Başbakan'ın korkusu nereden kaynaklanıyor?
Fotoğraf: Envato
Korku, sözlükte ad olarak yer alıyor. Bir tehlikeyle karşı karşıya kalınmasının ya da tehlike düşüncesinin uyandırdığı kaygı duygusu olarak tanımlanıyor. Tanık olduğumuz, öğrendiğimiz bir durum ya da nesne ile karşılaştığımızda ya da bunların düşüncesi korku duygusunu ortaya çıkartabiliyor. Korku, tehlikeyle karşı karşıya kalınmasının ötesinde, tehlike düşüncesiyle de ortaya çıkabiliyor.Bunun gerçekleşebilmesi için de tehlike olarak tanımlanan her ne ise, bunu beynimizin beyaz cevherinde daha öncesinden simgeleştirmiş olmamız gerekiyor. Bununla birlikte, kökeni her ne olursa olsun korkuyu, temel olarak zihinsel bir faaliyetle ortaya çıkan duygulardan bir tanesi olarak ifade etmemiz de mümkün. Diğerlerinden farkı, bu duygumuzun içeriğinin kaygıdan oluşması.
Gezi Parkı’nda ‘iki ağacın’ kesilmesinin engellenmesine yönelik eylemlilik çığ gibi büyüyüp önce, bizzat Başbakan Erdoğan tarafından 1 Mayıs mitingine yasaklanmış olan Taksim Meydanı’na taştı. Gezi Parkı Direnişi, Taksim Direnişine dönüşür dönüşmez başta Ankara ve İzmir olmak üzere 79 ile yayılan protestolar olarak biçimlendi. Protestoculara uygulanan şiddetin ardından da isyana dönüştü. Nasıl dönüşmesin? Çoğu hedef gözetilerek atılan tonlarca gaz bombası, binlerce plastik mermi, can yakıcı maddelerle katkılandırılmış tonlarca su ile birlikte job, tekmeler ve yumrukların kullanılmasıyla uygulanan şiddetten bahsediyoruz. Son bilgilere göre altı kişi yaşamını yitirdi. Beyninden mermi çekirdeği çıkartılan da var, gaz bombası kapsülünün kafatasında yarattığı hasar nedeniyle ölen de. En az on iki kişi gözünü kaybetti. Binlerce yaralı var.
Başbakan Recep Erdoğan, göstericilere bir yandan hakaretler yağdırırken, diğer yandan olayın arkasındaki, içinde dış güçlerin de yer aldığı, çeteyi açıklayıverdi. Oysa, Başbakanlığı dönemimde Hırant Dink cinayeti başta olmak üzere, birçok olayın arkasındaki çeteleri ortaya çıkartamamasıyla bilinen bir Başbakan, olayların ilk günlerinde açıkladı: yurtdışından yönetilen faiz çetesi ve twitter çetesi. İlkiyle ilgili henüz bir açıklama olmamakla birlikte, ikincisiyle ilgili önemli bulgular kamuoyu ile paylaşılmaya başlandı. Kimlerin twit attığı hızla deşifre ediliyor. Bu sebeple göz altıların yanı sıra, işten atılmalar bile devam ediyor.
Yıllardır gölgesinden korkup burnunun ucunu bile sokağa uzatamayanlar bugün sokağın sahipliğini aldılar. Onlara burnunu uzatırlarsa bunun nelere mal olacağını bazen sözle, bazen bizzat fiille ifade edenler ve bunların en yetkilisi Başbakan ise bu milyonların daha önceki durumunu yaşıyor.
Başbakan Recep Erdoğan’da gözle görünür bir korku hali ve bunun neden olabileceğini düşündüren davranışlar izliyoruz. Milyonlarca insanın her şeye rağmen, canını bile göze alarak sokağı sahiplenmesi neyin kaygısını uyandırdı?
Tarihsel diyalektik materyalist yöntemden yararlandığımızda ilk dikkatimizi çekeni sizlerle de paylaşmak istiyorum. Recep Erdoğan, Başbakanlık koltuğuna oturduğundan bugüne kadar Saddam Hüseyin, Muammer Kaddafi ve Hüsnü Mübarek’in iktidarlarına nasıl son verildiğini, bizlerden çok daha ayrıntısıyla ve perde arkasıyla da bildiği konusu şüphe götürmez. Beşşar Esad’a karşı yürütülmekte olan faaliyetleri ve nedenlerini de. Özellikle Taksim Direnişi’nin daha ne olduğunu hiç kimsenin anlayamadığı ilk günlerinde, kendisine ve Hükümete yönelik ‘yurtdışı kökenli’ bir komplo olarak değerlendirebilmesi anlamlı. Buradan hareketle, yaşanan korkunun kökeninde önceki yıllarda gerçekleşmiş dört olayın varlığından söz etmemiz mümkün. Bu olaylara yapılan tanıklık anlaşılan o ki, zaman içerisinde simgeleşmiş. Öyle olunca, giriş paragrafında açıklamaya çalıştığım gibi olayın kendisiyle karşılaşmadan düşüncesiyle karşı karşıya kalmış olmak da korku uyandırmak için yetti. Kamuoyuna yansıyan haberlerden bir zamanlar Zapsu’nun “deliğe süpürmeyin, işinize yarar” dediğini bildiğimiz Başbakan, anlaşılan o ki iktidarını kaybedeceğini düşünüyor. Bu düşünce de korku duygusunu uyandırıyor.
- Mola 01 Temmuz 2014 00:34
- Yörsan, Tekel, Yatağan, Sütaş: Alt kimlikler ve üst kimlik 24 Haziran 2014 00:07
- AKP hükümetleri Doğu-Batı farkını artırdı 17 Haziran 2014 00:11
- TÜİK'ten mektup ve Soma cinayetleri 10 Haziran 2014 07:08
- HDP'ye katılım(lar) - 4/4 03 Haziran 2014 00:09
- HDP'ye katılım(lar) - 3/4 27 Mayıs 2014 00:11
- HDP'ye katılım(lar) - 2/4 20 Mayıs 2014 00:39
- HDP'ye katılım(lar) - 1 13 Mayıs 2014 00:09
- 2 Mayıs, vesayet ve despotizm 06 Mayıs 2014 00:09
- Türkiye’de doğumlar TÜİK’in rakamları 29 Nisan 2014 00:00
- Sosyalistler cumhurbaşkanlığı seçiminde nasıl tutum alacak? 22 Nisan 2014 00:35
- Siyaseti nereden kuralım? 15 Nisan 2014 00:11