özgürlük elbette günümüzde insanların daha “Doğarken sahip oldukları bir hak”tır. Ancak sağlıklı yaşamak da günümüz insanının en temel hakkıdır ve bu hakkı kullanması, para ya da başka gerekçelerle hiçbir biçimde kısıtlanamaz, kısıtlanmamalı!
Dolayısıyla sağlığı daha da piyasaya bağlayan, hekim ve sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını ağırlaştırıp onları sadece kâr makinesi gibi gören bu sisteme karşı sadece sağlıkçılar değil, ama onlardan da çok her meslekten her emekçi sınıftan halk karşı durmak durumundadır. Bu yüzden de sendikalar emek örgütleri, işçilerin ileri kesimleri sağlık alanından gelen bu saldırıya karşı bir tutum belirlemek durumundadırlar. Dahası bu günlerde parklarda toplanarak ülke sorunlarını bunlara nasıl müdahale edeceğini tartışan Gezi Parkı forumlarının sıcak gündemlerinden birisi de sağlıktaki bu yeni saldırıya karşı nasıl tutum alınacağı neden olmasın!
Üstelik bunun için TTB, SES gibi konunun, uzmanlık boyutu konusunda ciddi aydınlatmalar yapacak (forum ve halkın aydınlatılmasında) ve bu toplantılarda alınacak kararlara katkı verecek önemli birikime sahip örgütler de vardır. Bu yüzdendir ki Gezi Parkı Forumları, şimdi gündemine halkın sağlık hakkını ve bu hakka yönelik saldırılara karşı mücadeleyi de almakla karşı karşıyadır.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et