Memlekette adeta bir direniş destanı yazılırken, Akdeniz Oyunları ve oyunlarda elde edilen başarı üzerinden gündemi değiştirme ve iktidarı parlatma çabası ilgi görmedi. Nasıl görsün ki?.. Oyunların açılış töreninde olası bir protesto eyleminin önüne geçmek için biletlerin tamamını iktidar yandaşlarına dağıtır ve sporseverleri hayal kırıklığına sürüklerseniz, hangi ülkenin kaç madalya kazandığı ya da rekorlar kırılıp kırılmadığıyla kim ilgilenir?..
Öte yandan açılış töreninde bayrak taşıma görevini; onur, özgürlük direnişçilerine ve Ermenilere hakaret eden ırkçı bir sporcuya(!) verirseniz fena halde lekelenirsiniz. Öyle ki tüm madalyaları kazansanız bile bu lekeyi temizleyemezsiniz. Elde edilen sportif başarılar ırkçılığın gölgesinde kalmaktan asla kurtulamaz.
Skandalları önemsemeyip ya da görmezden gelip böylesi bir organizasyondan gurur duyanlar da var. Herkes aynı duyarlılık seviyesinde değil sonuçta. Kimileri için utanç kaynağı olanlar, bazıları (pişkinler) için gurur kaynağı olabiliyor.
Lafa gelince ırkçılığa karşı görünüp pratikte ırkçı tavırlar, söylemler sergilemek adeta bir alışkanlık haline geldi. Bunun yanı sıra bilinçaltındaki ırkçılığın refleks bir tepki olarak ortaya çıkmasının pek çok örneğini daha önce yaşadık. Zaten, iktidar sahiplerinin ırkçılık meselesini pek dert edindiği de söylenemez.
Böyle ufak tefek kazalar(!) olsa da tanıtım önemli tabii. Bunun için bir şekilde madalya kazanmak, bayrağı dalgalandırmak gerekiyor... Ancak işin manevi hazzı, madalyalar ve mütevazı ödüller sporcuları yeterince motive ve tatmin etmiyor olacak ki bir de ayrıca bireysel mücadele edilen branşlarda kazanılan altın madalya başına 500 cumhuriyet altını ödül veriliyor. Yeter ki sporcular madalya kazansın, bayrak dalgalansın ve Türkiye’nin ismi duyulsun!..
Bir yandan vatan, millet, bayrak üzerinden duygu sömürüsü hatta daha ileriye gidip ırkçılık yapacaksın diğer yandan milli formayla elde edilen başarıların büyük maddi ödüllere tahvil edilmesine hiç ses çıkarmayacaksın. Nerede kaldı vatan, millet, bayrak, milli forma aşkı?..
Hem organizasyon hem de sportif anlamda ortaya konan başarıdan övgüyle söz edenler, “Bütün bunlar bizim yönetimimiz sayesinde gerçekleşti” diyerek bundan iktidarları adına pay çıkarmaya çalışıyorlar. Sporda başarılı olmanın ekonomik, siyasi, toplumsal getirisi olsa da bu, miadını doldurmuş iktidarların ömrünü uzatmaya yetmez.
Hani spora siyaset sokulmamalıydı. Öyle diyordunuz. Ama ortada bir başarı varsa bunun etinden, sütünden, yününden yararlanma çabasına girişmeyi iyi biliyorsunuz... Şu anda başbakanın, bakanların, bürokratların ve yalaka medyanın yaptığı da iktidarı parlatmak adına, rezaletleri gizleyip sporu ve sportif başarıları kullanmaktan başka bir şey değil.
“Para, rant, talan” diyenlerle, “doğa ve insan” diyenlerin mücadelesi spor alanında da sürüyor. Tarihe, kültüre, parklara, bahçelere, tarım arazilerine, ormanlara, denizlere, derelere rant hesaplarıyla bakıp ellerini ovuşturan, bunları savunanları vatan haini, terörist, çapulcu şeklinde yaftalayanlarla, sporda başarılı olmak adına doping, şike yapanlar aynı gözü dönmüş rantçı zihniyeti temsil ediyorlar.
Farklılıklardan; dışlama, ötekileştirme, kin, nefret, düşmanlık ve ırkçılık üretmek de rantçıların işi!..
Yağmacı düzene karşı filizlenip hızla yayılan bilinç dalgası ise hayata yönelik umutları tazeliyor, güçlendiriyor.
Ve elbette bütün bunlar daha başlangıç. Mücadele ve hesaplaşma sürecek!..

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et