10. Plan ve kalkınmacılık -2
10. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nı (2014-2018) incelemeye devam ediyoruz. Bir çerçeve metin olarak 10. planın hedefleri ve olası sonuçlarına bakmadan önce 9. Yedi Yıllık Kalkınma Planı’nın (2007 – 2013) sonuçlarını değerlendirelim.
9. Plan geçmiştekilerden farklı olarak beş yıl yerine yedi yıllık bir dönemi kapsıyordu. Şimdi 10. Plan ile birlikte tekrar beşer yıllık plan dönemine geçiliyor. Sanırım hesap, plan tarihlerini AKP’nin 2023 vizyonuna denk getirmek. Zira 11. Kalkınma Planı’nın bitişi 2023 yılı olacak.
***
9. Plan esas olarak Ar-Ge ve ticarileştirilmiş yenilikçilik (inovasyon) üzerine kurulu hedeflerden oluşuyordu. Uluslararası kapitalist iş bölümünde Türkiye’nin rekabet gücünün artırılmasının koşulu olarak yüksek katma değerli alanlarda yatırım hedefleri ve bu hedefler doğrultusunda geliştirilen teşvik sistemi 9. Planın ana eksenini oluşturdu. Örneğin; teknoloji geliştirme bölgelerindeki firmalara 2013 yılı sonuna kadar kurumlar ve katma değer vergisinden istisna tanınmakta olup, çalışan araştırmacılar içinde her türlü vergiden istisna sağlanıyor. Bu bölge dışında kalan firmaların Ar-Ge harcamalarının yüzde 40’ı gelir ve kurumlar vergisi matrahından düşülüyor. Özellikle TÜBİTAK üzerinden dönen tartışmalar, üniversite-sanayi iş birliği adı altında bilimsel bilginin ticarileştirilmesi yönündeki baskılar ve nihayet 2011 Haziran’ında Kanun Hükmünde Kararname ile “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı”nın oluşturulması bilimsel üretim alanlarının kapitalist birikim için seferber edileceğinin ilanı anlamını taşıyordu. Nitekim yeni hazırlanan Yüksek Öğretim Yasa Taslağında “bilginin ticarileşmesi” bir tür ön koşul haline getiriliyor üniversiteler için. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın iki yıldır oluşturduğu “En Girişimci 50 Üniversite” sıralaması da bilim tarihi açısından adeta bir utanç tablosu oluşturuyor.
9. Plan hedefleriyle uyumlu olarak bilimsel üretim alanlarının boyunduruğunun yanı sıra e-devlet uygulamaları doğrultusunda atılan adımlarla kişisel bilgi güvenliği büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi ve benzeri uygulamalarla devlet hizmet alıcısı yurttaşları adeta fişlemiştir. Örneğin bir devlet dairesine ya da bir bankaya gittiğinizde oradaki çalışan kimlik numaranızla sizin secerenizi görebilmektedir.
Yine 9. Plan çerçevesinde hedef olarak seçilen bilgi teknolojilerine dayalı eğitim amacı da kendisini Fatih Projesi olarak görünür kıldı. Biliyorsunuz bu sistem ilk ve orta dereceli okullarda tablet bilgisayar kullanımına dayanıyor. Tablet bilgisayar kullanımının öğrenim süreçlerini nasıl sakatladığını; bireysel düşünme gücünü, muhakeme kabiliyetini, özel yeteneklerin gelişimini nasıl olumsuz yönde değiştirdiğini dünya örnekleriyle birlikte incelemiştik.
Bilimsel üretim alanlarının boyunduruğa alınması, her türlü kişisel bilginin gizliliğinin ortadan kaldırılması ve öğretim alanında gelişimi engelleyici adımlar dışında 9. Planın diğer hedeflerinde herhangi bir gelişme olmamıştır.
Ne Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı artmış, ne Türkiye yazılım konusunda başat ülkelerle rekabet edebilir duruma gelmiş, ne geriye doğru beyin göçü sağlanmış ne de teşvik verilen özel kesim sermayenin patent ve teliflerinde dişe dokunur bir gelişme olmuştur.
***
İşte 10. Plan böylesi bir mirasın (!) üzerine kurulmuştur. 10. Plan’nın temel başlıkları:
Nitelikli İnsan, Güçlü Toplum
Yenilikçi Üretim, İstikrarlı Yüksek Büyüme
Yaşanabilir Mekanlar, Sürdürülebilir Çevre
Kalkınma İçin Uluslararası İş birliği
Bu temel başlıkların içeriğini ve olası politika eksenini önümüzdeki hafta incelemeye başlayalım.
Devam edecek...
Evrensel'i Takip Et