Mursi'ye meydan sandığı
Fotoğraf: Envato
Tahrir Meydanı’nı diktatörü alaşağı etmek için dolduran milyonlarca insanın sırtından iktidara gelen Mursi, halkın hiçbir talebini karşılayamadığı için, yine aynı güzergahı izleyerek geldiği yere doğru yola çıktı!
Çok karmaşık ve kristalleşmiş bir siyasi birlikten yoksun olan Mısır halk muhalefeti, tıpkı Mübarek’i devirdiği günlerde olduğu gibi Mursi karşısında da dağınık ve hedefleri bakımından kesinlikten yoksun. İki yılı aşkın süredir özgürlükler ve demokrasi adına hiçbir ileri adım atmayan, üstelik iz düşümü olduğu Türkiye’deki benzeri gibi statükocu bir anayasa, yargı üzerinde denetim ve “yandaş yargı” yaratma vb. yollarla iktidarını sağlamlaştırmaya uğraşmaktan başka bir şey yapmayan Mursi, Mısır halkının çok hassas olduğu Filistin konusunda da Mübarek’in gittiği yoldan başka bir yol aramadı. ABD’nin ve İsrail’in sınırlarını çizdiği çerçeve içinde ayak sürüdü. Müslüman Kardeşler’in efsanevi “sosyal dayanışmacı” ruhunun gölgesini bile halka gösteremedi. Aksine, temel ihtiyaç maddelerinin hem fiyatları yükseldi, hem de ulaşılmaları güçleşti. Tek gelir kaynağı olan turizm yerlerde sürünmeye başlayınca, su, elektrik, benzin ulaşılamaz maddeler haline geldi. Başından beri Mursi’ye sınırlı ve koşullu destek vermiş olan halk çoğunluğu, artık bu desteği gösterişli bir biçimde geri çekiyor.
Bunun karşısında Mursi ne yapıyor?
Mısır ve Türkiye, zaten bu coğrafyanın geçimsiz ikiz kardeşleridir. Birinde olan, bir biçimde ötekinde yansır. Geçmişi bir yana bırakalım, uzun hikaye, günümüzde Mursi zoraki kardeşi R.T. Erdoğan’ın zor zamanlarda başvurduğu usulleri taklit etmeye çalışıyor.
Tahrir’in bir kabus gibi üzerine geldiği günlerde, partisi ve taraftar medyası, bunun bir İsrail-Amerikan komplosu olduğunu söyledi. Özgürlükçü muhalefete karşı kendi destekçilerini harekete geçirdi, kendi göstericilerini seferber etti. Tutkulu bir namus savunucusu pozunda, kadınlara cinsel tacize karşı neler yapacağını anlatmaya başladı. Daha çok dine sarıldı, Müslüman olmayan topluluklara karşı ileri geri konuşmayı, kendine bağlı medya aracılığıyla el altından kışkırtıyor. İktidarının halkın bölünmesine ve birbirine karşı düşmanlaşmış kamplar halinde gerilmesine bağlı olduğunu düşünüyor.
Mısır Ordusu’nun “Taraflara, anlaşmaları için mühlet verdiği” söyleniyor. Bu haber, sadece Mursi’nin imkanları tükettiğini gösteriyor. Ordu, Mübarek’in son günlerinde olduğu gibi yine hakem rolüyle sahneye çıkarsa, bu kez aynı etkiyi gösteremeyecektir. Çünkü halk, Mursi ile anlaşmak değil, özgürlük, demokrasi ve ekmek istiyor.
‘Sandıktan ben çıktım, yine sandıkla geri dönerim’ diyen Mursi, özgürlük ve demokrasi için ayağa kalkan halkın meydanlara kurduğu fiili sandıkla gidecektir. Bizdeki “meydan dayağı” deyiminin günümüzdeki siyasi karşılığı, artık demokrasinin en işlek araçlarından biri olan meydanlara uyarlanabilir. Diktatör heveslilerine uygulanacak ceza: Meydan Sandığı!
- Örtülü dünya savaşı çağı: Savaşın çapı göründüğünden daha büyük 06 Ekim 2024 04:52
- İngiltere’de sokaklar faşizme kapalı 11 Ağustos 2024 06:41
- İki ucu savaş değneği 24 Mayıs 2017 00:56
- Olsaydıyla bulsaydı... 17 Mayıs 2017 01:00
- İdam... 19 Nisan 2017 00:10
- Gariplerin ölümü 29 Mart 2017 00:38
- Devletin ve milletin çıkarı nerede? 15 Mart 2017 01:00
- Almanya'ya karşı birleşik milli cephe! 08 Mart 2017 00:10
- ‘Sözde bayrak’ 01 Mart 2017 01:09
- Provokasyon ihtiyacıyla yaşamak 21 Aralık 2016 01:00
- Amerika gitsin, Rusya mı gelsin? 10 Ağustos 2016 00:59
- Darbenin gizli kalan iki ayağı! 27 Temmuz 2016 00:43