Futbolda 'Gezi ruhu'
Fotoğraf: Envato
31 Mayıs gününden beri bir halk muhalefeti hareketine dönüşen Gezi parkı direnişi, toplumsal hayatın her alanında bir turnusol kağıdı işlevi görmeye başladı. Haziran ayı boyunca, bireysel dünyalarımızı oluşturan ve hiç sorgulamadan kabul ettiğimiz pek çok önyargının teker teker yıkıldığını gördük. Yalana, manipülasyona, sansüre dayalı “Penguen” medyasının, milyonlarca insanın gözünün önünde iflas etmesi, toplumsal önyargıları oluşturan ana kaynağın kuruması anlamına geldi.
Türk-Kürt, Alevi-Sünni, İnanan-Laik, Fenerbahçeli-Galatasaraylı-Beşiktaşlı gibi kimliklerin içine sıkışan, karşı tarafın sesine kulaklarını kapatanların, bir aylık sürecin sonunda karşısındakini dinleyen anlamaya çalışan, empati kuran, dayanışan insanlara dönüştüğünü gördük. Daha bir ay öncesine “sporda şiddetin” öznesi olarak gösterilen tribün gruplarının, taraftarların Haziran ayı boyunca süren protesto eylemleri içinde nasıl kardeşleştiğine hep birlikte şahit olduk. Medyanın, yöneticilerin, siyasetçilerin körüklediği önyargılar temelinde kamplaşmış taraftarların, “sevdamız aynı, sevdalandığımız renkler” farklı diye haykırmalarına şahit olduk. Elbette atılacak daha çok adım var ama en azından bugün taraftarlar içinde yeşeren bu yeni duygular, geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.
Geçen hafta, UEFA disiplin komitesinin hiçbir hukuki standarda uymayan, özel yetkili mahkeme savcısının mütalaası ve iddianamesinden kes-yapıştır yöntemiyle elde ettiği suçlamalara dayanarak, Beşiktaş ve Fenerbahçe’ye verdiği Avrupa’dan men kararları sonrasında, spor kamuoyunda kutuplaşmanın yeniden başlayacağına ilişkin kötümser tahminler, taraftarlar tarafından hızla boşa çıkartıldı. Fenerbahçe taraftarlarının UEFA kararlarını protesto etmek için, geçtiğimiz Pazar günü Bağdat caddesinde düzenlediği yürüyüşe, çok sayıda Beşiktaş ve Galatasaray taraftarının da katılması, artık yeni bir döneme girdiğimizin somut göstergesiydi. Kendi tribün gruplarının çağrısı olmadan, kişisel inisiyatifleriyle bu eyleme katılan Beşiktaş ve Galatasaraylı taraftarlar şu an için belki çoğunluğu teşkil etmiyorlar ama yeni dönemin ruhunu temsil ettikleri bir gerçek.
UEFA’nın hukuk sınırlarını zorlayan kararları için, Beşiktaş ve Fenerbahçe bu hafta Tahkim kuruluna savunmalarını yollayacaklar ve duruşma talep edecekler. UEFA gibi siyasal dengeler ve ekonomik çıkarlar temelinde örgütlenmiş bir yapının disiplin kurulunun aldığı “siyasi” kararı değiştirmeye çalışacaklar. Disiplin kurulunun açıkladığı kararlardan sonra, Avrupa’da spor kamuoyuna yansıyan açıklamaların satır aralarına bakıldığı zaman UEFA içinde de bu kararlardan rahatsızlık duyanların var olduğu anlaşılıyor. En basitinden “şike” yaptığı belgelenen ve itiraf eden Steau Bükreş’e men cezası verilmeden, 5 yıl hesap denetimi yaptırımına karşılık, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin elde hiçbir delil olmadan sadece özel yetkili mahkemenin kanaatlerine dayalı verdiği bir karar üzerinden Avrupa kupalarından men edilmesinin cezaların eşitliği prensibine uymadığını söyleyen UEFA yetkililerin düşünceleri, Avrupa medyasına sızmaya başladı. Bu koşullarda Tahkim’den nasıl bir karar çıkacağını tahmin etmek zor. Kişiler için elinde yeterli delil olmadığını söyleyen ama kulüpleri cezalandırmakta acele eden disiplin kurulunun üzerinde kurulan baskının bir benzerinin de Tahkim’de kurulacağı açık. Tahkim kurulunun bu baskıya ne kadar direnebileceğini hep birlikte göreceğiz.
Tahkimden çıkan karar ne olursa olsun, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin cezaları kaldırılsa da onansa da görünen tek bir gerçek var: “endüstriyel futbolun” yöneticisi konumundaki UEFA bu biçimiyle ve bu haliyle Avrupalı taraftarların hiç birine artık güven vermiyor. Avrupa statlarında sık sık açılan “UEFA=Mafia” pankartlarının önümüzdeki dönemde daha da görünür olacağını ve UEFA’ya yönelik eleştirilerin artarak süreceğini söylemek kahinlik olmayacak.
- Rasim Ozan gitti futbol medyası temize mi çıktı? 30 Kasım 2017 00:15
- Fenerbahçeli medyayı deşifre edelim 16 Kasım 2017 00:26
- Cüneyt Çakır, Mete Kalkavan gerisi yalan… 25 Ekim 2017 23:01
- 'Yıldırım Demirören yeter' 05 Ekim 2017 01:21
- Ne etti la bu Aykut Kocaman size? 21 Eylül 2017 01:00
- Aykut Kocaman'a niye saldırıyorlar? 14 Eylül 2017 00:15
- Federasyon, Tribün Mühendisliği: Beleştepe, Göztepe, Konya... 24 Ağustos 2017 00:15
- Terim kovuldu sıra Demirören’de mi? 04 Ağustos 2017 01:01
- Terim ve Demirören'e sonsuz teşekkürler! 20 Temmuz 2017 01:00
- Futbola da adalet lazım 13 Temmuz 2017 00:15
- Arda Turan'a neden kızıyorsunuz ki? 15 Haziran 2017 00:30
- Şampiyonluklara seviniyor musunuz? 01 Haziran 2017 01:00