01 Temmuz 2013 11:23

Barış yağmaya açılan pencere midir?

Barış yağmaya açılan pencere midir?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Silahlar sussun barış süreci inşa edilsin! Böyle bir tezi savunmak için kâr zarar hesabı mı yapılmalı? Yoksa demokrasi ve insanlık hesabı mı?
Hükümetin ‘çözüm süreci’ adını verdiği… Hükümet ve Kürt silahlı siyasi güçlerinin karşılıklı adımlar attığı… Silahların sustuğu… Kürt sorununa ilişkin yeni bir dönemin startının verildiği günden itibaren çok fazla kâr zarar hesabı işitir olduk.
Yatırımlar coşacak.
Bölge uçacak.
Bugüne kadar savaşın hüküm sürdüğü o topraklara gitmeyen patronlar artık gidecekti ve… Çözüme yatırım yapacaktı!
Hükümet de aynı çağrıyı yapıyordu: “Biz 11 yıllık iktidarımızda bölgeye yönelik yatırımlar yaptık. Vatandaşa kadife el uzattık. Böylece terörün ideolojik altyapısını sarstık. Ey patronlar yolunuzu açtık. Şimdi yatırım sırası sizde.”  
Patronlar da çağrıyı cevapsız bırakmıyor. Kürt bölgesine hücum eden edene!
Geçen hafta büyük patronlar kulübü TÜSİAD bile bölgeye çıkarma yaptı. Aralarında Mustafa Koç ve Güler Sabancı gibi ‘ağır’ isimlerin de bulunduğu, TÜSİAD üyesi yaklaşık 100 patron Cizre’de bir iş zirvesi gerçekleştirdi.
TÜSİAD niçin bölgeye böylesi bir çıkarma yaptı?
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'a göre…  Çözüm sürecinin iktisadi ayağının güçlendirilmesi ve sahiplenilmesi için…
Bu patronlar da ne kadar yüce gönüllülermiş değil mi?  
Her şey bölge insanı içinmiş!

‘BARIŞTAN’ ÖTE BİR PLAN!

Oysa ortada ‘barıştan’ öte bir plan var!
Zaten hükümet ‘süreçten’ çok daha önce bu planlar doğrultusunda adımlar atmıştı.
Hatırlayınız!
Hükümetin hazırlayıp hayata geçirdiği son teşvik paketini…
Bu pakette iller gelişmişlik düzeyine göre sınıflandırılmış ve 6 bölgeye ayrılmıştı.
Sermayeye en büyük teşvik 6. Bölge’de verilmişti.
Hangi iller yer alıyordu 6. Bölge’de?
İşsizliğin-yoksulluğun en fazla olduğu 15 Kürt kenti...
Bu illere yatırımlarda yok yok!
Yer tahsisi, vergi indirimi, SGK primi işveren payının devletçe ödenmesi… Gümrük muafiyeti, sıfır faizli kredi… Gelir Vergisi avantajı vs.
Üstelik söz konusu destekler 10 yıl boyunca sürecek. Yatırımlar şayet organize sanayi bölgesinde yapılırsa süre 12 yıla çıkacak.
Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan 6. bölge için şu teşvik itirafında bulunmuştu: Yatırımın yüzde 116’sına varan destekler sağlanacak.
Peki, neden bunca destek?

AĞIZ SULANDIRAN İŞSİZLİK!

Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde resmi işsizlik her zaman Türkiye ortalamasının 5 puan üstünde seyrediyor.
İşsizlik oranı kent merkezlerinde yüzde 20’leri aşıyor.
Göstergelere baktığınızda işsizlik artmış…
Tescilli yoksul insan sayısı artmış…
Kamu yatırımları azalmış; kişi başına eğitim harcamaları düşmüş; kişi başına sağlık harcamaları düşmüş.
Hiçbir refah göstergesi yok.
Ama Kürtler hâlâ oradalar. Doğdukları topraklarda.
Yaşanan açlık ve sefalete rağmen göç etmiyorlar, kendi bölgelerine kapanıyorlar.
Neden?
Bir. Batı’da artık karınlarının doyacağına inanmıyorlar. Bu yüzden kendi topraklarında aç kalmayı tercih ediyorlar.
İki. Şoven politikaların sonucu coşa gelen ‘duyarlı’ vatandaşlar, yurdun dört bir yanında, linç girişimlerini çoğalttıkça, çözüm süreci öncesi, Kürtler içe kapanıyordu da ondan.
Yoksul, işsiz, aç milyonlarca insan.
Sermaye ve hükümet için ne kadar iştah kabartıcı bir emek gücü!


EMEK YOĞUN SEKTÖRE YUMULMAK

Evet! Amaç bölgedeki emek deposuna yumulmak…
Bakan Zafer Çağlayan’ın şu sözlerine odaklanarak amacı anlayabiliriz: “Her sektöre destek vermeyeceğiz. Özellikle emek yoğun sektörlere ağırlıklı olarak teşvik vereceğiz. Tekstil gibi mesela… Kendi Çin’imizi yaratacağız.”
Nasıl olacağını Bakan anlatıyor…  
Patron sadece net asgari ücreti ödeyecek. Diğer ‘yükleri’ devlet ödeyecek. Patron için bir işçinin maliyeti 600 dolardan 350 dolara düşecek.
Çin’de asgari ücret ne kadar? 250 dolar.  
Aradaki 100 dolarlık fark da zamanla kapanır artık!
Nasıl kapanır?
Bölgesel asgari ücret uygulamasına geçerek!
Bölge için daha düşük asgari ücret uygulayarak. Önce Kürt’ü asgari ücrete mahkûm et. Ardından bundan bile düşük ücret vermek için planlar yap.
Sonra da kalk... Tüm bunlar Kürtlerin iyiliği için… Barış için… Çözüm sürecin ekonomik ayağını oluşturmak için… De…


YENİ BİR SAVAŞ BAŞLIYOR

Ucuz emek üzerinden büyüme politikası güden hükümet için de… Dünya ile ucuz emek üzerinden rekabet etmeye çalışan sermaye için de ne büyük nimet… Kürtlerin işsizliği ve sefaleti!   
Teşvik verildiğinde sermaye birikimi kesinlikle hızlanır.
Ya vatandaşın refahı hız kazanır mı?
Unutmamak gerekir ki bölgeler arası eşitsizlik sermayeler arasındaki eşitsizlik değildir. Gelir dağılımı açısından bir eşitsizliktir.  Mevcut teşvik sistemi içersinde iş bulunlar düşük ücret ve ağır çalışma koşullarında çalıştıkları için yoksullaşma devam ediyor.
Bundan böyle de devam edecek.
Patronlar ortamdan yararlanmaya pek hevesli!
Ayrıntılı tartışmayı bir kenara bırakarak hatırlatalım: Kürtlerin kimlik savaşı belli kazanımlarla sürüyor. Ama diğer yandan başka bir savaşın (sınıfsal) da tohumları hızla atılıyor.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa