30 Haziran 2013

Süreç AKP'ye güzel!

BDP, “Hükümet Adım At” mitinglerine hazırlanırken hükümet adımını attı! Lice’de karakol yapımını protesto eden halka askerler ateş açtı; 18 yaşında bir genç öldü, 9 kişi de yaralandı. Oysa Başbakan Erdoğan’ın “manifestomuz olacak” dediği Akil İnsanlar Heyeti raporlarında, halkın Bölge’de yeni karakol yapımlarının durdurulması talebi de yer alıyordu. Akil İnsanlar Heyeti’nin “Doğu” ve “Güneydoğu” gruplarının raporlarında yeni anayasadan anadilde eğitime, seçim barajının kaldırılmasından siyasi genel affa, karakol yapımının durdurulmasından koruculuğun tasfiyesine kadar birçok talep yer alıyordu. Ama “Bu raporlar manifestomuz olacak” diyen Erdoğan, bu heyetlerle yaptığı toplantıda anadilde eğitimin gündemde olmadığını, seçim barajını düşürmeyeceklerini ve karakol yapımının devam edeceğini söyledi. Ardından ortada bir sorun yokmuş gibi her ağzını açan hükümet yetkilisi “süreç işliyor” açıklamasını yaptı. Hiçbir talebini dikkate almadığınız halka ateş açacaksınız, sonra da medyanın karşısına geçip “süreç devam ediyor” diyeceksiniz. Süreç, AKP’ye güzel!
Kürt hareketinin çokça kullandığı “süreç” sözcüğü, son zamanlarda AKP’lilerin ağzına sakız oldu. Öcalan, son açıklamalarında çözüm sürecinde birinci aşamanın tamamlandığını ve ikinci aşamaya geçildiğini söylüyor. Birinci aşama, Kürt hareketinin ateşkes ilan edip silahlı güçlerinin sınır dışına çekilmesinden oluşuyordu. Çözüm konusunda benimsendiği söylenen “merdiven stratejsi”ne göre ikinci aşama, hükümetin atması gereken adımlardan oluşuyor. Ancak bugüne kadar ortada ne atılmış, ne de atılacağı söylenen bir adım bulunuyor. Ama hükümet yetkililerine sorarsanız, ortada bir sorun yok. Süreç devam ediyor!
Başbakan Erdoğan ve AKP yetkililerinin yaptıkları açıklamalar, bu süreçten ne anladıklarını da gösteriyor. Önce Başbakan Erdoğan, çekilmenin sadece yüzde 15’inin gerçekleştiğini; ardından da Hüseyin Çelik, çekilmenin sonbaharda tamamlanabileceğini söyledi. Sonra da AKP, BDP’nin sorunun çözümüne dair gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için Meclisin Temmuz’da tatile girmemesi talebini reddetti. Açıktır ki AKP Hükümeti, geri çekilme sürecinin tamamlanmadığını söyleyerek atması gereken adımları atmamanın ortamını yaratmaya çalışıyor. Yoksa PKK’nin açıkladığı bazı bölgeler dışında geri çekilme süreci tamamlanmasaydı, Ciner grubu Cudi Dağı’nın eteklerinde termik santral yapabilir miydi?
Ülkenin sonbaharda yeni bir seçim ortamına girecek olması, halkta AKP’ye yönelik kaygıları daha da arttırmaktadır. Çünkü 2011 Haziran seçimleri sonrasında yaşananlar halkın hafızasında tazeliğini korumaktadır. Seçimlerin ardından Öcalan, “barış konseyi” kurulmasını beklediğini açıklamışken bir “savaş konseyi” kurulmuş; askeri ve siyasi operasyonlarla topyekûn bir savaş başlatılmıştı. Elbette bugün AKP’nin gelinen süreçten geri dönme koşulları düne göre oldukça sınırlıdır. Zaten AKP’nin yeniden görüşmelere başlamak zorunda kalmasının nedeni de geçen dönemde yürütmeye çalıştığı ‘içeride ve dışarıda savaş’ politikasının başarısız olmasıdır. Suriye’de Esad’ı devirme hesapları boşa düştüğü gibi Rojava’da yeni bir Kürt oluşumunun önüne geçilememişti. Öte yandan Bölgesel kamplaşma Kürtleri hem önemli bir siyasi güç haline getirmiş, hem de askeri hareket alanını büyük oranda genişletmişti.
Şimdi AKP, “süreç devam ediyor” gevelemeleri eşliğinde atması gereken adımları erteleyerek zaman kazanmak istiyor. Bununla birlikte Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme yönünde atması gereken adımları en geriden tutmaya çalışıyor. Ancak ülkede AKP için “güzel” işleyen süreci tersine çevirebilecek gelişmeler de yaşanıyor. Lice’deki saldırıya karşı İstanbul ve ülkenin birçok kentinde geliştirilen tepki, başka bir sürecin mayalandığını müjdeliyor. Çünkü Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme, bu ülke halkları için AKP’nin insafına bırakılamayacak kadar hayati bir önem taşımaktadır.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et