ABD, Almanya'yı dinliyor da Türkiye'yi dinlemiyor mu?
Fotoğraf: Envato
Geçen hafta bu köşede ABD Ulusal Güvenlik Örgütünün (NSA) Prism programı sayesinde dünyanın pek çok ülkesinde İnternet ve telefon üzerinden yapılan bütün görüşmeleri, bu alanlarda faaliyet yürüten tekellerin desteğiyle kaydettiğine yer vermiştik.
Hem NSA Eski Ajanı Edward Snowden’in açıklamaları hem de yapılan çeşitli araştırmalar Avrupa’da bu kayıtların merkezinde Almanya’nın olduğu belirtiliyordu. Hatta Snowden, bu hafta Der Spiegel’de yer alan röportajında kayıtlardan Almanya istihbarat birimlerinin haberdar olduğunu da söylüyor.
Demek ortada bir danışıklı dövüş var.
Bu nedenle, ne Başbakan Angela Merkel ne de İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich çıkıp bu gerçeği halka açıklıyor. Tersine ketum davranarak, ABD’ye sitemde bulunuyorlar: “En yakın müttefike, bir dost ülkeye bu yapılır mı?” Kamuoyundan yoğun tepkiler gelince bu kez İçişleri Bakanı Friedrich, hışımla kalktı Washington’a kadar gitti. Gitmeden önce yaptığı açıklamalara bakarsanız, “hesap sormaya” gidiyor. Ne var ki, bunun olması mümkün değil. Yani; “Ulusal egemenliğimiz yok edildi” diyerek kalkıp Washington’a giden Friedrich, ABD Adalet Bakanı ve Obama’nın güvenlik danışmanıyla görüşüp geri dönecek.
Dönerken de “Her şey kontrol altında, merak etmeye gerek yok” diyecek, kamuoyunu yatıştırmaya çalışacak. Bunda ABD’nin vereceği tüyolar da önemli rol oynayacak.
Örneğin basında çıkan haberlere göre, ABD güvenlik birimleri Almanya’ya “Evet dinledik, ama terörle mücadele için. Tehlike durumlarını içiren bilgileri de zaten sizinle paylaştık” diyecek. Zaten skandal ortaya çıktığında ABD’liler hemen bu sistem sayesinde başta Almanya olmak üzere bir çok ülkede terör saldırılarını engellediklerini söylemişlerdi.
Yani; dinlemelerin zararlarından çok yararlarından bahsedilecek. Ne de olsa temel hak ve özgürlüklerin terörle mücadele adı altında ayaklar altına alındığı bir dönemde bulunuyoruz. Ya da Yazar Eugen Ruge’nin dediği gibi; Obama, Almanya’ya “Sadece ülkenizdeki yabancıları dinledik” deyip gönül alacak.
Ne de olsa “potansiyel suçlu”, “terör destekçisi” ilan edilen Müslüman yabancıların dinlenmesine Merkel’in, Friedrich’in ve diğerlerinin diyecek bir şeyi yok! Hatta üstüne “İyi yaptınız” bile diyecekler.
Nereden bakılırsa bakılsın, Almanya’nın iltica hakkı vermeyi aklından bile geçirmediği Snowden sayesinde, ABD emperyalizminin dünyaya egemen olmak için bir kaç ülke dışında bütün ülkeleri, önemli uluslararası kurumları dinlediği, kişisel hak ve özgürlükleri ve ülkelerin “egemenlik haklarını” ayaklar altına aldığı artık ortaya çıkmış bulunuyor.
Ama bu gerçeğe rağmen, Venezuela gibi bir kaç ülkenin dışında, hiç bir ülke ABD’yi karşısına alıp hesap sorma cesaretini kendisinde görmüyor. Bunların başında da AB’nin en büyük ve güçlü ülkesi Almanya geliyor.
Bu nedenle Almanya’nın ABD’yle ilişkilerini bu insan hakları ihlalinden ötürü kesip atması ya da sert bir viraja koymasını kimse beklemiyor.
Tersine daha bir kaç gün önce Atlantik’in iki yakasında serbest ticaret sağlamak için dostluk pozları verildi. Bu da hem Avrupa hem de ABD egemenleri için önemli olanın karşılıklı maddi çıkarlar olduğunu bir kez daha gösteriyor. Temel hak ve özgürlükler ise egemen sınıfların ve onların sözcüsü durumundaki politikacıların umurunda değil.
***
Sahi dünyanın gündemini bu kadar meşgul eden NSA’nın dinlemeleri ve kayıtları Türkiye’yi etkilemiyor mu? Yoksa Türkiye, dinlenen ülkeler arasında değil mi?
Bugüne kadar ortaya çıkan bilgi ve belgelerde Türkiye’nin dinlenmediğine dair bir veri yok. Dinlenmeyen ülkeler olarak sadece İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda telaffuz ediliyor.
Demek ki; Türkiye de Almanya gibi dinlenen ülkeler arasında yer alıyor. Ama hükümetin ilgili bakanından bugüne kadar dikkate değer bir tek açıklama dahi yapılabilmiş değil.
Üç maymun misali...
Ama İnternet’te NSA’nın Türkiye’yi de dinlediğine dair pek çok haber var. Hatta Türk elçiliklerinin dinlendiği de... Yoksa, yurttaşlarının telefon ve İnternet üzerinden yaptığı görüşmelerin yabancı bir ülkenin istihbarat örgütü tarafından kaybedilmesi mevcut hükümeti rahatsız etmiyor mu?
Etmiyorsa çıkıp bunu açık açık söylesinler. O zaman anlayalım nasıl bir politika izlendiğini...
- Almanya seçimlerine doğru: Muhafazakarlar aşırı sağcılaşıyor 31 Ocak 2025 04:47
- Avrupa Trump’a karşı durabilecek mi? 24 Ocak 2025 04:15
- 2. Trump döneminde Avrupa'yı neler bekliyor? 17 Ocak 2025 04:58
- Avusturya'dan Güney Kore'ye siyasi krizler ne anlama geliyor? 10 Ocak 2025 04:08
- Almanya ABD’nin arka bahçesi mi? 03 Ocak 2025 04:54
- Avrupa 2024-25: Krizler, çelişkiler ve mücadele 27 Aralık 2024 04:19
- Romanya seçimleri, TikTok ve AB'nin demokrasi anlayışı 20 Aralık 2024 05:25
- ‘Suriyeliler gitsin mi, kalsın mı’ tartışması üzerine 13 Aralık 2024 04:24
- Avrupa'da 'siyasi kriz' hayaleti dolaşıyor 06 Aralık 2024 06:40
- Almanya'yı savaşa hazırlıyorlar 29 Kasım 2024 06:45
- Kiev'deki hesap Moskova'ya uyacak mı? 22 Kasım 2024 04:30
- Bir Almanya gerçeği: İşçilere yoksulluk, CEO’lara zenginlik 15 Kasım 2024 04:12