Amerika, Rojava'dan neden rahatsız?
Fotoğraf: Envato
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, “Suriye’de bağımsız Kürt bölgesi ilanı” ile ilgili haberleri kaygıyla izliyormuş. Çünkü “bağımsızlık ilanı” Araplarla Kürtler arasındaki tansiyonu yükseltecekmiş ve bu da provokatif olaylara yol açabilecekmiş.
Araplarla Kürtlerin boğaz boğaza gelmesi Irak’ta herhangi bir kaygıya yol açmamıştı. Suriye, boydan boya provokasyon yatağı haline kendi elleriyle getirilirken de her hangi bir kaygı duyulmuyordu.
Bu ortamı ABD ile birlikte oluşturan Türkiye hükümeti de “Olayları kaygıyla izliyor!” Paralı askerlerin üzerinden ABD pasaportları, T.C. kimlikleri çıkarken yine kaygısız kaygısız seyrediliyordu.
Fakat bölgedeki bütün Kürtler için sevinç kaynağı olan, onların iradesinin çiçeklenmesini temsil eden laik ve demokratik bir oluşum ortaya çıktığında, üstelik bu irade beyanı paralı çetelere kök söktüren bir askeri başarıyı da yakalayınca, üstüne üstlük bölge üzerinde planları olan bütün dış güçlerden bağımsız olarak kendi yolunu çizmeye başlayınca, gürültü kopuyor.
Türkiye açısından sorun şu anda yalnızca Kürtlerin orada kendi bağımsız siyasi iradelerini ortaya koymuş olmaları değildir. PYD, Türkiye’nin umut bağladığı sözde “cihatçı” etiket İslamcısı grupların aslında hiçbir işe yaramadığını da göstermiştir. Meydan boşken, kadınlara ve çocuklara saldırırken zafer çığlıkları atanlar şimdi şaşkın ve moralsiz, ağalarından gelecek yardım için dua etmeye başlamıştır.
Bu gerçekten “kaygı verici” bir durumdur, ABD ve Türkiye açısından…
Diğer yandan, Kürt Ulusal Kongresi’nin hazırlıkları son aşamasına doğru gelirken, Rojava’nın Kürdistan’ın en dinamik ve simgesel bakımdan da en etkili unsur olarak gündeme gelmiş olması, bu kongre hakkındaki tasarıları da önemli ölçüde değiştirecektir. Gerek Kürtler arasındaki farklı eğilimler, gerekse emperyalistler ve Türkiye, Rojava’nın kazandığı bu simge değerinin “Ne verilirse ona razı Kürdistan!” hayalini de ciddi olarak tehdit ettiğini görmektedir.
Sorun, sınır karakoluna asılan küçük bir flama değildir… Türk gazetelerinin “PKK sınırımıza doğru ilerliyor” diye provokatif başlıklar atmasına, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Bülent Arınç tarafından yapılan açıklamalara da bakarak söyleyebiliriz ki, ABD ile Türkiye’nin kaygısı aynıdır ve bu kaygının bir ucunda Suriye’deki başarısızlık varsa diğer ucunda da bütün bir bölgenin geleceğine ilişkin tasarılarda yaşanan sarsıntı var. Bir uçtan ötekine, ellerinde düzgün bir çizgi olduğunu sananlar, şimdi her şeyin yine kırılgan, karmaşık, zikzaklı olduğunu görmeye başlamıştır.
- Örtülü dünya savaşı çağı: Savaşın çapı göründüğünden daha büyük 06 Ekim 2024 04:52
- İngiltere’de sokaklar faşizme kapalı 11 Ağustos 2024 06:41
- İki ucu savaş değneği 24 Mayıs 2017 00:56
- Olsaydıyla bulsaydı... 17 Mayıs 2017 01:00
- İdam... 19 Nisan 2017 00:10
- Gariplerin ölümü 29 Mart 2017 00:38
- Devletin ve milletin çıkarı nerede? 15 Mart 2017 01:00
- Almanya'ya karşı birleşik milli cephe! 08 Mart 2017 00:10
- ‘Sözde bayrak’ 01 Mart 2017 01:09
- Provokasyon ihtiyacıyla yaşamak 21 Aralık 2016 01:00
- Amerika gitsin, Rusya mı gelsin? 10 Ağustos 2016 00:59
- Darbenin gizli kalan iki ayağı! 27 Temmuz 2016 00:43