18 Temmuz 2013 16:41

Asker, polis, ajan, para-militer fark/sızlığı

Asker, polis, ajan, para-militer fark/sızlığı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler berber, develer tellâl iken adamın biri makam sahibi olmuş, arabası ve şoförü onu almaya gelmiş. Alan dar da olsa kurulmuş arabaya, çevredekiler korku ve saygıyla selamlar, koltuk altları kabarmış, kendini göstermek ister.
-“Şoför” demiş.
–“Buyur efendim!”
-“Sana bir soru soracağım.”
-“Tabii, efendim”.
-“Şoförle eşek arasında ne fark vardır?​”
Şoför deneyimli, ıkınmış, sıkılmış, başına bir şey gelsin istemiyor, çok şey söylenebilir ama en geçerli yolu seçmiş;
-“Affınıza sığınırım, ben bilemem, en iyisini siz bilirsiniz efendim” diye yanıtlamış. Makam sahibi kendini gösterecek ya:
-“Bunda bilinemeyecek ne var!” demiş, “birine ‘dur’ dersin durur, diğerine ‘çüş’ dersin durur.”
Şoför iyice bozulmuş. Yolculuk kasvetli. Onur kırılmış. Biraz sonra dayanamamış.
-“Efendim, müsaadeniz olursa, ben de bir soru sorabilir miyim?​” demiş.
-“Sor bakalım!” diye çıkışmış makam sahibi. Şoför de aynı soruyu yenilemiş:
-“Makam sahibi ile eşek arasında ne fark vardır?​”
Bir iki yanıt aramış, ancak sonuçta soruyu soran şoför, makam sahibi şoföre bir yanıt vermek durumunda da değil.  
-“Bulamadım, ne fark vardır?​” demiş. Şoför, çekingen bir sesle:
-“Efendim demiş, kolay bir soruydu, aralarında hiçbir fark yoktur.”
Ordu, emniyet, istihbarat, parti-paramiliter arasında, CIA, MI6, MİT, NATO arasında, bunların yönetimle, oligarşiyle, demokrasiyle ilişkisi arasında ne tür benzerlik veya farklılıklar var?
Mısır ile Türkiye arasında, Tahrir ile Taksim arasında, 60 darbesi ile Gezi’deki polis şiddeti arasında ne tür farklılıklar var? Mursi ile Baltacılar arasında, Erdoğan ile Balyozcular arasında ne tür farklar var, yoksa tümden benzerler mi?
Çok biçimsel bir yanıt, asker ve polisin ikisinin de iktidarın hizmetinde olmasıdır; biri dış tehdide, öbürü iç tehdide karşı şiddet ve güvenliği sağlar. Kriz süreçlerinde derecesi değişir, roller artar, darbe de olur, faşizm de. Ordu öne çıkarsa otoriter askeri darbe olur; iktidarlarca ajan, kilise, parti ve paramiliterlerin devreye sokulması totaliter faşist sistemlerin temel göstergesi sayılır. Asker ve bürokratlar daha çok 12 Eylül’ün göstergesi iken partinin ve polisin çok öne çıkması, eli sopalı paramiliterlerin devreye sokulması sivil diktanın (faşizmin) göstergesidir.
Aralarındaki fark nedir(?) sorusuna biçimsel olmaktan öte, içeriğe-niteliğe yönelik sorularla yanıt aranmalıdır. İkisi de düzen veya yasanın bekçisi olduklarına göre, aralarındaki farklar 1) Ne tür bir düzenin, neyin bekçiliğini, neyin uygulayıcılığını yaptıkları, 2)Dayandıkları ideolojiler, 3)Kontrol ve baskı düzeyleri, 4)Kontrol ve baskı yöntemleri gibi farklılıklarla bir miktar ilerletilebilir.
İnsanın ve doğanın hukukuna dayanmıyorsa, kaynağını akıl ve vicdandan almıyorsa, darbeyle polis şiddeti arasında; oligarşilerle liberal demokrasiler arasında biçimsel söylemler dışında ciddi bir fark yoktur. Dahası sahte seçim ve el değiştirmeler burjuva demokrasilerinin ömrünü bir süreliğine uzatmaya yaramaktan başkaca da çok bir işleve sahip bulunmamaktadır.
Arınç’ın söylemiyle: “Polis yetmezse askeri de çağırırız”. O da yetmezse paramiliter devreye sokulur. O da yetmezse seçimler yapılır, partiler gider, yenileri kurulur. O da yetmezse darbe ve daha başka seçenekler denenir. Onlar da yetmezse…
Paranın, pulun, sahte din ve ideolojilerin de bir sınırı vardır, o sınır emeğin ve refahın sınırıdır, insanlık ve doğanın sınırıdır, özgürlük ve varoluşun sınırıdır. Orada çok acılar yazılır, devrimler de oralardan çıkar.
Hükümranların/emperyalistlerin yayılmacılığa ve koruyucuya ihtiyacı var, hem birbirlerine hem de halka karşı. Halkın pek koruyucuya ihtiyacı yok, iktidarlardan başka.
Asker, polis, imam veya memur iktidara hizmetten çıkarsa vay hallerine. İktidara hizmete devam ederlerse vay hallerine ve halimize.
Egemenliğin kayıtsız şartsız halkta-hakta-hukukta bulunduğu, hiç kimsenin kimse üzerinde iktidar kuramadığı bir dünya ütopyası ile.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa