Hiroşima
Her yıl 6 ve 9 Ağustos tarihleri yaklaştığında insanlığa karşı işlenmiş suçlar üşüşür belleğime. Guernica, Auschwitz, Hiroşima ve Nagazaki üzerine yazılanlara,çizilenlere, filmlere, fotoğraflara ibretle yeniden göz atarım.Susan Sontag’ın deyişiyle oturduğunuz rahat köşenizden ‘başkalarının acılarına bakmak’ kolaydır.”İçinizde bir şeyler acısa da, bir süre sonra unutur geçersiniz. Oysa zulme, şiddete uğrayan, katliamlarda aile bireylerini, evlerini yurtlarını yitirenler içinse o anları hatırlamanın yükü her gün biraz daha ağır olur acı büyür hep, hiç bitmez. Bir kor olur kalır yürekte.Vahşi kapitalizmin kol gezdiği dünyada adaletin, insan haklarının, özgürce soluk alacakları bir doğada yaşamanın bedelinin de her geçen gün biraz daha güçleştiğinin farkına varılır. Bir umuttur insana kalan. Umuda ulaşmak için de uzun sabırlı bir mücadele… İktidarın, dumansız Türkiye sloganına koşullanmış siyaset erbabının, sağlık ve çevre uzmanları ile bu kesimin sözcülüğünü üstlenen medyanın; gezegenimizin gördüğü en büyük nükleer felaket olan Hiroşima’ya yaklaşımını merak etmemek elde değil. Siyasete bulanmış, halkı bilgilendirme yerine yönlendirme yolunu seçmiş yazılı ve görsel basını ve de her sözleri hikmet taşıyan uzmanları izlemek ilginç olacak. Nükleer santrallere, ülkenin doğa güzelliklerini kasteden, ırmakları, dereleri, ormanları yok eden HES’leri yaygınlaştıran çalışmalara karşı dur(a)mayanların elbette dumansız Türkiye’den anladıkları sigaranın dumanı olacaktır. Oysa çok değil seksenli yılların gazete ve dergilerine baktığınızda nükleer santrallerin yaratacağı tehlikelere dikkat çeken, doğanın dengesinin bozulduğuna ilişkin bilimsel makaleleri yıllar önce toplumu uyaran bilim, yazın ve sanat insanlarının varlığını görüyorsunuz.Günümüzde yerlerini doldurmakta zorlandığımız değerlerden Mahmut Dikerdem, Serol Teber, Tiyatro Yazarı Oben Güney Hiroşima ve Nagazaki için bilimsel içeriği de olan yazılara imza atmışlardı.Şairlerimiz de Hiroşima kıyımına duyarsız kalmamışlardı.Günümüzde ise Gezi Parkı’nda, parklara,doğaya ağaca ve yeşile sahiplenmeyi kalkışan gençleri bile anlamaktan uzağız. Üstelik Almanya, Fransa gibi nükleer santrallere ağırlık veren ülkeler nükleer santrallere son vermenin geleceğe dönük planlarını yaparken biz çevrecileri marjinal, anarşist diye niteliyoruz. Nerde kaldı bizim demokrasi anlayışımız? Nerde kaldı insan odaklı kentleşme projelerimiz? Atom bombası mağduru Japonya, nükleer bombadan çıkaramadığı dersleri bir deprem sonucu yine insan kayıpları ve yayılan radyasyonla ödedi. Hala da ödüyor. Nükleer santrallerin sızıntıları ile yaşanan insanlık dramının boyutları sürüp gidiyor. “İnsanlar nükleer silahlarla bir arada yaşamamalı” diyor Japon nükleer karşıtlarının 1986’da yayımladıkları bir bildiri ve şöyle devam ediyor: “Şimdi nükleer silahların yasaklanması, yapılmış olanların da yok edilmesi zamanıdır. Hep birlikte nükleer silahların yapımını, kullanımını, denenmesini, geliştirilmesini ve yeryüzüne yerleştirilmesini önleyelim.” 6 Ağustos 1945 tarihini ve Hiroşima’yı halkıyla birlikte haritadan silmeyi amaçlayan atom bombasının atıldığı saat 8.15’i, belleklerimize kazımalıyız. Kazımalıyız ki genç kuşaklar savaşın değil barışın; şiddetin değil sevginin, kardeşliğin betona kesen kentleşmelerin değil yeşilin, ağacın yaşanası alanların yer aldığı kent mimarisinin başat olduğu bir toplum yaratma yolunda çaba gösterebilsin.
Yazıyı Edip Cansever’den bir şiirle sonla-yalım :
”Benlik Duygusu “ O sağduyulu insan sen misin
Göster öyleyse insan tarafını bize
Senin mi pişen aşın gülen çocuğun sevinci
Bizim mi senin sevincin senin hürlüğün
Bu dağlar bu ormanlar senin mi?
Her şey senin mi ne dersin Tarlalar senin evler senin
Davullar senin zurnalar senin
Bayramlar şenlikler senin
Gördüğün her şey senin işte
Sen astığı astık kestiği kestiksin
Sultanlık efendilik bile senin için
Varsa sen yoksa sen
Sen kimine göre insan
Kimine göre benlik duygusu
Sensin içlenen sensin duygulanan
Sensin anlayan dostluktan hürriyetten
Oyundan resimden şiirden
Sensin bizim iç dünyamızı ışıtan
Varsa sen yoksa sen
Sen değil misin yerle gök arasını
Sen değil misin toplumu karıştıran
GÜNÜNYAZILARI
![İhsan Çaralan](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_e8298fe29bb34f1280c4f33ea90d5bb71c4d6aa2.jpg)
![Yücel Demirer](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_e0358560e1608aed7dfee7cf3a5d9080efd77dfb.jpg)
![Aras Coşkuntuncel](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_5b42a6211eaf557164d8eeed30705a257d012c9a.jpg)
![Ahmet Ergin](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_8968e8d2288eb0bd01900b738b709f3d2fedca6c.jpg)
![Deniz İpek](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_554771fccd2b4a412907963b96c6b8816167ce75.jpg)
![Kansu Yıldırım](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_5231b28fecd4e81edaf7ad4677e9216a4e85d9db.jpg)
Evrensel'i Takip Et