Bugün askeri darbeye karşı direnme iradesini ortaya koyan Mısırlılar, belki hiç kabul edemeyecekleri bir biçimde, bu direnci 2011 Tahrir ayaklanmasına borçludurlar.
Sadece iki atın koştuğu bir yarışta, Adeviye bir ata, hasbelkader Tahrir diğer ata oynamak zorunda kalmışlarsa da, her ikisinin de ortak tutkusu demokrasiyi kazanmaktır.
İhvan, çok uzun zaman Mübarek diktatörlüğüne karşı geniş halk kitlelerinin temel taleplerini ve en başta demokrasi talebini dile getirerek güçlendi. İhvan’ın tepesindekiler açısından demokrasi, kuşkusuz şeriata uygun bir devlet ve toplum kurabilmek için bir araçtan ibaretti; ama peşlerinden giden milyonlar için özgürlük ve onurlarını, ekmeklerini, ekip biçecekleri küçük topraklarını garanti altına almak demekti. Ülkenin büyük çoğunluğu, ortak umutlarını aynı bayrak altında toplamayı başardığında Tahrir ortaya çıktı.
Tahrir, 2011’de bütün halkın ortak alanı oldu.
Bugün iki büyük meydanla simgelenen “karşıtlık”, gerçek ve nesnel bir karşıtlık değildir. Halkı iki meydan ahalisi halinde bölen egemen sınıf politikaları, gerek orduyla temsil edilenler, gerekse Mursi’yle temsil edilenler, bu bölünmeden kendi paylarına iktidarın düşeceğini hesap ediyorlar.
Mısır’ın ve Ortadoğu’nun ışıklı geleceği iki meydanın birleşmesindedir.
Ordunun Amerika tarafından dürtüklenen politikası da, İhvan’ın hiçbir gelecek vaat etmeyen dar ve kısır cemaat politikaları da, iki meydanı dolduran halkın gerçek, nesnel, hayati çıkarlarına uygun değildir; aksine her ikisi de her iki meydan halkının tam düşmanıdır.
Amerikancı darbe, tam da bu gerçeğe dayanmaktadır. Halkın tümüne birden, ama bölerek ve dayatarak egemen olmak için tezgahlanan bu senaryo, ancak egemen sınıfların tüm fraksiyonlarını karşıya alan bir halk birleşmesiyle bozulabilir.
Hariçten gazel okuyoruz.  
Ama orada bugün yaşananlar, bizim gelecekte yaşayacaklarımız olabilir. Bizim için önemli olan, bugünden darbecileri tecrit ederek, karşılarında olacağımızı açıkça bugünden beyan ederek birliğimizi güçlendirmeye çalışmak olmalıdır.
Darbeler, bir nefret simgesini kullanarak kitle desteği sağlıyorlar. Halkın büyük çoğunluğunun gölgelerle dövüşmekten ötesini göremeyeceğini biliyorlar. Bu yüzden, Türkiye’deki büyük halk muhalefetinin, egemen sınıf şaklabanlarının oyununa gelemeyeceği bir uyanıklık düzeyine gelmeye çalışmak gibi acil bir görevi vardır.
***
Bu arada, “Yeryüzü Sofrası” harikasını bulup halkımıza armağan eden antikapitalist Müslümanlara selam olsun. Yoksul İslam dünyasının ramazanını kutluyoruz.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var.

Bugün günlük milyonlarca lira değerinde elektrik üretimi yapan termik santralin yıllık 120 milyon dolar, 2060 yılına kadar 4.2 milyar dolar kâr elde edebileceği kaydedildi.

TPAO, BOTAŞ, ETİ Maden, EÜAŞ hedefte

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et