Ayaklardan başlara
Fotoğraf: Envato
Vaktiyle Süleyman Demirel her nasıl olduysa muhalefete düşmüştü. Muhalefette kaldığı sürece de Başbakana Başbakan demedi, “Hökümatın başı” dedi durdu. Demirel kareli ceket giymeyi severdi, iktidarda iken de çok zalimdi.
Halkı cendereye alan Tayyip Erdoğan da kareli ceket giyiyor, halka saldırı emrini o ceket üzerindeyken kürsülerden veriyor. İmamın ordusu da kareli ceketi görünce nedense daha bir saldırgan oluyor, herhalde onları kareli desenle falan eğitiyorlar.
Başbakan bize, direnen halka ayak takımı diyor da kendileri nasıl baş olmuş, neyin başı olmuş, orası biraz karışık... Onların evveliyatını biz biliriz, isterseniz anlatayım...
Başbakan ve avanesi ile aynı yaşlardayız, aynı yıllarda, ‘70’li yıllarda okuduk. Yetmişli yılların sokaklarını ve okullarını bilenler bilir. Faşistlerin ve faşist teröre karşı direnen devrimcilerin hakimiyeti altında bulunan bu sokaklarda ve okullarda, orta yerde üçüncü bir grup daha gezinirdi. Bunlar, dinci Milli Selamet Partisi üyesiydiler ve kendilerini Akıncı Gençlik olarak tanıtırlardı. Nerede hangi grup etkinse o gruba yanaşan, okulların koridorlarında duvarlara sürtünerek dolanan bu tuhaf grup, o zaman da kareli ceket giyerdi. Devrimcilerle faşistler arasında çatışma çıktığında polise yamanarak ve birbirlerinin ceketlerinin altına sığınarak kendilerini selamete alırlardı. Bunlar, başkalarının gölgesinde yaşadılar hep..
Bunların yamanma tarzı yaşam biçimlerine biz devrimciler pek karışmadık, etkin olduğumuz ortamlardan da bunları tecrit etmedik. Niye etmediniz diye sorarsanız verecek doğru düzgün bir cevabım yok, galiba orta yolculuk yaptık. Bunlar bir şekilde duvarlara süte sürte okudular ve mezun oldular.
12 Eylül faşist darbesi ile bahtı açılan bu güruh, devlette belirli köşeleri tutmaya başladı. Darbeci generallere ve tarikatçı Özal’a yamandılar, mevki makam sahibi oldular. Okyanus ötesindeki hocaları generallere övgüler dizdi, teşekkürlerini iletti. Dokunulmadan yaşamış olmaktan gurur duydular. Ucundan kıyısından nemalanmayı öğrendiler, ama iyi öğrendiler. Derin devletle ve derin ticaretle kaynaştılar, şimdi de derin siyasetin içindeler.
Aralardan sıyrılarak gelen, hep başkalarının açtığı şemsiyelerin altında büyüyen bu güruh, şu anda şemsiyesiz kalmıştır. Halkın isyan gerçeği ile yüz yüze gelen iktidarın saldırganlığının artması, sokaklarda can alması bu yüzdendir.
Ülkenin her köşesinde yükselen direniş bir ayını doldurdu. Yılların öğretemediklerini bu süreçte biz de öğrendik, iktidar da öğrendi. Baştakilerin, ayak takımı dediği halk ayakta ve oturmaya da hiç niyeti yok. İsyan güçleniyor, sokak öğretiyor, direniş çocuklarımızla büyüyor...
Nice nice yaşlara ey güzel direniş, nice nice yaşlara.
- Selçuk Yula 12 Ağustos 2013 16:52
- Direnişin aynası 10 Haziran 2013 11:07
- Züğürdün çenesi 20 Mayıs 2013 09:44
- Sözüm bürokratlaradır 06 Mayıs 2013 15:35
- Şemsiyenin altı 15 Nisan 2013 11:07
- Kara para 25 Şubat 2013 12:46
- Hangi yemeği yemeli?.. 18 Şubat 2013 12:03
- Hangi suyu içmeli? 11 Şubat 2013 10:05
- Şahin demokratlar 04 Şubat 2013 10:36
- Yiğidim, rektörüm 07 Ocak 2013 11:04
- Bu yaşta bu zeka 24 Aralık 2012 11:07
- Bizim öykülerimiz 10 Aralık 2012 11:18