28 Haziran 2013

'Direnen kızlar çok güzel'

DİĞER YAZILARI
Yüzümüzün karası 16 Ağustos 2014
İnsan sevmek 12 Temmuz 2014
Kavel\'de miyiz hâlâ? 28 Haziran 2014
Camın sırrı 21 Haziran 2014
Yasak bölge 14 Haziran 2014
Organik O.C 31 Mayıs 2014
Bir nefes... 24 Mayıs 2014
Soma\'nın iyi insanı 15 Mayıs 2014
YAZI ARŞİVİ

"Güzel kadınları severim,. İşçi kadınları da severim;. Güzel işçi kadınları. Daha çok severim” demiş Orhan Veli... Gezi Direnişi’nin duvar yazıları, dövizleri de benzer şeyler söylüyor. “Direnen kızlar çok güzel” diyor duvar yazıları. Öyleler sahiden.
Çünkü kadınlar direnişin önünde. En önünde. KONDA’nın 4 bin 411 direnişçi ile yaptığı ankette oran yüzde 50.9. Yarıdan biraz fazla. Çıplak gözle görülen ise daha fazlası. Gezi’deyken de, sokaktayken de, sokak aralarındayken de, şimdi parklarda da kadınların “çoğunlukta” olduğu görülüyor.
Pek çok şey söylenebilir kadınlar ve direniş üstüne.
Aklımızdaki o eski sözün hiç değil ilk önermesi tartışmasız gerçek: “Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz”.
Kadınların ne talep ettiğini, neden direnişte yoğun olarak yer aldığını anlatmak bize düşmez elbette. Ama, Gezi direnişine katılanların yüzde 58’inin “Özgürlüklerinin kısıtlandığını düşündüğü için” eylemde olduğunu düşünürsek; kadınların çokluğunun temel nedeni de çıkıveriyor ortaya. Evet çok açık özgürlük istiyorlar.
3 çocuk dayatması, kürtaj yasağı, şiddetin yoğunlaşması düşünüldüğünde, Gezi direnişçilerinin yüzde 37 oranında “AKP’ye ve politikalarına karşı çıkması” da; yüzde 30 oranında “Erdoğan’ın açıklamalarına ve tavrına tepki göstermesi” de kadınların neden orada olduğunun işaretleri...
İlk anda gaza karşı duran “kırmızılı kadın”, sonra TOMA’ya geçit vermeyen “siyahlı kadın”... İlk günden itibaren direnişin en temel simgeleri. “Vandetta maskeli Vildan teyze”yi de unutmamak lazım.
Mesele üç beş simge görüntü ya da sayısal çokluk değil elbette; Gezi direnişine rengini de veriyor kadınlar. Küfürlü sloganlar duvarlardan siliniyor, çatışma anlarından revirlere, Gezi’de kurulan kolektif yaşamdan bugün parklarda yapılan forumlara kadınlar önemli rol alıyor, direniyor, üretiyor, konuşuyor.
Talep ettikleri için konuşuyor; haklarını “bir şeylerin sonrası”na bırakmadan, bugünden almak için direniyor. Gezi direnişinin kadınları biliyor ki; yasaklar arttıkça bundan en fazla kadınlar etkilenecek. O yüzden biriktirdikleri öfke çok fazla...
Üretkenlik de öyle... Gaz kapsülünden saksı yapıp çiçek dikmeyi başka kim akıl edebilir ki? Aslında Başbakanı “Ayaklar baş olmaz” klişesiyle konuşturan da bu gerçek. “Ayak” dedikleri en çok ezilenlerse, ayağın biri kadınlar...
Evet, bugünlerde kamplarda özel kadın forumları yapan Gezi direnişçisi kadınlar ne istediklerini biliyor ve ne istedikleri üzerine konuşuyor... Makyajıyla, gülüşüyle, duruşuyla, edasıyla duvarlardaki “Direnen kızlar çok güzel” sözünü doğruluyorlar.
Sözü uzun etmeye gerek yok. Kardeşler, ablalar, teyzeler, nineler, sevgililer... Hepsi çok güzel... Gülümsemeleriyle bile farklı bir rengi oldular gökkuşağının. Hâlâ da oluyorlar.
Bir başka güzelliği var Gezi direnişinin...Yaş ortalaması 28...
Uzun etmeye gerek yok; gençlerin ve kadınların çoğunlukla olduğu bir halk direnişinden söz ediyoruz günlerdir... Gezi’nin direnişçi kadınlarıyla, gelecek umudunu kentin, ülkenin her yerine yaymalıyız bir de... Yeni bir ülke özlemi, bir iki parka sığmaz çünkü; sığmıyor.
Böylesi bir direnişi her yönüyle yerel seçimlere endekslemek elbette yanlış, ancak elbette etkileri olacak. Bendeki etkisini söyleyeyim; benden yaşlı ve bıyıklı hiçbir adaya oy vermek istemiyorum. Bilhassa büyük kentlerde, direnenlerin çoğunluğunu temsil edecek kadın adaylar mutlaka çıkmalı. Gezi’de direnenlerin ortaklığıyla çıkarmalıyız bunu...

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et