Helal ilaç ve bayram: Sağlıkta dönüşümün yeni pazarı
Fotoğraf: Envato
Her inanç kendince gelenekler yaratır, değerler bütünü oluşturmaya çalışır. Bir taraftan da kendi inancından olmayanlar ile geleneklerini paylaşır. Bazen de inanmayanlar o inancın geleneklerini belirler. Yarın kimi Müslümanlar için Ramazan, bir kısmı için Şeker / Ramazan, birlikte yaşadıkları için ise Şeker Bayramı.
Bir günü daha “Bayram havasında geçirmek” güzel bir duygu; umarım yarın da böyle olur. Ama mümkün mü?
Ramazanda “yoksullar hatırlanmalı” denir, ne güzel! Ama nasıl? Fitre ve zekat; ama kimlere? Peki, yoksulu nasıl biliriz Müslüman coğrafyada? “Vur kafasına, al hırkasını” olmasın sakın?
Yoksulun en sıkıntılı yanı açlık sınırında yaşamasıdır. Özellikle de proteinden fakir beslenir. Yanı başında ücretsiz sahip olabileceği protein kaynağına ise itibar etmez, “günahtır” der. Öyle ya tarlasının kıyısında dolanan rağbet görmez bir avdır o. Bir Yahudi veya Müslüman yoksul için onun adı domuzdur. Dünyanın geri yarısı için ise temel protein kaynağıdır.
Ama bir de bakıyorsunuz yoksul olmayan bir hekim çıkmış din / bilim adına bir şeyler mırıldanı-yor. Efendim “kapsül şeklindeki haplarda domuz ürünü varmış”, “günahmış”. Peki, kim daha fazla hastalanır; yoksullar mı varsıllar mı? Diyeceğim o ki yoksula bir yasak / ceza daha gelmek üzere.
Amaç inanç temelli mi yoksa inanç sömürüsü ve işin ticareti mi zaman gösterecek.
Siz bir taraftan ilaçları domuzuna tanımlayıp itibarsızlaştırırsanız, öte yandan “dindar nesil” yetiştirmekten dem vuran hükümet neoliberal sağlık politikaları ile sağlığı metalaştırıp piyasanın hizmetine sunuyorsa insan sormaz mı: Acaba neden şimdi?
Hatırlarsanız birkaç yıl önce ‘drog stor’ adlı reçete kapsamı dışındaki ilaçların satılacağı bir işletme zincirinden bahsedilmeye başlanmıştı. Buralarda SGK kapsamı dışına çıkartılmış ilaçlar veya “bitkisel ürün” olarak halk arasında bilinen ürünler satılacaktı. Şimdilik ertelediler, ama eli kulağında. Şimdilik “dindar nesilden” bir hekim fısıldadı an geçmez Diyanet fetvaları ile girebilir konuya. Nasıl mı?
Önce ağrı kesiciler, sonra bir bakmışız mide ilaçları ve vitaminler, öksürük şurupları reçete kapsamı dışına çıkartılmış. Bunun anlamı hekim yazsa da cepten ödenmesi gerektiğidir. Sonra bir bakmışız yıllardır reklamı yapılan kolesterol ilaçları “kötü” ilan edilmiş ve bitkisel ürünleri anlatmaya başlamış birileri. Yani gitsin eczane, gelsin drog storlar!
İşte tam da bu noktada birileri dinen domuz ürünü katılmış ilaç kullanmak / yazmak günahtır dediğinde drog stor piyasası inanılmaz büyüyecektir. Bir anlamda gitsin ilaçlar gelsin ambalajlanmış otlar.
Yeme içme dünyasında “helal ürün” hayata geçirilmişken ilaç dünyasında neden yapmasınlar? Zat-ı muhterem hekim nerede ise tüm ilaçların “domuzuna ürünler” olduğunu mırıldanıyor. Şimdi birileri çıkıp aynen bisküvilerde olduğu gibi “İlaçlarımızda domuz mamulleri kullanılmamaktadır” yazısı eklese ve fiyatları abartsa ne olacak? Biliyorsunuz SGK aynı etkene sahip ilaçlar arasında en ucuz olanı ödüyor. Hasta diğerinde ısrarcı olursa farkı cebinden ödüyor. Güzel iş değil mi? İslam inancını neoliberalizmin hizmetine sunma, entegre etme çabası yakın zamanın temel sorunlarından birisi haline geleceğe benziyor.
Evet, yarın bayram. Bu bayram açlık sınırında olup da günah diyerek domuz eti yemeyen yoksul Müslümanların da bayramı. Zengin Müslümanlara hırsızlık, emek düşmanlığı, iş cinayetleri, devletin kurumlarında sistematik işkence, yargısız infaz daha mı az günah diye soramayan yoksulların da bayramı.
Yarın Bayram! Rojova’da katledilen Kürt kadın ve çocuklarının katilleri ile onlara Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’dan para ve silah sağlayanların da bayramı. Bu bayram kutlu değil. Bu bayramı kirletenler insanlığa karşı suç işliyorlar.
Domuz bağı ile işkencede ölümlere dün ses çıkarmayanların domuz ürünlerinin ilaç olarak kullanımına bile tahammüllerinin olmaması cevabını beklemeyen soruları hatırlatıyor.
Sağlıcakla kalın, her şeye karşın bayrama gölge düşürmeyen güzel insanların uzağına düşmeyin!
- Barış kokusu: Ege denizi 09 Aralık 2024 04:53
- İnsandan inşaata demir eksikliği 02 Aralık 2024 04:48
- Bir davayı seyretmek: Başka bir sağlık sistemi mümkün 25 Kasım 2024 04:43
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35
- Sağlıkta kayıp kuşak: 0-23 yaş arası ve AKP'li yıllar 21 Ekim 2024 04:53
- Hangi antidepresan bize eşitlik, özgürlük, adalet getirebilir ki! 14 Ekim 2024 04:00
- Koruyucu sağlık hizmetleri: Önlenebilir her ölüm cinayettir 07 Ekim 2024 04:55
- Koku ve hafıza 30 Eylül 2024 04:26
- Yapay zeka insan haklarından neden korkar? (1) 23 Eylül 2024 04:29