Tribünlerde 'sıkıyönetim' başladı...
Fotoğraf: Envato
2013-14 futbol sezonunun kombine biletlerini almak için kulüplerine giden Beşiktaş taraftarları kendilerine dayatılan taahhütname ile karşılaştılar. Daha önceki yıllarda da benzer uygulamalar hemen hemen bütün kulüpler tarafından yapılıyordu ancak bu sezon Beşiktaş kulübü taahhütnameye daha önce görülmeyen ilginç bir madde ekledi: “Toplumsal, siyasi ve ideolojik olaylara sebebiyet verecek şekilde veya bir kişiyi veya grubu veya zümreyi hedef alacak şekilde hakaret etmeyeceğimi, hakaret içeren sloganlar atmayacağımı, aksi halde BJK’nin sezon kartını bedelsiz olarak geri alma ve iptal etme hakkına sahip olduğunu…” cümleleriyle başlayan madde açıkça “siyasal” slogan atanların kombinelerinin iptal edileceğini belirtiyordu. Merkez medyadaki kimi yorumlarda ve sosyal medyada büyük tepkiye yol açan bu madde asla sürpriz değil. Hatta bunun tribünlere yönelik “sıkıyönetimi” andıran uygulamaların başlangıcı olduğunu söylemek mümkün. Bu köşenin okurları açısından belki tekrar olacak ama hatırlatmak da fayda var. Daha ortada “Gezi direnişi”yle ilgili hiçbir ipucu bile yokken geçen sezonun son günü olan 19 Mayıs tarihinden itibaren, birçok hükümet sözcüsü yeni sezonda “spor sahalarında ve üniversitelerde” özel güvenlik yerine emniyet kadrosunda yer alacak “koruma memurlarının” görevlendirileceğini ifade etmişlerdi. “Güvenlik” gerekçesiyle açıklanan bu uygulamanın asıl hedefinin son dönemde tribünlerde ortaya çıkan hükümet karşıtı tepkiler olduğunu tribünleri yakından izleyenler farkındaydı. Hükümeti takdir etmek gerekiyor. Yaptıkları analiz tamamen doğru çıktı. Bütün bir haziran ayına yayılan “Gezi parkı” direnişinin en önemli aktörleri üniversiteli gençlik ve taraftar grupları oldu. Şimdi “holiganizm” ile mücadele adıyla bu sesleri kısmanın hesapları yapılıyor. Psikolojik harekat Zaman gazetesiyle başladı. 22 Temmuz’da manşetine “holiganizm tehlikesi kapıda” cümlesini yerleştiren Zaman ve Ekrem Dumanlı’nın yorumları düğmeye basıldığının işaretini vermişti. Sanırım Zaman gazetesinin bu manşetini ve yorumları eleştiren Sol Gazetesi’de zamanında attığı “öğrenciye holigan muamelesi” başlığının bir özeleştirisini verir. Siz bu satırları okurken, devletimizin önemli isimleri “Holiganla Mücadele Zirvesinde” buluşmuş olacak. Milliyet gazetesinden Tolga Şardan’ın haberine göre, istihbarat birimleri, taraftar gruplarının gezi parkı direnişi sırasındaki tepkilerinin yeni sezonda da süreceğini bildirmiş. Hükümete karşı tepki gösteren kimdir? Ya “çapulcu” ya “holigan”. “Holiganla mücadele” zirvesi aslında “hükümeti tepkilerden nasıl koruruz” zirvesinden başka bir şey değil. Bülent Arınç, spor müsabakalarında eylemlerin devam edeceğine dair istihbarat aldık demiş. O istihbaratçılara boşuna maaş ödemeyin, ben en azından 3 aydır yazıyorum ve tribünü bilen herkes durumun farkında. Geçen hafta bu köşenin başlığını “Tribünlerde sıkıyönetime doğru” diye atmıştım ama “sıkıyönetim” başladı. Beşiktaş’ın zor günlerinde 5 kuruş faydası olmayan sözde Beşiktaşlı sermayedarlar hükümetin proje takımı olarak Kasımpaşa’nın yönetimine geçtiklerinde, Beşiktaş taraftarının söz söyleme hakkını kısıtlayıcı maddeyi dayatmayı biliyorlar. Çarşı şimdi Kalkavan ve Ciner’e nasıl karşı olduğunu da göstermek zorunda. Fenerbahçe-Galatasaray 11 Ağustos’da süper kupa için mücadele edecek. Yerseniz “holiganlar” Kayseri’de. Bakü’ye almak istediler olmadı, Üsküp önce evet dedi, sonra baktı durum farklı, başka yerde oynayın dedi. Fenerbahçe taraftarı polisin olmadığı ortamda “Gezi ruhuyla” Olimpiyat stadında oynayalım dedi, kimseden ses çıkmadı. Şimdi Kayseri’de maçta eğer hükümet karşıtı slogan atarsanız gözaltına alınıp cezalandırırsınız şeklinde kağıtlar dağıtılıyor. 3000 polis, 1000 özel güvenlik, sanırsınız süper kupa maçına değil El-Nusra’nın silah panayırına gidiyoruz. Aslında verilen mesaj ortada. Önümüzdeki dönem spor sahalarında sistem ve hükümet karşıtı slogan atan herkes “holigan”dır ve cezalandırılacaktır. Kazlıçeşmede’de bayrak sallayıp, “seni gömecek yer bulamam” diyen yöneticiler ise hükümetin bu dönemde en sevdiği aktörler olacak. Taraftarlar, tribüncüler için son noktaya gelindi; “tek başına kurtuluş” yok artık. Ya hep beraber taraftar hakları savunulacak, ya hep beraber “sıkıyönetim” tribünlerinde yok olunacak.
- Rasim Ozan gitti futbol medyası temize mi çıktı? 30 Kasım 2017 00:15
- Fenerbahçeli medyayı deşifre edelim 16 Kasım 2017 00:26
- Cüneyt Çakır, Mete Kalkavan gerisi yalan… 25 Ekim 2017 23:01
- 'Yıldırım Demirören yeter' 05 Ekim 2017 01:21
- Ne etti la bu Aykut Kocaman size? 21 Eylül 2017 01:00
- Aykut Kocaman'a niye saldırıyorlar? 14 Eylül 2017 00:15
- Federasyon, Tribün Mühendisliği: Beleştepe, Göztepe, Konya... 24 Ağustos 2017 00:15
- Terim kovuldu sıra Demirören’de mi? 04 Ağustos 2017 01:01
- Terim ve Demirören'e sonsuz teşekkürler! 20 Temmuz 2017 01:00
- Futbola da adalet lazım 13 Temmuz 2017 00:15
- Arda Turan'a neden kızıyorsunuz ki? 15 Haziran 2017 00:30
- Şampiyonluklara seviniyor musunuz? 01 Haziran 2017 01:00