RTE Üniversitesi ve Türkiye'nin hali
Haberi olmayanlar için kısaca bahsedelim. Rize’de Başbakanın adını taşıyan üniversite bütün üniversiteler gibi akademik kadro alımı için gazete ilanı veriyor. Ancak küçük bir unutkanlık gerçekleşiyor. Sınava başvuru çağrısı amacı ile yayınlanan ilanda, alınacak kişilerin isimleri de yer alıyor.
Aslında bu ülke üniversitelerinin çoğunda fiili durumun eskiden beri böyle olduğunu biliriz. Ancak bu ilanda ortaya çıkan durum, işin ne kadar ciddiyetsiz boyutlara ulaştığını gösteriyor. İster umursamazlık diyin ister rahatlık. Bu basit unutkanlığın nasıl bir psikolojiden kaynaklandığı ile yüzleşmemiz gerekiyor.
Sadece bu gazete ilanına baktığınızda bile Türkiye’nin nasıl yönetildiğini görebiliyorsunuz. Bundan sonrası ne kadar önemli bilmiyorum ama bakalım ortaya çıkan tablodan dolayı kimler ne ölçüde cezalandırılacak? Muhtemeldir ki bu vaziyetin ortaya çıkmasına neden olan teknik sorumluların sehven yaptıkları üzerinden harekete geçilecektir. Rektörün istifası ya da bu düzeyde bir soruşturmanın söz konusu olup olmayacağını hep birlikte göreceğiz.
Zaten asıl mesele de RTE Üniversitesi değildir. Memleketin her kurumunun yaklaşık bu ciddiyet ve hassasiyetle yönetiliyor olmasıdır. Olsun, kıyamet kopmaz, ya da eskiler de böyle yapıyordu diyerek konuyu geçiştirmeyi tercih ediyorsanız söylenecek söz kalmamış demektir.
Bütün kamuoyunun gözü önünde cereyan eden davalarda hazırlanan iddianamelere baktığınızda da aynı tabloyu görürsünüz. Yani yok aslında kurumların birbirinden farkı. Üniversiteler nasıl yönetiliyorsa yargı da öyle çalışıyor. Dış politika, ekonomi farklı bir durumda mı? Hayır.
İktidar partisinin tabanında Mısır tartışması nasıl yürüyor? Türkiye devletinin resmi ve fiili Mısır politikası ne? Kamuoyuna yansıyan söyleme baktığınızda, haksız yere yönetimden indirilen Mursi’ye görevinin iadesi izlenimine giriyorsunuz. Oysa bütün dünyanın hatta darbeyi yapanların da söylediği “bir an önce seçim” tavrı dışında pazarlık konusu yapılan sadece Mursi’nin serbest bırakılması.
Ekonomi politikalarında müthiş bir faiz karşıtı dil kuruluyor. Peki o halde neden gereği yapılmıyor sorusunun cevabı çok açık. Merkez Bankası yetkililerini suçlamak ve tribünlere yönelik söylem siyasetini yürütmek ülkeyi yöneten siyasi iradenin işine geliyor.
Oysa Türkiye için deniz bitiyor.
Başbakanın iddia ettiği gibi bırakın teknenin tırtıklanması ile delik açılmasını, yolda parçalara ayrılan tekne toptan satışa çıkarılıyor.
EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüzsüzlük seferberliği
“Vergide adalet” sözünü ağzından düşürmeyen Maliye Bakanı Şimşek’in başlattığı seferberlikten yine sermayeye kıyak çıktı. Bütçede sermayeden alınacak 2.2 trilyon TL vergi gelirinden vazgeçen iktidar, trilyonlarca liralık gelir elde eden 100 şirketin, 62.5 milyar liralık vergisini erteledi. Yüksek enflasyon nedeniyle Türkiye’nin en zenginleri listesinde yer alan patronların ödeyeceği vergi kuşa dönecek.
Borsa İstanbul’da işlem gören ve 2024 yılında 3.6 trilyon TL gelir elde eden 100 büyük şirketten 62.5 milyar TL tutarında vergi tahsil edilmedi.
Türkiye’nin en zengin 10 ismine ait sadece 8 şirketin toplam 18 milyar TL’lik vergi borcu ertelendi.
Çevre Bakanı Kurum’un Emlak Konut Genel Müdürlüğü döneminde özelleştirilen Emlak Konut’tan tahsil edilmesi gereken 6.9 milyar TL tutarında vergi alacağı ertelendi.

Renault işçilerine kayyım atandı

Koç’un Bıçakçılar’ında; düşük ücret, mobbing, çifte standart…

Gençler gelecek kaygısı ve çetelerin cenderesinde

Evrensel'i Takip Et