1 Ağustos 2013

Başka bir jüri konuştuğunda

Trayvon Martin davası, gerçekten de bardağı taşıran son damla oldu. Bu davayla, Siyahların hayatlarının ne kadar kolay önemsizleştirildiğini gördük. Fakat sadece bu bağlamda değil. Yaygın medyanın bu trajediye kendi önemsizleştirme tekniğiyle nasıl tepki verdiğine, tamamen çılgınca bir manzara ortaya çıkardıklarına da tanık olduk. Duygu sömürüsü ve sonu gelmez, yönü belirsiz tartışmalarla, olaylara ışık tutmaktan çok reklama yönelen bir tavır gösterdiler.
Medya sürekli olana yönelip sistematik düşünceyi bir kenara itti. Trayvon’un davası, dikkatleri üzerine çekiyor; fakat diğer olaylar, özellikle polis vahşeti gibi konular, gündem dışı kalıyor. Tarih boyunca herkesten çok insanı hapsetmiş bir sistemin hedefinde, birçok tartışmadan da yoksun kalıyoruz. Çılgın manzaranın etkisinde, toplu hapsedilme siyasetinin birçok yüzü kaybediyor ve bu durum milyonları etkisi altına alıyor.
Haber programlarında bölümler boyunca gözümüze sokulan elitist gözyaşlarına dikkat kesiliyoruz ancak sistematik düşünceye yönelim değişim getiren bir meydan okumayı da beraberinde getiriyor. Eğer “direnirsen” mantığı yürürlükten kalkıyor; çünkü bu tavır, birçoklarına aynı muameleyi yapan ve gençleri harcanabilir gören sistemi değiştirmiyor. Birkaç ay önce, Yüksek Mahkeme, ergenlerin sadece tek bir oy ile şartlı tahliye hakkı olmaksızın müebbede mahkum edilmeleri uygulamasını kınadı. ABD’deki tüm yargı alanları içinde -gerçekte, bütün dünyada- Pennysilvania, ergenlerin ömür boyu hapse mahkum edilme oranında birinci oldu. Fakat, ergenler, hapishane endüstrisinin tek hedefi değil, kapanmış okullar, yaygın işsizlik, korku ve ebeveynlerinin nefretiyle de yüzleşiyorlar. Yarının boşluğuyla yüzleşiyorlar. Onlar, kendilerini doğumlarından itibaren yarı yaşama mahkum eden bir sistemin yüzsüz öfkesiyle karşı karşıya kalıyorlar. Trayvon sadece biri, onlardan daha çok var.
Trayvon Martin davasının 29 numaralı jürisi saçmalamaya başladığında, mahkumiyetin kesin olduğu yönündeki önceki tahlilimi tekrar düşünmeye başladım. Bu jüri, Maddie adındaki Porto-Ricolu genç kadın, ABC muhabirine, Trayvon’u vuran George Zimmerman’ın cinayetten yakayı sıyırdığını düşündüğünü söyledi. Fakat, “yasa gereği” dedi jüri, “Zimmerman’ı beraat ettirmekten başka çarem yoktu”, bunu da şöyle açıkladı: Kalbimi ve duygularımı göz ardı etmek zorundaydım. Martin’in annesinden, Sabrina Fault’dan özür diledi, çocuğunun kaybını kendisinin de hissettiğini söyledi.
Gerçekten de kayda değer bir röportajdı. Hiç değilse, bir jürinin, yüzünü ilk gösteren kişinin zihninden neler geçtiğini anlayabildik. Bu olay aynı zamanda davanın ilk başta göründüğü kadar net temellere dayanmadığını da gösterdi. Yine de, jürinin kendilerine verilen talimatları çok ciddiye aldıklarını görmüş olduk. Görünen o ki, jüriler de kafa karışıklığı yaşayabiliyor. Gerçekte, jüriler, ne olursa olsun, istedikleri yönde oy kullanmaktan korkuyorlar. Buna jüri vetosu deniliyor. Toplumsal adaleti sağlamanın bir yolu da bu. 29 Numaralı jüri bunu bilmiyordu çünkü görevlendirildiklerinde kendilerine bu yönde bir bilgilendirme yapılmadı. Bu Trayvon’un annesi ve ailesi için bir gün ışığı olabilirdi. Bazı kafalar, bu genç kadının dava hakkında oldukça tutkulu olduğunu düşünüp rahatlayabilir. Fakat öyle görünüyor ki, onun direnişi diğer jürilerce yenildi. Gerçekten inandığı için değil, sadece yanlış bir oy birliği sağlamak için oy kullandı. Bu kadının diğer jürilere borcu falan yoktu. Fakat aynı şeyi Trayvon ve ailesi için söyleyemeyiz.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et