Top oynamak kızların da hakkı
Başbakanın yüzde 50 hesapları ve ardından Mısır’da olanlar bana on yıl önceki Mısır ziyaretimi anımsattı. Bu ziyarette öğrendiğim en önemli ders, kızlar için Mısır’da oyun oynamanın ve spor yapmanın ne kadar zor olduğuydu. Kuzey Mısır’daki bir bölgede yürütülen çalışmada, genç kızların basketbol oynamasının çok yararlı olduğu görülmüştü. Ama kızların rahatça top oynayabilmesi için “mahrem”, yani erkeklerin gözlerinden uzak bir alan yaratılması gerekiyordu.
O günden bugüne on yıl geçti. O günden bugüne kızların spor yapıp yapamayacağı sorusu, kadınları “kaburgadan üretme” ikinci sınıf insan olarak kabul edenler için elbette hiç önem taşımıyor. Ama kadını aşağı görmeyen ve kızların gelişimini ciddiye alan herkes için bu gibi sorular gayet önemli.
***
Kızların top oynayabilmesi Suudi Arabistan’da çok daha zor. Suudi Arabistan Eğitim Bakanlığının geçtiğimiz mayıs ayında yaptığı açıklamaya göre artık özel okullarda okuyan kız öğrenciler spor etkinliklerine katılabilecekler. Ama iki koşulu yerine getirmeleri gerekiyor. Öncelikle, sıkı sıkı örtünmeleri gerek. Diğer kural ise, kız öğrencilerin katılacağı spor etkinliklerinin kadın öğretmenler tarafından sıkı sıkıya izlenmesi.
Bu açıklamanın akla getirdiği ilk soru, bu kararın neden yalnız özel okullar için geçerli olduğu. Spor yapabilmek her kızın hakkı olmalı. İnsan Hakları İzleme Örgütü bu konuda yaptığı açıklamada Suudi Arabistan’da kızların spor yapmasının önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istedi. Suudi Arabistan’da spor ile ilgili tüm yapılanma tümüyle erkekler için hazırlanmış. Kadınlar tümüyle dışlanmış durumda.
Bu açıdan çok önemli bir gelişme, iki kadın sporcunun Suudi Arabistan adına 2012 Olimpiyatları’na katılmasıydı. Ama kadınların spor yapmasının engellendiği bir ülkede bu iki sporcunun olimpiyatlara nerede ve nasıl hazırlandığı sorusu tartışmayı en başa, kadın haklarına çeviriyor.
***
Suudi Arabistan gibi İran’da da kadınların spor yapması konusunda ciddi engeller var. Temmuz başında medyaya yansıyan bir haber bunun çok çarpıcı bir örneğini gözler önüne serdi.
İranlı Yüzücü Elham Aşgari, haziran ayında Hazar Denizi’nde 20 kilometre. yüzme dünya rekoru kırdı. Ama İran İslam Cumhuriyeti yetkilileri ne bu rekoru, ne de Elham Aşgari’nin çabasını takdir ettiler. Gerekçe? Dinin kurallarına uygun giysi giymemek. Asıl gerekçe ise gayet açık. Elham Aşgari rejimin kadınlara uygun gördüğü rollerin dışına çıkan bir kadın.
Aşgari’nin öyküsü yetkililerin söylediklerinin yalan olduğunu gösteriyor. Aşgari uzun mesafe yüzebilmesi ve rekor denemeleri yapabilmesi için bedenini baştan aşağı kaplayan özel bir giysi giyiyor. Çok sevdiği yüzmeden kopmamak için tam altı kilo gelen bu giysi ile yüzmeyi bile kabullenmiş.
2008’de bu giysi ile 12 kilometre rekor denemesi yapmış ve yetkililer bu denemeyi kabul etmişler. Aynı yetkiler 2010’da Aşgari’nin başka bir denemesini polis zoru ile engellemişler. Aşgari bu sırada ciddi şekilde yaralanmış.
Altı kiloluk bir yük ile uzun mesafe yüzecek denli kararlı bir sporcu olan Aşgari rekorunun kabul edilmemesi üzerine sessiz kalmayı reddetmiş. Yetkililerin söylediklerini birçok kanaldan yalanlamış. Facebook’ta yayımladığı videoda şöyle konuşuyor: “Hiçbir yüzücü böyle bir kıyafet ile yüzmek istemez. 20 kilometre yüzdüm, 15 kilometre dediler. İtiraz ettim, 18’e çıkardılar. Yine de rekorumu kabul etmediler. 20 kilometre rekorum, hayatında 20 metre yüzemeyecek insanların elinde tutsak. Zor günler geçirdim. Bu olay bana inanılmaz geliyor. Baskıya boyun eğmeyeceğim. Yüzme sadece erkekler için değildir, biz kadınlar da yüzüyoruz.”
Aşgari üç noktayı yeniden ve yeniden vurguluyor. Hangi yüzücü sırtında altı kiloluk yük ile yüzer? Bu başlı başına bir eziyet. Bu yüke rağmen yüzen ve dünya rekoru kıran bir sporcunun rekorunu yetkililer nasıl olur da tanımazlar? Aynı yetkililer, 2008’de aynı giysi ile elde edilen dereceyi kabul etmişken, şimdi bu rekoru nasıl olur da yok sayarlar?
***
Başbakanın yüzde 50 hesaplarına bir de bu açıdan bakmak gerek. Nüfusun yarısına “ikinci sınıf” insan olarak bakanlar ne kadar demokrat olabilirler? Elham Aşgari’nin dediği doğru: “Yüzme sadece erkekler için değildir,” kadınlar da yüzüyor. Dünya yalnız erkeklerin değil, kadınlar da var…
Aşgari’ye, “Sudan çıktığında vücudunun tüm hatları gözüküyordu” diyenlerin zihniyeti ortada. Kızların oyun oynamasını ve spor yapmasını bir hak olarak görmeyenlerin zihniyeti de. Bu zihniyetler ile Türkiye’de tecavüz edilen kızları suçlu çıkaranların zihniyeti aynı . Başbakanın yüzde 50 hesaplarını ciddiye alanlara duyurulur.
EVRENSEL'İNMANŞETİ

“Aşı kampanyaları yapılmalı”

8 Mart’tan notlar: Mücadele yılının başlangıcı

30 yıl sonra Gazi’den Suriye’ye... | "O gün katliamı teşvik edenler bugün meşrulaştırıyor"

Evrensel'i Takip Et