İslam'ın iddiası ve Müslümanların hali
Fotoğraf: Envato
Bir dünya görüşünü ona inandığını iddia edenler üzerinde tartışmak son derece sorunludur. İdeolojileri ve taraftarlarını ayrı ayrı ele almak, hem içerden yapılan muhasebe arayışlarında hem dışarıdan yapılan eleştirilerde önemlidir.
İslam algısını tartışmayı vahyi tartışmak, dolayısı ile Allah’ı tartışmak gibi sunanlar aslında kendi yorum ve tercihlerini tartışmasız dayatmak için kutsalların arkasına saklanmayı tercih ediyorlar.
Kur’an’ın kendisini tartışmaya açan hatta bu yönde meydan okuyan tavrı karşısında, inananların tam tersi savunmacı refleksleri yüzyılların alışkanlığını yansıtıyor.
Bu yaklaşımın faturası ise, kendisi ile yüzleşmekten kaçınıp yaşadığı tüm tatsızlıkların suçunu kendisi dışındakilerde görme hastalığı.
Bu eksende sayabileceğimiz onlarca örnekten bir kaçı üzerinden yola çıkalım. Ramazan ayını karşılarken Hizbullah’ın kontrolündeki bölgede patlatılan bomba ile özel bir konvoy hedeflenmiş ama otuzun üzerinde insanın yaralandığı bir tablo ortaya çıkmıştır. Hizbullah’ın Suriye’de izlediği politika dolayısı ile cezalandırılmayı hak ettiği algısına sahip çevreler açısından cezalandırmanın her yolu mübah gözüküyor.
Başka bir örneği, Türkiye içindeki Gezi Parkı eylemcileri üzerinden ele alalım. İktidara karşı oldukları kesin olan ve bu yaklaşımlarını sokağa çıkarak açıkça ilan eden insanların, gaz bombaları ya da mermilerle hayatlarını, gözlerini kaybetmeleri çok da önemsenecek bir durum olarak gözükmüyor. Zaten alkol aldıkları için camide içtikleri iftirası bir hak ihlali sayılmıyor. Başörtüsü takmadıklarına göre başörtülüleri taciz etmiş olma ihtimalleri gayet yüksek görülüyor.
Mantığın ve ahlakın dibe vurduğu bu yaklaşımın İslam’ın emri gibi sunulması ise işin daha vahim boyutu. İki tarafta da vaziyeti böyle kabul etme eğilimine sahip olanlar var.
Bu örneklerdeki ayrıntıya boğulmadan asıl sorumuza dönelim. İslam insanlara neyi vadediyor ve Müslümanlara ne yapmalarını tavsiye ediyor ?
Müslümanlara ne pahasına olursa olsun egemen olmayı, iktidarda olmayı asıl hedef olarak tanımlayan bir dine inanıyorsak, bu dinin, tüm insanlık için barış ve özgürlük sunma iddiası inandırıcı olabilir mi ?
Oruç tutmayı günün bir kısmında aç durmaktan ibaret görmeyenlerin hiç olmazsa Mısır’da olup biteni doğru anlamaya dönük bir çaba içine girmesi gerekmiyor mu ? Mursi yönetimine dair değerlendirme yapmaya çalışan herkesi darbe yanlısı olmakla suçlayanlar, ‘kader’ konusunu nasıl okuyorlar. Yeryüzünü inanmayanlar için mi bir sınav yeri olarak görüyorlar ?
‘İnsanın kendi eliyle yaptıklarından başka bir şey yoktur’ uyarısını, düşünce ve anlam dünyalarında nereye oturtuyorlar.
- Yazılı olmayan kurallar 11 Nisan 2015 01:00
- Muhalefetin gücü ve farkındalık 04 Nisan 2015 00:57
- Katırlar da ağlar 28 Mart 2015 01:00
- Halife efendimiz aldatılmış hükümsüzdür 21 Mart 2015 00:52
- Ben aday olmazsam kim olmalı? 14 Mart 2015 01:00
- Erdoğan’ın faizci arkadaşları ? 07 Mart 2015 00:54
- Türkmenistan modeli dururken ne Meksika'sı? 28 Şubat 2015 01:00
- Kavganın büyüğü 21 Şubat 2015 00:52
- En yeni Türkiye 14 Şubat 2015 01:00
- İşlevsiz parlamento, tutarsız başkanlık 07 Şubat 2015 00:52
- Herkes radikal solmuş meğer 31 Ocak 2015 00:53
- Deli deliyi görünce 17 Ocak 2015 01:00