'Dert çok, hemdert yok, düşman kavi, tali’ zebun'
Fuzuli kötümser bir şairdir. Yaşadığı dönemin ve coğrafyanın da bunda payı vardır ama insanın şöyle yakınması da kolay değil:
“Dost bivefa, felek birahm, devran bisukün
Dert çok, hemdert yok, düşman kavi, tali’ zebun”.
Bugünün diliyle yineleyelim: “Dost vefasız, dünya acımasız, dönem huzursuz, dert çok, dert paylaşan yok, düşman güçlü, talih esir/ güçsüz”. Fuzuli’nin kendine kendisinden başka acıyanın olmadığı, kapısını yalnızca rüzgarın çaldığı yalnızlığını dile getirişini hatırlayınca onun kötümserliğini anlamak zor değil.
Edebiyat dersinde dalga geçmedinizse bilirsiniz Fuzuli Türkmen asıllıdır, Oğuzların Bayat boyundandır. Tam adı Mehmet bin Süleyman’dır. Şiirlerinde kullandığı Fuzuli adı “erdemli” anlamına gelir. 1483’de Irak’ta Hilla’da doğmuş, 1556’da, Kerbela ya da Bağdat’ta ölmüştür. Yedi Ulu Ozan’dan biri sayılır. Türk şiirini önemli ölçüde etkilemiştir. Artık dizi kahramanı sayılan I. Süleyman’ın (Kanuni) 1534’te Bağdat’ı fethinden sonra padişaha kasideler sunmuş, dokuz akçelik maaşla ödüllendirilmiştir. Ne var ki bu maaşı alamamış sonunda ünlü Şikâyetnâme’yi yazmıştır: “Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar./Hüküm gösterdim faydasızdır diye mültefit olmadılar (Resmi karar gösterdim yararsızdır diye yüz vermediler)”.
Hep merak ederim Fuzuli bu Şikâyetnâmeden sonra maaşını alabildi mi, ona maaşını vermeyenler cezalandırıldı mı?
Nâzım’ın “Koşun kurşun eritmeye çağırıyorum” haykırışı Fuzuli’nin koşullarını çizdiği bütün zor dönemlerde geçerlidir. Zaten o da “dert çok hemdert yok” dizesini yineler. Hava kurşun gibi ağırdır. Yürekler de sağırdır. Ama Nâzım yalnız olmadığına inanır. Haklıdır.
Günümüzün tek güzel yanı örgütlülük değil mi? Dostluğa güvenmek (Bunu emekçi sınıflar için söylüyorum). Paylaşmayı bilmek. Gezi’nin en güzel sonucu paylaşmayı hatırlatması oldu. Bir de “yeryüzü sofrası” denilen ortak iftarlar. 28 Temmuz’da Gezi’de 19.30’da böyle bir sofra olacak galiba. Evdeki gençler söyleyip duruyor ya bakalım gücüm yeter mi “güneşin sofrasında” olmaya?
Evet, can sıkıcı koşullardayız. Savaş kapıda gibi görünüyor. Bölgede patlayacak her silah bölgenin biraz daha yoksullaşmasına yol açacak. Doğal dengesi bozulan dünyamızın her gün bir tarafı arıza sinyalleri veriyor sellerle. Tarımı dışlamanın, yanlış yatırımların sarımsağı Çin’den almak, gibi yararları oldu. Hayvancılık zaten yayla yasaklarıyla Hakka kavuştu. Ot sorunu köylünün gırtlaklaşmasına yol açıyor.
Durun durun daha yapılacaklar var, İstanbul’un ünlü bostanlarının son kalıntılarını bir imar faaliyetiyle temizleyelim. İki üç AVM konduralım. Taa Yenidünya’dan köfteci, tavuk kızartmacı pideci gelsin. Marmara’nın kıyılarını dolduralım, kalan balık yuvalarının canına okunsun. Boş adaların hesabını görelim... de görün sefayı...
Ne olacak canım suyu, toprağı olan uygun bir yer bulur göçeriz. Yalnız yürüyerek göçmek biraz zor olacak gibi.
EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!
Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

Özel yetkilendirilmiş TBMM komisyonu gündemde

'Ömrümüzü verdik, emekli bile olamadık'

Ukraynalı Gazeteci Guz: Ukrayna, ABD desteğini korumak için çıtasını düşürecek

Evrensel'i Takip Et