6 Ağustos 2013
DİĞER YAZILARI
İnsan olmak 29 Ocak 2025
Anılara dönmek 22 Ocak 2025
Gemici Islığı 1 Ocak 2025
Dünden bugüne 25 Aralık 2024
Ellerinize ve yalana dair  18 Aralık 2024
Eski dostlar 11 Aralık 2024
YAZI ARŞİVİ

Her yıl 6 ve 9  Ağustos tarihleri  yaklaştığında insanlığa karşı işlenmiş suçlar üşüşür belleğime. Guernica, Auschwitz, Hiroşima ve Nagazaki üzerine yazılanlara,çizilenlere, filmlere, fotoğraflara ibretle yeniden göz atarım.Susan Sontag’ın deyişiyle oturduğunuz rahat köşenizden ‘başkalarının acılarına bakmak’ kolaydır.”İçinizde bir şeyler acısa da, bir süre sonra unutur geçersiniz. Oysa  zulme, şiddete uğrayan, katliamlarda aile  bireylerini, evlerini yurtlarını yitirenler içinse o anları hatırlamanın yükü her gün biraz daha ağır olur  acı büyür hep, hiç bitmez. Bir kor olur kalır yürekte.Vahşi kapitalizmin kol gezdiği dünyada adaletin, insan haklarının, özgürce soluk alacakları bir doğada yaşamanın  bedelinin de her geçen gün biraz daha güçleştiğinin farkına varılır. Bir umuttur insana kalan. Umuda ulaşmak için de uzun sabırlı bir mücadele… İktidarın, dumansız Türkiye sloganına koşullanmış  siyaset erbabının, sağlık ve çevre  uzmanları ile bu kesimin sözcülüğünü üstlenen medyanın; gezegenimizin gördüğü  en büyük nükleer felaket olan  Hiroşima’ya yaklaşımını  merak etmemek elde değil. Siyasete bulanmış, halkı bilgilendirme yerine yönlendirme yolunu seçmiş yazılı ve görsel basını ve de her sözleri hikmet taşıyan uzmanları izlemek ilginç olacak. Nükleer santrallere, ülkenin doğa güzelliklerini kasteden, ırmakları, dereleri, ormanları yok eden HES’leri yaygınlaştıran çalışmalara karşı dur(a)mayanların elbette dumansız Türkiye’den anladıkları sigaranın dumanı olacaktır. Oysa çok değil seksenli yılların gazete ve dergilerine baktığınızda nükleer santrallerin yaratacağı  tehlikelere  dikkat çeken, doğanın dengesinin bozulduğuna ilişkin bilimsel makaleleri  yıllar önce toplumu uyaran bilim, yazın ve sanat insanlarının varlığını görüyorsunuz.Günümüzde yerlerini doldurmakta zorlandığımız değerlerden Mahmut Dikerdem, Serol Teber, Tiyatro Yazarı Oben Güney Hiroşima ve Nagazaki için bilimsel içeriği de olan yazılara imza atmışlardı.Şairlerimiz de  Hiroşima kıyımına duyarsız kalmamışlardı.Günümüzde ise Gezi Parkı’nda, parklara,doğaya ağaca ve yeşile sahiplenmeyi kalkışan gençleri  bile anlamaktan uzağız. Üstelik Almanya, Fransa gibi nükleer santrallere ağırlık veren ülkeler nükleer santrallere son vermenin geleceğe dönük planlarını yaparken biz çevrecileri marjinal, anarşist diye niteliyoruz. Nerde kaldı bizim demokrasi anlayışımız? Nerde kaldı insan odaklı kentleşme projelerimiz? Atom bombası mağduru Japonya, nükleer bombadan çıkaramadığı dersleri  bir deprem sonucu  yine insan kayıpları ve yayılan radyasyonla  ödedi. Hala da ödüyor. Nükleer santrallerin sızıntıları ile yaşanan insanlık dramının boyutları sürüp gidiyor. “İnsanlar nükleer silahlarla bir arada yaşamamalı” diyor Japon nükleer karşıtlarının 1986’da yayımladıkları bir bildiri ve şöyle devam ediyor:  “Şimdi nükleer silahların yasaklanması, yapılmış olanların da yok edilmesi zamanıdır. Hep birlikte nükleer silahların yapımını, kullanımını, denenmesini, geliştirilmesini ve yeryüzüne yerleştirilmesini önleyelim.”      6 Ağustos 1945 tarihini ve Hiroşima’yı halkıyla birlikte haritadan silmeyi amaçlayan atom bombasının atıldığı saat 8.15’i, belleklerimize kazımalıyız. Kazımalıyız ki genç kuşaklar savaşın değil barışın; şiddetin değil sevginin, kardeşliğin betona  kesen kentleşmelerin değil yeşilin, ağacın  yaşanası alanların  yer aldığı kent mimarisinin başat olduğu bir toplum yaratma yolunda çaba gösterebilsin.

Yazıyı Edip Cansever’den bir şiirle sonla-yalım :

”Benlik Duygusu “ O sağduyulu insan sen misin

Göster öyleyse insan tarafını bize

Senin mi pişen aşın gülen çocuğun sevinci

Bizim mi senin sevincin senin hürlüğün

Bu dağlar bu ormanlar senin mi?

Her şey senin mi ne dersin Tarlalar senin evler senin

Davullar senin zurnalar senin

Bayramlar şenlikler senin

Gördüğün her şey senin işte

Sen astığı astık kestiği kestiksin

Sultanlık efendilik bile senin için

Varsa sen yoksa sen

Sen kimine göre insan

Kimine göre benlik duygusu

Sensin içlenen sensin duygulanan

Sensin anlayan dostluktan hürriyetten

Oyundan resimden şiirden

Sensin bizim iç dünyamızı ışıtan

Varsa sen yoksa sen

Sen değil misin yerle gök arasını

Sen değil misin toplumu karıştıran

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et