Göremediğim torunuma mektup
İki yıl önce Amerika Kıtası İnsan Hakları Mahkemesi, ünlü Arjantinli ozan Juan Gelman’ın davasında tarihi bir karar aldı. Bu dava sonucunda, askeri diktatörlük döneminde (1973-1985) devlet tarafından işlenen suçlar için Uruguay devletinin hesap vermesi gerektiği karara bağlandı. Bu karar ile insanlığa karşı işlenmiş suçların zaman aşımına uğraması ve bu suçları işleyenlerin dokunulmaz kalması kuralı bozulmuş oldu.
Bu davanın sonuçlanması ile Akbaba Operasyonu (Operation Condor) olarak bilinen korkunç işbirliği bir kez daha gündeme geldi. CIA desteği ile gerçekleştirilen Akbaba Operasyonu, Güney Amerika’daki diktatörlüklerin muhaliflerine karşı bir çeşit uluslar arası savaş yürütmesini sağlamıştı.
Bu işbirliğinin somut bir örneği, Juan Gelman’ın gelini ve torununun başına gelenler. Gelman’ın oğlu Marcelo ve hamile eşi María Claudia 1976’da Buenos Aires’te kaçırılmış ve kaybedilmişti. Yıllar sonra Marcelo’nun hemen öldürüldüğü ortaya çıkmıştı. María Claudia’nın Uruguay’ın başkenti Montevideo’ya gönderildiği, doğum yaptıktan sonra öldürüldüğü, bebeğinin Uruguaylı bir çifte verildiği ise çok daha sonra anlaşılacaktı.
***
Juan Gelman gerçekleri ortaya çıkarmaya kararlıydı. Oğluna, gelinine ve hiç görmediği torununa ne yapıldığını araştırmayı hiç bırakmadı. Oğlunun öldürüldüğünü öğrendikten sonra, yıllarca gelinini ve torununu aramayı sürdürdü.
İşte bu arayışını anlatan, “Torunuma Açık Mektup” başlığını taşıyan mektubunda (Página Gazetesi, 12 Nisan 1995), Juan Gelman hiç görmediği torununa şöyle sesleniyordu.
Önümüzdeki altı ay içerisinde on dokuzuna gireceksin. Ekim 1976’da bir askeri toplama kampında dünyaya geldin. Baban öldürüldükten hemen önce veya hemen sonra. Onu yarım metreden az bir mesafeden, kafasından vurarak öldürdüler. Onu öldüren kişi, belki de 24 Ağustos günü babanı ve anneni Buenos Aires’te kaçıran basit bir ayrıntıydı. Onları “Automotores Orletti” denen bir toplama kampına götürdüler. Askerler kampa “bahçe” adını vermişti.
Babanın adı Marcelo, annenin adı Claudia idi. Her ikisi de yirmi yaşındaydı. Sen altı aydır annenin rahmindeydin. Anneni ve onun içindeki seni, doğum yaklaşınca başka bir toplama kampına götürdüler. Annen orada doğum yapmış olmalı. (…) Sonra seni annenden aldılar. Diktatörlüğü destekleyen bir çifte verdiler. O sinsi bekleme listesindeki bir çifte. Doğum yapan tutsağın bebeği o listedeki bir çifte veriliyor; tutsak anne ise öldürülüyordu.
Askerler yönetimi bırakalı on üç yıl oldu. Annenden haber alamadık. Baban ise içine kum ve beton doldurulmuş ve San Fernando Nehri’ne atılmış bir petrol varilinde bulundu. O şimdi La Tablada’da yatıyor. (…)
Oğlum ve kızımdan, sana ana baba olamayan iki kişi olarak söz etmek bana çok garip geliyor. Senin kız mı, oğlan mı olduğunu bile bilmiyorum. Bildiğim doğmuş olduğun. (…)
Sen artık büyüdün. (…) Neredeyse anne ve babanın öldürüldüğü yaştasın. Çok yakında onlardan yaşlı olacaksın; onlar hep yirmi yaşında kalacaklar. Onların senin için ve daha iyi ve yaşanabilir bir dünya için kurdukları düşleri vardı. Seninle onlar hakkında, senin hakkında konuşmak isterdim. Senin içinde oğlumu bulmak, senin de benim içimde babanı bulmanı sağlamak isterdim. Sen ve ben, babanın yetimleriyiz. (…)
***
Juan Gelman gerçekleri ortaya çıkarmayı başardı. Gelininin ve torununun başına gelenleri ortaya çıkardı. Akbaba Operasyonu’nun insanlığa karşı bir operasyon olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Uruguay devletinin hesap verme yükümlülüğü olduğunu karara bağlattı.
Bugün Türkiye tam da bu gibi bir mücadeleye ve gerçeklerle yüzleşmeye susamış durumda. Acı ve korkunç gerçekler ortaya çıkarılmadıkça bu susuzluk bitmeyecek. Özel Harp Dairesi’nden Madımak Katliamı’na, Madımak’tan Hrant Suikastı’na, Hrant’tan Ethem ve Ali İsmail’e uzanan korkunç zincir gözler önüne serilmeli. Serilmeli ki, “ileri demokrasi” düzeninin neyin üzerine kurulu olduğu artık anlaşılsın.
EVRENSEL'İNMANŞETİ

“Aşı kampanyaları yapılmalı”

8 Mart’tan notlar: Mücadele yılının başlangıcı

30 yıl sonra Gazi’den Suriye’ye... | "O gün katliamı teşvik edenler bugün meşrulaştırıyor"

Evrensel'i Takip Et