Mısır sil baştan

Muhammed Mursi, Mısır’ın seçimle gelen ilk başkanı olma unvanını elinde tutarken, demokratik olmayan yollardan görevinden azledilen ilk devlet başkanı olarak tarihsel bir iz de bırakmayı başardı. Askeri bir darbe, gerçi hayli popüler bir askeri darbe, demokrasinin üzerinde bir gölgedir, onu destekleyici bir unsur değildir.
Ülkenin başındaki generallerden, Mübarek zamanında görev yapan aynı kişileri kastediyorum; kendilerinin Mısır’ın dış düşmanlarına karşı değil, fakat tecavüz edilen kadınlarına, işkence gören öğrencilerine ve tabii ki Mübarek karşıtı eylemcilerine karşı savaşta görüp, onları döven ve katleden aynı ordudan bahsediyorum.  
Bunun gibi bir tarihle, askeriye, Mursi’nin Anayasal hakimiyeti altında ezildi. Ki, Müslüman Kardeşler’in lideri, politik evriminden sadece on yıllar önce, askeriyenin halkın ensesine botlarıyla basmak için kullandığı bir maşaydı. Mursi, dik kafalı liderlik stili ile müttefiki olabilecek kalabalıkları da dışladı ve yanlış bir adımını bile zar zor bekleyen muhaliflerini güçlendirdi.
Muhalif protestolar güçlendiğinde, askeriye inisiyatif kullandı; TV istasyonlarını, gazeteleri kapadı, Mursi’yi yönetimden indirdi ve  yerine geçici başkan olarak  elle seçilmiş bir kukla getirdi.Anayasayı da askıya aldı.
Generaller sivillerin kontrolündeler mi? Yoksa onlar mı sivilleri kontrol ediyorlar? Bunun orta noktası olamaz.
Mısır giderse, Ortadoğu da gider.
Birkaç yıl önce, insanlar Arap Baharı’nın umuduyla konuşuyorlardı. Bu da, askeriyenin yönetimi altında, Arap Sonbaharı olabilir.